KıbrısManşetSağlık

Yiyelim da yine yiyelim ve hiç doymayalım sistemi!

Şimdi hükümetten bazı bakanlar veya başbakan, yasadışı veya değil; ama kesinlikle “usulsüz” ve de “şaibeli” bir şekilde; “sözde daha çok firma ihaleye katılsın diyerek”, 90 dakikalık maçın 25’inci dakikasında, oyunun kurallarını değiştirmeye çalışıyor!

Girne Amerikan Üniversitesi ile devlet arasında geçen sene Temmuz’da bir mahsuplaşma işi organize edildi ve bu üniversitemize ait hastane inşaatı, devlete devredildi.

Devlet bu hastaneyi aldı; inşaatına başlanması için de ihaleye çıkıldı.

Buraya kadar “anormal” bir durum var mı?

Yok!

-*-*-

Devam edelim.

Devlet’in Merkezi İhale Komisyonu (MİK) ihaleye çıktı ama pandemidir, salgındır, koronadır denilerek, ihale iptal edildi.

Buraya kadar “anormal” bir durum var mı?

Yok!

-*-*-

Derken, bu arada Türkiye, 45 günde bir adet hastaneyi Lefkoşa’ya inşa etti!

Buraya kadar “anormal” bir durum var mı?

Yine yok!*-

Peki bizde ihale gerçekten koronavirüs nedeniyle mi iptal edilmişti?

Hah işte burada anormal bir durum var!

Çünkü kesinlikle bu nedenle iptal edilmedi.

Peki neden iptal edildi?

Kaç zamandır anlatmaya çalıştığım, KKTC’deki sistem nedeniyle!

-*-*-

Yasalar neyi emrediyorsa, ona uyulursa, ihaleye bazı şirketler “yetkisizlik” nedeniyle katılamayacak!

İhale bu yüzden ertelendi ve hala bu yüzden tehlikededir!

-*-*-

Nasıl mı?

Anlatayım!

Belirli büyüklükteki ihaleler için, şirketlerin daha önceden karneleri falan var!

Önceden bu büyüklükte işler yaptılar mı gibi karne notları gerekiyor!

Ve iş güvenliğiyle alakalı da çeşitli yasal şartlar aranıyor!

Tüm bu şartlara, karne notlarına uyulduğu zaman da, hükümetteki bazı bakanlara hatta başbakana yakın bazı şirketler, bu ihaleye katılamıyor!

Ve başlıyorlar “sistem gereği” baskı yapmaya!

-*-*-

“Ercan bey, bak idare et bizi da katılalım ihaleye yahu…”

“Ünsal abi, bak yahu idare et da biz da girelim ihaleye…”

“Remziyanım, bak bakayım bir şey olur mu yahu da biz da girelim ihaleye…”

“Doktor Kemal bey, kaldırın iş güvenliği şartını yahu da biz da girelim ihaleye yahu”…

Gibi!

Not: Senaryodaki isimlerin gerçek hayattaki isimlerle benzerliği tamamen rastlantıdır!

-*-*-

Ve haliyle KKTC’deki sistem neyi emrediyor?

“Gör beni göreyim seni”…

Nedir bu?

“İhaleye girmezsek, önümüzdeki seçimde sizi desteklemeyiz” şantajıdır mesela!

Anladınız değil mi?

Daha fazla anlatmayayım!

-*-*-

Peki Başsavcılık ne diyor?

Başsavcılık, MİK Başkanı Halis Üresin’e diyor ki, “… Lütfen devam ediniz”…

Halis Üresin de ne yapıyor?

İlgili bakan hatta belki de başbakanın tüm “dur yahu Halis bey” baskı ve talimatlarına rağmen, ihaleye çıkıyor!

-*-*-

Şimdi hükümetten bazı bakanlar veya başbakan, yasadışı veya değil; ama kesinlikle “usulsüz” ve de “şaibeli” bir şekilde; “sözde daha çok firma ihaleye katılsın diyerek”, 90 dakikalık maçın 25’inci dakikasında, oyunun kurallarını değiştirmeye çalışıyor!

Ofsaytı olmasın!

Berabere biterse, üç korner bir gol sayılsın gibi!

-*-*-

İhale bedeli belli!

Para ayrılmış!

Ha beş şirket ihaleye katılmış, ha 25!

Efendim “herkes kazansın”…

Aha zaten bu zor günlerdeyiz!

Öyle mi?

Lütfen yapmayın!

Lütfen oynamayın bizimle artık!

-*-*-

Üstelik rezil de oluyorsunuz!

Türkiye 45 günde dev gibi bir hastaneyi bitirip önünüze koyuyor, siz 9 aydır daha ihaleye çıkamıyorsunuz!

-*-*-

Şimdi ne olacak biliyor musunuz?

Ya Başsavcılık’ın görüşü doğrultusunda 28 Nisan’a kadar süre verilen ihale doğru dürüst tamamlanacak; ya da müdahale ile hısım akraba ahbap müteahhitler de şaibelerle birlikte içeri dalacak ve konu mahkemeye düşecek!

Haliyle inşaat kalacak!

-*-*-

Sistem bu değil mi?

Sistem bu!

Sistem, yiyelim da yine yiyelim ve hiç doymayalım sistemi!

-*-*-

Yani diyorum…

Sabah akşam Kıbrıs sorununa çözüm maksadıyla ortaya koyduğumuz farklı düşüncelerden dolayı bizi ona buna şikayet ediyorlar!

Oysa Türkiye’nin bence burada “eğrilikleri doğrultmak” gibi bir derdi varsa; Kıbrıs sorununda farklı düşünenleri değil; bu “Camokaları” ıslah etsin diyeceğim ama demiyorum; ağzımla içişlerimize müdahale çağrısı yapmış oluyorum!

-*-*

Da ne yapayım?

Ne diyeyim?

Ne yazayım?

Yeter artık be gardaş!

Lütfen yahu!

-*-*-

Bu arada bütün baskılara, hükümetteki anlaşılması güç ısrarlı çırpınışlara rağmen ihaleye çıkan MİK Başkanı Halis Üresin ile Başsavcılık Dairesi’ne bir vatandaş olarak teşekkür ederim.

-*-*-

Son not: Türkiye’de kabine değişiyor… Bizde bu ihale mafyacılığı durmak ve de doymak bilmezse; yarın ne olacak biliyor musunuz? Dün sabahki TV programında konuğum olan gazeteci kardeşim Rasıh Reşat söyledi; Taşyapı’ya, “Geç abi sen yap” denecek!

Bu mudur istediğiniz?

Lütfen yeter artık!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu