Mâlum yaşayan bilir; El birliğiyle çöplüğe çevirdiğimiz çevremizle iç içe yaşamayı da öğrendik artık. Bu yarattığımız pislik herhangi bir Avrupa şehrinde olsaydı, or’da yaşayan insanlar türlü türlü salgın hastalıklar yüzünden telef olup giderdi. Ne de olsa doğuştan itibaren bu pisliğe karşı güçlü bir bağışıklık sistemi öngördü bedenimiz. ‘Market poşetine çöp torbası muamelesi yapan bir toplum’ sayesinde Avrupa’nın en pis başkentini yarattık. Çevreciliği filan geçtik, pis bir çevre artık normalleşti bu yarım ada’da.
Ya hareket durumlarımız ne âlemde? Teknolojik uyumumuz sayesinde hareketsiz bir yaşam sürdürüyoruz tıpkı bir sürüngen gibi. Yürümüyoruz, koşmuyoruz, merdiven kullanmıyoruz. Kaliteli ve yeterli uykumuz da yok. Sosyal stres ve baskılardan kurtulamıyoruz. Yoğun iş yaşamı, yetersiz ve dengesiz beslenmemiz de cabası. Kilo problemi, kolesterol, damar sertliği, hipertansiyon ve hormonal dengede sorunlar yaşıyoruz. Maalesef doğal ürünlerden uzaklaşarak, fast food kültürünü benimsedik. Unutmayalım ki, ‘ömrü uzatılmış yiyecekler bir o kadar ömrümüzden çalıyor’.
E egzersiz? Egzersiz için vakit ayırmadıkça, hiçbir zaman vaktiniz olmayacaktır. “Herkesin kendine günde bir saat ayıracak zamanı vardır” diyor Microsoft’un emekli kurucu patronu Bill Gates. Haklı da. Dolar milyarderi patronun vakti var da bizim mi yok!
Bu süreçte egzersiz esnasında uyulması gereken kurallar özetle aşağıdaki gibidir:
- Egzersiz öncesi, esnası ve sonrasında mutlaka sıvı alınız. Uzmanlar su, maden suyu ve muz alaşımını tavsiye ediyor,
- Rutin kan tahlillerini ihmal etmeyiniz,
- İyi bir ısınma ve soğumayı ihmal etmeyiniz,
- Beslenme prensiplerine uyunuz. Egzersizden 3-4 saat önce ve sonra sindirimi kolay besin öğelerini alınız,
- Yağ yakmak istiyorsa kalp atım hızını çok da yükseltmeyiniz,
- Trafik, sakatlıklar, hastalıklar için uygun malzeme ve teknolojiyi ihmal etmeyiniz,
- Tam ve düzenli uykunuzu alın zira uyku bir törendir,
- “Sigara sağlığa zararlıdır” yerine “sigara=ölüm” felsefesini edininiz,
- Egzersiz eğitimi ile ilgili kendinizi sürekli güncelleştiriniz.
Dönemin TC Başbakanı ve TC Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in kendisini protesto etmek için yollara düşen işçiler ve memurlar için kullandığı “Yollar yürümekle aşınmaz” özdeyişi, günümüz için de halen daha geçerlidir. Son söz mü; Dereboyu da yürümekle aşınmaz. Hele hele her kafe bir tür liman olursa çok da iyi olur.
