EkonomiKıbrısManşetSiyaset

Yeni bir anlayışa ihtiyacımız var

Dürüst, tertemiz, hesap verebilir, ciddiyetle uygulanan sürdürülebilir bir sistemin tesisi sağlanmalı. Lakin bu sistem içinde kendi ayakları üzerinde duracak ve kendi dinamikleri ile  hareket alanı yaratacak, dışa bağımlılığı azaltacak, kamu kaynaklarını hoyratça kullanmayacak yeni bir anlayış gerekiyor bize

Bugün içine düştüğümüz sarmalın herhangi bir iktidar ile ilgisi yoktur. Bu koşullarda iktidar kim olsa uğradığımız akıbetin farklı bir seyri olmazdı.

Peki neden?

Çünkü sorun düzen sorunudur, yıllardır sistem diye sarıldığımız yanlışlardır, elbette bağımlılıktır, Kıbrıs’ta siyasi belirsizliktir, Türkiye ile olan ilişkileri doğru zeminde sürdürememektir. Ve nihayetinde bizimle yakından uzaktan ilgisi olmayan kayıpların telafisini  Türkiye’den diplomatik bir girişim ile talep etmemektir..

Bütün bunları alt alta yazdığımız zaman mevcut  şartlarda hükümette kim olursa olsun zam tek çare olarak görülürdü.

Nitekim bu koşullarda bunun dışında bir seçenek yoktu.

Gaz ve petrol  ithal mi?

Evet..

Bu ithalat dolar ile gerçekleşiyor mu?

Evet..

Bu yönde bir üretimimiz de olmadığına göre ne yapılacaktı?

Düşünün ki bir yandan da  kullanmak durumunda olduğumuz TL değer kaybediyor, üstelik sürekli!

Haliyle bu şartlarda zam yapmaktan başka bir yol kalmıyor önümüzde.

Demek ki burada sorun “X” parti ya da  “Y” parti sorunundan öte toplum olarak içselleştirdiğimiz düzenle alakalı.

Bozuk sistemle alakalı.

Süregelmiş yanlışlarla alakalı.

O halde süreç toplumsal dinamikleri yeniden gözden geçirmemizi ve sürdürülebilir, ayakları yere basan gerçekçi bir düzenin tesisi edilmesini zorunlu kılıyor.

Dolayısıyla her şeyden önce fırsat eşitliğine dayanan bir zemin inşa edilmelidir.

Devlet ve yurttaş arasındaki karşılıklı güvenin sağlanması ile işe başlanmalı.

Akabinde adaletli bir vergi sistemi ve kaçak ekonomiyi zapturapt altına alacak güçlü bir mekanizma oluşturulmalı.

Her yurttaş ödediği verginin doğru yerlerde kullanıldığına ikna olmalıdır.

Peki nasıl?

Verdiği verginin elle tutulur, gözle görülür nitelikte ülkeye yansıdığını görerek.

Kamu reformu ile tüm bürokratik formaliteleri  kaldırıp güvene dayalı beyan esasına göre işlem yapacak bir sistem oluşturulmalı. Kuşkusuz ki bunun için Devlet de yurttaşına güvenecek. Yani karşılıklı güvenin hayat bulması sağlanacak. Ve akabinde yapısal sorunların tek tek ele alınacağı ve çözüme odaklandırılacağı diğer kapsamlı reformlar hayata geçirilecek. Dürüst, tertemiz, hesap verebilir, ciddiyetle uygulanan sürdürülebilir  bir sistemin tesisi sağlanacak. Lakin bu sistem içinde kendi ayakları üzerinde duracak ve kendi dinamikleri ile  hareket alanı yaratacak, dışa bağımlılığı azaltacak, kamu kaynaklarını hoyratça kullanmayacak yeni bir anlayış gerekiyor bize.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu