KıbrısManşet

Yalakasyon tebrik kabulleri meselesi!

Kabine, “Covid 19 acil hükümeti” adıyla; medyadan, sendikalardan, tüm sivil toplum örgütlerinden destek talep eder; çok zor günlerin birlikte aşılacağı mesajını verir ve etkili icraat adımlarına geçer...

Faiz Sucuoğlu’nun hükümeti kurma görevini aldığını varsayıyorum…

“İkinci tur” olacağını da sanmıyorum…

Olsa bile, sonucun değişmeyeceği konusundaki “tahminlerime” güveniyorum…

Ve Allah aşkına, sizce bu sonuç değişir mi diye de sormak istiyorum…

-*-*-

Derdim, kimin başbakan olduğu veya UBP kurultayını kazandığı değildir…

Kaldı ki, Hasan Taçoy, çok sevdiğim, çok uzun yıllardır tanıdığım bir kişidir….

Ve bunun da ötesinde, “Gezici”nin anketine sonuna kadar güvendiğim de bilinendir…

-*-*-

Bu kadar şiirsel giriş yeter!

Gelelim derdime!

-*-*-

Efendim, Sucuoğlu, bazı vekil arkadaşlarına, “bana destek verin sizi bakan yapacağım” demiş olabilir mi?

Mutlaka demiştir!

Kendisini destekleyen vekillere bu sözü verdiği gibi, kendisini desteklemeyenler için de “hazırlanan gideceksiniz” planları yapmasında bir maruzat yoktur!

-*-*-

Bundan önce hep böyle olmuştur!

Bundan sonrasında farklı bir beklenti de kimsede yoktur!

-*-*-

Ortalık, dedikodudan da kaynamaktadır!

Sucuoğlu’nun, kesinlikle şu bakanlığa bunu, o bakanlığa da şunu getireceği gibi, gün boyu haberler gelmektedir!

“Şu kesin gitti” veya “bunu asla yaşatmaz” gibi dedikodular da diz boyudur!

-*-*-

Haliyle, “falanca müsteşarın zaten suyu ısınmıştı” veya “filanca müdürün bileti çoktan kesilmişti” gibi klasik Kıbrıs söylentileri de ardı ardına ulanmaktadır!

-*-*-

Ve elbette, Sucuoğlu’nun, bir başbakan olarak, kendi partisi adına kimleri bakan yapacağı, kimleri yapmayacağı da keyfinin bileceği bir iştir!

-*-*-

Ancaaaaak…

Evet, işin bir de “ancak” ile başlayıp devam etmesi gereken sürecinden söz etmemiz lazım.

-*-*-

Sterlin denen ve yaşantımızın en önemli parçası olan “meret” dün TL karşısında 11 rakamını aşmak üzereydi…

Kasım ayının, yani Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkemize gelmesini beklediğimiz ve KKTC’nin bilmem kaçıncı yılını “göstermelik de olsa” kutlayacağımız bu manevi duygularımızı göklere çeken kutsal ay içerisinde; “çok acil işler yapılmalı” derken; aslında bakan, müsteşar, müdür, özel kalem değiştirmelerden söz etmiyoruz!

-*-*-

Faiz Sucuoğlu, bir takvim yılı içerisinde yeniden kurultaya gidecektir.

Bu bir yılı; HP ile kuracağı ve Türkiye’den çok ciddi miktarda (bizim bütçeye göre neredeyse yarısından fazlası) paraya ihtiyacı olacağı bir başarıyla kapatmak zorundadır.

-*-*-

Bunu yaparken, eğer bir yandan yarıştığı Hasan Taçoy’a bilenirse; öte yandan, kabineyi neredeyse tümden değiştirirse; sıra müsteşarlara gelirse; “psefto” veya değil; devletin devamlılığı bir yana, bütçenin ve çok acil işlerin kişisel egoların gerisinde kalabileceği mesajını verecektir ve bu da affedilir bir gecikme olmayacaktır.

-*-*-

Tekrar ediyorum; kesinlikle “Başbakan” olarak, elbette söz verdiği isimler vardır, kendisine çalışan vekillere bakanlık vermek isteyecektir.

Ancak yine de, çok zaman alacak ganimet günlerindeymişiz gibi fütursuzca vakit kaybetmemeye çok dikkat etmesi gerekmektedir.

-*-*-

Bence ne mi yapmalıdır?

Haddime değil ama görüşümü belirtmek istiyorum:

Sucuoğlu, kendi bakanlığına birini hemen atar…

HP ile aynen devam eder…

HP, Dışişleri Bakanlığı konusunda “değişikliğe” gidecekse; bu bakanlığın, doğrudan ekonomik konular veya mali icraatla hiç alakası olmadığı için, dilerse bunu gerçekleştirir…

Kabine, “Covid 19 acil hükümeti” adıyla; medyadan, sendikalardan, tüm sivil toplum örgütlerinden destek talep eder; çok zor günlerin birlikte aşılacağı mesajını verir ve etkili icraat adımlarına geçer…

-*-*-

Turizmi “kımıldatmak için gayret gösterir”…

Üniversitelerin iflasını önlemek için çaba harcar…

Ne bileyim, narenciyenin ihracı, patatesin dışa satımı ile ilgili önemli imzalar atar…

Esnafın yüzü gülmese de, en azından göz yaşı durur!

-*-*-

Yok bunun yerine, kişisel şova, kelle avına, kelle almaya, ödül dağıtmaya, makam mevki sunmaya, müsteşar, müdür değiştirmeye başlarsa; akabinde de UBP’nin değişmez geleneği olan “yalakasyon tebrik kabulleri” sıraya girerse “Niğde Ankara Hatay” İcraat bekleyiniz!

-*-*-

Bütçe’nin açığı ve acısı nasıl giderilecektir?

Salgın süreci ne olacaktır?

Eğitimde neler yapılacaktır?

Esnaf, otelci, seyahat acentesi sahibi, borçlular ne olacaktır?

-*-*-

Bu sorular çok önemlidir!

Ama bu soruların her şeyden önemli olmasının ötesinde; tekrar gibi olacak “Sayın Başbakan” ama; “içine giriyor olduğumuz hatta girdiğimiz süreç, “bekleme, kutlama, tebrik, yalakaların selfi çekmesi süreci” olmamalıdır.

Yani tamam kabineyi değişeceksiniz ama en azından “kutlama ziyaretleri”ni yasaklayın!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu