Son 10 gündür hükümet kurma çalışmalarını izliyoruz. Bu süreçte Kıbrıs Türk siyasetinin geldiği noktayı net bir şekilde gördük. Hükümet kurma çalışmaları içinde toplumsal kazanım gözle görülür şekilde hiçe sayıldı. Hal böyle olunca da maalesef geleceğe dair umutlarımız tükeniyor, rant ve popülizmin siyasetçilerin önceliği oldu. Nitekim evine ekmek götüremeyen çok sayıda insanın olduğu ülkede bakanlık pazarlığı yapıldı, rant sağlayacak kurumlar için birbirlerini yediler.
Ve nihayet hükümeti kurdular.
Bu süreçte gördük ki seçim öncesi bin bir kılığa girerek halktan oy isteyenlerin önceliği halkın önceliklerinden çok farklı.
Oysa yapılması gerekenler belli.
Öncelikli olarak sorunlarımızı doğru okumalıyız. Bunu yapmadığımız sürece mevcut sorunlarımıza yenileri eklenecek.
Nitekim ekleniyor. Dolayısıyla bütün bunların tespitini ve çözüm alternatiflerini ortaya koymak zorundayız. Aksi takdirde plansız programsız atılan her adım popülist kalıyor. Dolayısıyla da çözüm bekleyen konular olumlu bir sonuç vermiyor. İçinde bulunduğumuz bu durumu düzeltecek olanlar ise halkın oylarını alarak siyasi makamlara gelen kişilerdir. Yani siyaset kurumudur. Pandemi sonrası gözle görülür ve hissedilir derecede alım gücü düşmüştür. Yaşam kalitesi gerilemiştir. Özellikle dar gelirli insanlar evlerine ekmek götüremiyor, birçok yükümlülüklerini yerine getiremiyorlar. Ülkeyi yönetmek için sorumluluk üstlenenlerin gözlerini kulaklarını kapatmadan öncelik haline gelen bu yaşamsal soruna çözüm veyahut çözümler üretme sorumlulukları var.
