KıbrısManşetSiyasetTürkiye

Yasaklı listesi ve gerekçeleri talep edilsin

Kuzey Kıbrıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası muhalif duruş sergileyen Kıbrıslı Türk aydınlara, gazetecilere ve belli bir kesime karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin yetki alanlarında yoğunlaşan bir uygulama söz konusudur..

Türkiye’nin ulusal güvenlik tedbirlerini nasıl uygulayıp uygulamayacağına, Türkiye sınırları içine kimi kabul edip etmeyeceklerine  elbette Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkili makamları  karar verir ve uygulatır..

Bunu sorgulamak gibi bir niyetim yok.

Asla da olmaz.

Ve fakat Türkiye yetkili makamlarının bu yöndeki yaklaşımının gerekçesini resmi makamların mutlak surette istişare etmesi bir ihtiyaç haline gelmiştir..

Zira şunu da biliyoruz ki; Kuzey Kıbrıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası muhalif duruş sergileyen Kıbrıslı Türk aydınlara, gazetecilere ve belli bir kesime karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin yetki alanlarında yoğunlaşan bir uygulama söz konusudur..

KKTC Eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın İletişim Koordinatörü ve Akademisyen Ali Bizden, akabinde Dr. Ahmet An ve şimdi de BASIN-SEN Başkanı Gazeteci Ali Kişmir’in maruz bırakıldığı bu uygulamada, söz konusu kişilerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içine ulusal güvenlik açısından tehlike arz ettikleri, ya da ulusal güvenliği tehdit ettikleri  gerekçesiyle alınmamalarının makul bir izahı olduğunu açıkçası düşünmüyorum..

Fakat yukarıda da belirttiğim gibi bu Türkiye’nin resmi makamlarının ürettiği bir karar.

Bunun hukuki dayanağı nedir?

Nasıl gerekçelendirilmiştir?

Konusu çok önemli bir mevzudur.

Bunun da egemen eşit iki devlet düzeyinde diplomatik diyaloglarla ele alınması gerekmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti makamları  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşları arasında ülkelerine girmesinde sakınca gördüğü kişileri sınırları içerisinde  istemiyorlarsa  bunun gerekçelerini de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti resmi makamlarına bildirmelerinde çok büyük yarar vardır. Nitekim bundan sonra olması gereken de şudur; KKTC Dışişleri Bakanlığı hiç vakit kaybetmeden Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği vasıtasıyla Türkiye Cumhuriyeti’ne girişi yasak olan KKTC vatandaşlarının listesini talep etmelidir.

Veyahut da KKTC vatandaşlarının Türkiye’ye seyahat etmesine vize koşulu getirilmelidir ki yasaklı olan kim varsa bu başvuruda ortaya çıksın.. Zira belli ki Türkiye Cumhuriyeti’nin  bu anlamda elinde bir liste var, ve bu listede adı geçen Kıbrıslı Türklerin şu veyahut bu gerekçelerle Türkiye’ye girişleri yasak.

Bu gerekçelerin içeriği elbette önemlidir.

Ve elbette bu ayrı bir tartışma konusudur.

Bunu tabi ki konuşalım tartışalım. Böyle olması gerekir miydi? Sorusuna hep birlikte cevap arayalım.. Fakat bütün bunları yaparken, gerginlik siyasetini benimsemeyelim. Bilakis konuyu diplomatik yaklaşımlar içinde karşılıklı diyaloglar kurarak anlamaya çalışalım.

Kuşkusuz ki bu diyaloğu sağlayacak olanlar da KKTC yetkili makamlarıdır.

Dolayısıyla  Türkiye Cumhuriyeti sınırları içine girmesi sakıncalı olan KKTC vatandaşlarının listesini bilmek de her KKTC yurttaşının en doğal hakkıdır. Zira bu artık bir mağduriyeti ortaya çıkarıyor. Kimse ister transit olsun, ister Türkiye’ye doğrudan yolculuk yapsın böyle bir olaya maruz kalmak istemez.

Bu onur kırıcıdır, üstelik tek taraflı argümanlarla  ciddi ithamlar içermektedir..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu