KıbrısManşetSağlıkSiyaset

Vakalar neden artıyor?

Gözümüzü kulağımızı kapatarak ve hiçbir şey yokmuş gibi davranarak bu virüsle baş edemeyeceğimizi de iyice idrak etmekte çok büyük fayda vardır

Vakalar sağlık sistemini etkisiz hale getirmediği sürece bir sıkıntı teşkil etmeyebilir, fakat bu artışın nedenlerinin ne olduğu konusunda da tespitler yapılmalıdır..

Gözümüzü kulağımızı kapatarak ve hiçbir şey yokmuş gibi davranarak bu virüsle baş edemeyeceğimizi de iyice idrak etmekte çok büyük fayda vardır.

Dolayısıyla bugün vaka artışını da görmezden gelmek mümkün değil.

Belli ki yeni bir dalga ile karşı karşıyayız ve önlem almak durumundayız.

Günlerdir hekimler uyarıyor, maske, mesafe ve hijyen konusunda.

Bu uyarıları dikkate almış olsak bugün çok daha az etkili bir salgın bulacaktık karşımızda.

Ve fakat hekimlerin uyarılarını dikkate almadığımız gibi, sanki bu virüs bitmiş, salgın sonlanmış gibi bir tavır içine girdik.

Devlet de denetim noktasında süreci iyi yönetemedi ve  göz göre göre yeni bir salgın dalgasını getirdik.

Haliyle şimdi çok daha fazla duyarlı olmak zorundayız. Zira bir tarafta sağlık, diğer tarafta ekonomik yaşam, ve eğitim hayatını  kesintiye uğratmadan süreci geçirmemiz gerekiyor.

Dolayısıyla burada hepimize büyük bir sorumluluk düşüyor.

Nedir o?

Kendimizi ailemizi ve yakın çevremizi korumak.

Peki bu nasıl olacak?

Pandemi koşullarının yarattığı tüm kurallara harfiyen uyarak.Bunun başka da hiçbir yolu yoktur. Maske ise maske,mesafe ise  mesafe,hijyen ise hijyen. Kalabalık ortamlardan uzak durmak gerekiyorsa duracağız.

Velhasıl şartlar neyi gerektiriyorsa kendimiz için,ailemiz için,sevdiklerimiz için onu yapacağız,yapmak zorundayız..

Zira aşısı olan bir pandemide yeniden kapanmalara gidemeyiz.

Takdir edersiniz ki pandeminin başladığı 1.5 yıl öncesiyle bugünü aynı kefeye koymak mümkün değil. Aşı bu anlamda sürecin iyileştirici enstrümanı oldu.

Haliyle yeni koşullar üzerinden pandemi ile mücadele etmenin yollarını bulacağız.

Burada en temel ihtiyaç kurallara uyum sağlamaktır. Ve bunun yanında mevcut koşullar göz önüne alınarak yeni tedbirler üzerinde çalışılmalıdır.

Belli ki maske,mesafe ve hijyen üçlüsü yanında

kapalı alanlarda oluşan kalabalıkların denetlenmesini ve yeni kuralların uygulanmasını  gerektirecek bir durum söz konusudur.

Örneğin bu alanlara (kapalı ortamlara) aşısını tamamlanıp 2 haftayı geçiren veyahut da hızlı (antijen) testi negatif olan, ya da  bu hastalığı daha önce geçirip iyileşen kişiler alınmalıdır.

Aşı olmayanlar için de daha sık aralıklarla (antijen) test zorunluluğu getirilmelidir.

Ve bu konuda net bir duruş sergilenmelidir.

Aşı mevcut durumun normale yakın bir noktaya gelmesinde şu an için  elimizdeki tek alternatiftir. Ve elbette kişisel önlemler.

Bakın pandemi ile ilk günden sahada bire bir mücadele veren değerli hekimlerimizden biri olan Dr.Mustafa Akansoy tüm içtenliği ve samimiyeti ile günlerdir uyarıyor.

Ne diyor Dr. Mustafa .Akansoy:

“Böyle giderse 30 ile 60 gün içerisinde olacakları tahmin edebiliyor musunuz?  Kurallara uymazsak, kendimizi ve çevremizdeki insanları korumazsak, böyle gidersek 60 gün sonra her evde en az bir koronalı hasta olacak. Böyle giderse; 30  gün sonra Eylül ayının başında okulların açılması tam bir hayal olacak.”

Sanırım bu paylaşımdan sonra daha fazla söze,kelimeye gerek yok..

Durum ortada ve kaygı duymamızı gerektiriyor.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu