Yüreğini ortaya koyacak bir siyasetçi yok mu?

Biri çıkıp ne olup bittiğini açıklar mı?

Sanmıyorum, lakin bu kadar hafife alınacak bir durum da göremiyorum ortada!

Yaşananlar demokrasi adına hepimizi kaygılandırması gereken bir durumdur.

Günlerdir izliyoruz bu garagözlüğü.

İnsanlarımızı aptal yerine koymanız ise en acı olanı.

Ortada dönen bu kepazeliği yok mu çıkıp halka izah edecek biri?

Bu Sayın Cumhurbaşkanı olur.

UBP Genel Başkanı ve Başbakan olur.

Ana muhalefet partisi lideri olur.

Mecliste temsil edilen bir siyasi parti temsilcisi olur.

Herhangi bir milletvekili olur.

İlla ki bu rezil durumu çıkıp halkına anlatacak biri çıkar diye bekliyorum günlerdir. Beyhude tabii.

Bık bık siyasetinden gına geldi.

Bal yapmaz arı vızıltısı kulaklarımızı tırmalar oldu.

Yaratılan bu düzenin çukuru bizi içine çekerken boş konuşmaları dinlemekten bıktık usandık.

Kaldı ki her şeyden önce Sayın Sucuoğlu’nun yaşanan bunca şeye rağmen hala hiçbir şey yokmuş gibi gösterme çabasını son derece anlamsız buluyorum.

Dolayısıyla topluma bir izah borcu var.

Çıkın ve deyin ki böyle böyle durum..

Bu ülkede birileri siyasi yaşamımı sonlandırmak istiyor.

Ya da deyin ki kimse benim üstümde böyle bir baskı oluşturmuş değil, ben bu işi beceremedim. Elbette ne söyleyeceğinizin tercihi size ait. Ama çıkın ve söyleyin artık.

Atı alan Silihtar’ı geçiyor.

Ne diyor Cumhurbaşkanı Ersin Tatar; güvenoyu alabilecek bir milletvekiline hükümeti kurması için görev vereceğim.

Yani belli ki bu Sucuoğlu değil.

Çok net.

O hala neyin kafasını yaşıyorsunuz?

Belli ki oyunun dışında tutulmak isteniyorsunuz. Açıkçası bunu anlamadığınızı da  düşünmüyorum.

Nedendir bilinmez ölü taklidi yapmaya devam ediyorsunuz.

Partisinin başına yüzde 61 gibi açık ara  bir oranla seçilen ve genel başkanlık koltuğuna oturan, ilk girdiği seçimde 24 milletvekili ile 1’nci parti olarak seçimden çıkma başarısı gösteren bir kişiye birileri ceketini al evine git diyor.

Toplum bunu görüyor.

Herkes her şeyin farkında.

Peki ama neden?

Öncesi kazandığınız bir kurultaydan yine birilerinin talebi üzerine geri çekilmek zorunda bırakıldınız.

Kuzu kuzu kenara çekildiniz.

Uzun bir süre sessizliğe büründünüz.

Kimse bu muamma olayı anlamadı,

siz konuşmadığınız için.

Kurduğunuz kabineyi sırf birileri istedi diye 10 gün geçmeden değiştirmek zorunda kaldınız. Ve bunu normal bir şey miş gibi gösterdiniz. Hiçbir şey yokmuşcasına halkla alay edercesine kaldığınız yerden devam etmeye kalktınız. Kendi onurunuzu ayaklar altına almayı dahi göze aldınız.

Şimdi ise daha önce UBP içinde Genel Başkan Faiz Sucuoğlu’ndan başka birine hükümeti kurma görevi verilirse bunun kabul edilmeyeceği söyleniyordu. Parti yetkili organlarında böyle bir karar üretildiğini genel sekreter Oğuzhan Hasipoğlu açıklamıştı. Ve fakat şimdi ise bunun değerlendirilebileceğini söylüyor bizzat Sucuoğlu’nun kendisi..

Böyle de çelişkilerle dolu tutarsız bir durum.

Açıkçası Sayın Sucuoğlu’na dair zerre kadar  bir üzüntüm yok.

Ben sadece  bu akıbetin ülkeme verdiği zarara üzülüyorum. Demokrasinin iki dudak arasına sığdırılmasına üzülüyorum.