GenelKıbrıs

YAR GI LA NA CAK SI NIZ !

Sahte diploma rezaleti büyüdükçe gerçekler büyüyor.

PERDE İNİYOR.

Bu ülkede herkes her şeyi biliyor ama hiç kimse hiçbir şeyi bilmiyor.

Bir suça sessiz kalan da gereğini yapmayan da en az suçu işleyen kadar suçludur.

 

Bu sözde üniversiteler adasında son 5 yılda 40 binden fazla öğrenci kayıt yaptırdı. Denetimsizlik, üniversite enflasyonu ve akademik personel açığı zaten yıllardır sahte diploma skandallarının zeminini hazırlıyordu. Herkes her şeyi biliyordu. Bugün sadece ortaya çıkıyor. Sessizlik ve ihmal de bu suçun en büyük ortağıdır.

 

Hükümet işine gelince ölü taklidi yapmayı alışkanlık hâline getirmiş.

Ama su ısındı artık.

YAR-GI-LA-NA-CAK-SI-NIZ.

 

Dünyaya bakalım mı?

Türkiye’de sahte doktor 4 yıl 6 ay, sahte öğretmen 8 yıl 9 ay alırken; Güney Kıbrıs’ta memurlar 2,5 yıl, kolej yöneticileri 3 yıl yattı. ABD’de sahte diploma şebekeleri 20 yıla kadar hapse mahkûm edildi. Yunanistan, Almanya, Hindistan’da sahte hemşire ve doktorlara ise 1–10 yıl arası hapis verildi.

 

Hiçbir medeni ülke bu suçu “idari hata” diye geçiştirmez. Kurumlar kapatılır, yöneticiler görevden alınır, diplomalar tek tek incelenir. Gereği yapılır.

 

Bizde ise süreçler yavaşlatılıyor, sorumlular korunuyor, siyaset hukukun önüne geçiriliyor. Bu, devlet ciddiyetiyle alay etmektir.

 

Tekrar hatırlatmakta fayda var.

Sahte diploma vermek de almak da suçtur. Alan da veren de denetlemeyen de aynı oranda suçludur.

Ama yargıyı durdurmaya, manipüle etmeye çalışmak daha büyük suçtur.

 

Asıl tehlike ise siyasetin yargıya müdahale etmesiyle ortaya çıkan çürümedir. Bu çürüme yayılırsa eğitimden sağlığa, ekonomiden kamu yönetimine kadar her şeyin çökmesi kaçınılmaz olur. Çünkü “Devlet” liyakat ve adalet üzerine kurulur.

 

Bugün KKTC’de adı geçen isimlere kurulan koruma kalkanları anında kaldırılmalı. Yargı süreci hızlandırılmalı, ayırt etmeksizin tüm şüphelilere yurtdışı yasağı konulmalı ve şüpheli diplomalar hemen mühürlenmelidir.

Üniversite denetimleri için bağımsız bir akreditasyon kurumu kurulmalı.

Kamu görevlileri için cezalar ağırlaştırılmalı.

Siyasetin yargıya müdahalesi ise ağır suç kapsamına alınmalıdır.

 

Adaletin üzerinde kimse yoktur.

Kimin adamı olduğunun hiçbir önemi yoktur.

Bu ülkede keyfî dokunulmazlık yaratılmaya çalışılıyorsa sorun yasada değil, siyasi iradededir.

 

KKTC Ceza Yasası’nın 201, 202 ve 203. maddeleri sahte belge ve dolandırıcılığa ağır hapis cezaları öngörüyor. Yasa var, irade yok.

 

Bu millet sahte diplomayı affeder;

ama adaletle alay edeni asla affetmez.

 

Bu ülke ya bu utanç zincirini kıracak

ya da sahte diplomaların arkasındaki siyasi çetelerin gölgesinde küçülecek.

 

Bu kriz, KKTC için bir dönemeçtir.

Gerçek bir devlet olup olmayacağımızın sınavıdır.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu