KıbrısManşetSiyaset

Yazık ediyorlar Kıbrıs’a

Sorsanız onlardan ala ülkesini seven, düşünen yok, onlardan ala vatanını milletini bayrağını seven de yok. Kendi tarihlerini bile bilmeyen, araştırmayan, okumayan tiplerdir bunlar..

Sayın Ersin Tatar’ın “çözümsüzlük çözümdür” önerisinden sonra, Sayın . Anastasiadis, Güvenlik Konseyi kararlarına ve Genel Sekreterin görev tanımlarına saygı duyma ihtiyacına ilişkin uluslararası kampanya başlattı…

Belli ki siyasi eşitliği Güvenlik Konseyi  kararlarına ve Güvenlik Konseyinin  görev tanımına aykırı bir şekilde reddediyor olduğunu görünmez kılacağından adı gibi emin artık.

Kısacası Anastasiadis’in tuzu kuru.

Sayın Tatar’ın Türkiye destekli statükoyu koruma siyaseti ile de artık çok rahat.

Bu nedenle uzlaşmaz taraf el değişti..

Haliyle Kıbrıs sorunu çıkmazda.

Peki yalnız çıkmazda olan Kıbrıs sorunu mu?

Elbette hayır..

El etek öpen bir siyasi güruh buldular önlerinde.

Sorgusuz sualsiz biat etmeye hazır.

Tam istedikleri gibi evirip çeviriyorlar.

24 saat şükran çekip kul hakkı yiyen, hak hukuk tanımayan, vicdandan yoksun ahlaki değerlerden  kişisel çıkarları için bir çırpıda vazgeçen kişilerdir  bunlar. Halk arasında yerli işbirlikçiler olarak da anılıyorlar. Devlet diye diye yeri göğü inleten bu kişiler devletin tüm geleneklerini tahrip ettiler. Liyakat hak hukuk kavramını ortadan kaldırdılar.

Meclisin saygınlığını iki paralık ettiler.

Yüzlerine tükürseniz gökten yağmur yağdığını zannedecek kadar da karakterden yoksundurlar..

O derece yüzsüz, o derece haysiyetsizdirler..

Sorsanız onlardan ala ülkesini seven, düşünen yok, onlardan ala vatanını milletini bayrağını seven de yok. Kendi tarihlerini bile bilmeyen, araştırmayan, okumayan tiplerdir bunlar..

Bunlar için varsa da yoksa da kişisel ikballeridir.

Malum uzun bir süredir TL sürekli

değer kaybediyor ve bu değer kaybı çok ciddi boyutlara ulaşıyor..

Halk daha da fakirleşiyor, insanlar borçlarını ödeyemez duruma geldi, işletmeler iflas noktasında. Ama umurlarında bile değil.

Hiçbir önleme de gerek duymadılar. Bir yandan da emekçinin hayat pahalılığını durdurmaya çalışan anlayış hiç durmadan yandaş, partili ataması yaparak maliyeye yük bindiriyor..

Asgari ücret, açlık sınırının dahi altında kaldı.

Bir aile sadece “hayatta kalabilecek kadar” temel ihtiyaçlarını karşılamak istese bile, ki bu  temel gıdadır asgari ücret ile bunu yapması mümkün değil.

Kaldı ki pandemi sürecindeyiz, ve temel ihtiyaçların yanında yaşamsal öneme haiz “hijyen” malzemelerine de erişim sağlaması gerekiyor sağlıklı bir yaşam için..

Bir asgari ücret alan kişiler  için mümkün mü?

Değil.

Asgari  ücretlinin böyle bir imkanı yok.

Temel gıdayı bile alamazken bu parayla, hijyen malzemesini nasıl tedarik etsin.

Haliyle edemez.

Peki bu ne demek biliyor musunuz?

Sizi devlet olarak ölüme terk ediyoruz, ne haliniz varsa görün demek..

Ha vicdan yaparlar mı?

Her ay düzenli evlerine düşen 30-40 hatta 50 bin TL den  feragat ederler mi?

Yok.

Peki yüzleri kızarır mı?

O da yok.

Vicdanı sızlamayan yüzsüzlerin yüzü neden kızarsın.

Velhasıl bu ülkede asgari ücret açlık sınırının altında!

Ve birçok insan devlet eliyle ölüme direniyor..

Hangi birini yazacağımızı artık şaşırdık.

Gün geçmiyor ki yeni bir skandalla, yeni bir yalanla uyanmayalım.

Bu el yordamı bilgiden yoksun anlayış ve yalanı argüman yapan siyasetle daha nereye kadar gidilecek bilmiyorum.

Bütün bu yaşananlara baktığımız zaman anlıyoruz ki ülkemizde statü ve güç sahibi olmanın yolu kendi halkına ihanetten geçiyor..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu