“Gayrimenkul sektöründe, araba alanlar arasında, piyasadaki fiyatlar belirlenirken biz yokuz” diyen Erhürman, “Mesele Kıbrıslı Türklerin piyasada özne olmamasıdır” diyerek uyardı
“HERKES KENDİ KAFASINA GÖRE Mİ KONUŞUYOR?”
Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin ‘Kıbrıs Türk Devleti’ ifadelerini değerlendiren CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri, Birleşmiş Milletler üyesi olan bazı ülkeler için de yeni isim önerileri yapacak mı? Bir devleti ismiyle tanıyorsunuz, o devletin haberi olmadan isim değişikliği öneriyorsunuz. Sayın Ersin Tatar ise teşekkür de etti. ‘Biz artık bu ismi tercih ediyoruz’ dedi. Herkes kendi kafasına göre mi konuşuyor?” diye sordu.
“SADECE NÜFUSU BİLMEK YETERLİ DEĞİLDİR, ÖNEMLİ OLAN NÜFUS POLİTİKASIDIR”
“5 yıllık uzun vadeli sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınma planı”nın hükümet planı olmadığını söyleyen Erhürman, “Bu toplumda en geniş katılımcılığı sağlamak lazım” diye konuştu. Erhürman, karşılarındaki zihniyetin, katılımcılığın ne anlama geldiğini de bilmediğine vurgu yaptı. Sadece nüfusu bilmenin de yeterli olmayacağını belirten Erhürman, nüfus politikasının önemine işaret etti.
“YABANCILARIN MAL EDİNME BİÇİMLERİNİ MASAYA YATIRMALIYIZ”
Yabancıların mal edinmesiyle ilgili hemen düzenleme getirilmesi gerektiğini uzun zamandır söylediklerini kaydeden Erhürman, mal edinme biçimlerinin de masaya yatırılması gerektiğine dikkat çekti. Erhürman, başka ülkelerde olduğu gibi sınırlamalar getirilmesine vurgu yaparak “İlçe bazında örneğin yüzde 10’u aşmayacak şekilde sınırlama getirelim. Annan Planı’nda bir bölgedeki mülkiyetin 3’te 2’si Türklerdeydi” dedi.
“BU TOPLUMDA SİYASET YAPMA OLANAKLARI SINIRLI HALE GELEBİLİR”
“2025 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmak gündemimde yok” diyen Erhürman, Memleket perişan vaziyette. Yoksullaşmıyoruz, yoklaşıyoruz. İnşaat sektöründe, araba alanlar arasında biz yokuz. Benzin fiyatları Kıbrıslı Rumların talepleri ve alım gücü üzerinden yapılıyor. Mesele Kıbrıslı Türklerin ne araba ne benzin ne kira ne de konut piyasasında özne olmamasıdır” diyerek, toplumda siyaset yapma olanaklarının sınırlı hale gelebileceğini savundu.
