FutbolManşetSpor

Yeni Çağ

Bir’yaz gecesinde karpuz hellime iştirak ederken, bir baktık ki latin ağızlı bir sunucu; “Goooooolllll, goooolllll, Armando Diego Maradona” diye bağırmıştı

Beşiktaş Çarşı’nın ünlü deyişi; “Erkek adam renkli takım tutmaz” filân diyen güya taşfırın erkek hâlleri var ya, bu durum artık futbol âleminde geçmiyor ki siyah ve de beyaz da bir renk. “Kadınlar futboldan anlamaz” mı? Yine geçiniz. Yüzyılın erkeği, özellikle de bir zamanlar dişi rengi olarak lanse edilen pembe rengi; her kıyafetinde veya aksesuarında taşıyor artık. Kadınlar da pekâlâ en az erkekler kadar futboldan anlıyorlar bildik. Tabiî anlamak isteyenler için bu durum geçerli!

Futbol artık basit bir oyun oldu şu anki teknolojik dönüşüm sayesinde. Artık herkes bir kulağından tuttu bu şölenin. Kimisi istatistiki yönünden, kimisi endüstriyel, kimisi siyasal, kimisi medya, kimisi teknik ve taktik, kimisi ise aidiyet boyutunda futboldan anlayan bir’yapıya büründü. E durumlar da böyle olunca kıyısından köşesinden bu dallara tutunmaca ve tonlarca parayı götürmece pozisyonlarına daldı.

Hatırlayanlar vardır ki 80’li yılların başıydı. Hani şu tek kanallı siyah-beyazlı yıllar. Büyüklerimiz TRT ekranlarında artistik buz pateni şampiyonalarını görmek için sabahlara kadar kan çanağı gözlerle oturup beklerlerdi, her ne hikmetse. O yıllarda şimdiki gibi enformasyon bombası yoktu. Gündüzleri erkek dergileri, geceleri ise o şampiyonalar vardı mâlumunuz üzere.

Bir’yaz gecesinde karpuz hellime iştirak ederken, bir baktık ki latin ağızlı bir sunucu; “Goooooolllll, goooolllll, Armando Diego Maradona” diye bağırmıştı. Ekrandaki kısa boylu ve iri bir futbolcu, golleriyle rakibi yalnız başına yıkmıştı. İşte o gece dünya futbol tarihinde Pele’den sonra Yeni Çağ açılmıştı. Arjantin’in halk kahramanı Maradona yeryüzüne gelmiş geçmiş en müthiş futbolcusu. Kimisi için Pele, kimisi için Cruyff veya birçoğumuz için uzaylı Messi veya Ronaldo bu sıralamanın başına konabilir ancak şahsen Maradona’yı tek geçerim.

Ekselansları Maradona’nın müthiş yeteneği yanında istenmeyen tutum ve buna bağlı davranışlarıyla da karşılaştık. 1982 yılında Brezilyalı Batista’ya attığı tekme, 1986’da İngiltere’ye eliyle attığı gol sonrası “Tanrının Eli” diye niteleyip “Falkland Adaları’nın intikamını aldık” söylemi, 1990’da Arjantin Millî Marşı’nı ıslıklayan İtalyanlara karşı sarfettiği küfürler ve mâlum uyuşturucu bağımlılığı. Yıllar geçti ama bizim adamım yine sahnelerde gündem yapıyor. Hani şu “Siz, futbolcularımın stres altındayız demelerine bakmayın. Tonla para götürüyorlar. Tabiî bunun yanında da şan ve şöhret de cabası. Esas stresli olanlar ekmek parası için sabah 5’te evden çıkıp, gece 8’de eve dönen ve geleceğiyle ilgili herhangi bir planı olmayan gariban işçilerdir” diye açıklaması artık klasik bir deyiş oldu.

Ekselanslarına katılıyoruz ve de ülkelerine üç kuruşluk yardımı esirgeyen maskeli balonun sahte yüzleri olan figüran futbolcular ve de kulüpler yüzünden futboldan soğuyan bir nesille karşı karşıyayız. Hani şu Karagöz ve Hacivat sunusu var ya, görünmez bir el arkadan iplere bağlanmış figüranları oynatıyor. İşte, Yeni Çağ’da futbol aynen bu süreçte devam ediyor.

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu