KıbrısManşetSiyaset

Yüzünüzü gençlere dönün

Böyle absürt saçma sapan zamanlardan geçiyoruz. Başbakan’ın başka konuştuğu, Bakanlar Kurulunun başbakanın konuştuklarından  farklı kararlar ürettiği kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan adeta  kabus gibi günlerden geçiyoruz

Çok absürt zamanlardan geçiyoruz.

Ülke yönetiminde ipin ucu kaçtı dersem sanırım abartmış olmam.

Yönetenlerin kendi arasındaki iletişim eksikliği bir yana, alınan veyahut alınmayan kararların her ağızdan farklı çıktığı bir yönetim anlayışı gelişti.

Sağlık Bakanı Ünal Üstel “ Ben imzalamadım, yurtdışındaydım, bir vesileyle Maliye Bakanı  bu  kararı Bakanlar Kurulundan geçirdi” derken

Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu ;”Sağlık Bakanı ile aynı fikirdeyim, ücretli test kararı yüz yüze eğitimi sıkıntıya sokacak” dedi.

Maliye Bakanı Dursun Oğuz ;”Kararı ben yalnız almadım, oy birliği ile geçti, kararı hükümet aldı” açıklamasını yaptı.

2 gün sonra Başbakan Ersan Saner halktan gelen tepkiler üzerine yeniden karar değişti, ve aşılı olanlardan antijen test ücreti alınmayacağını söyledi..

Fakat bu da doğru çıkmadı.

Böyle absürt saçma sapan zamanlardan geçiyoruz. Başbakan’ın başka konuştuğu, Bakanlar Kurulunun başbakanın konuştuklarından  farklı kararlar ürettiği kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan adeta  kabus gibi günlerden geçiyoruz.

Peki bu halk bunları hak etti mi?

Bence etti.

Kimse kusura bakmasın ama hiçbir becerisi olmayan tek bir başarı öyküleri

bulunmayan, hayatlarını ona buna yaranmak ve yalakalık yapmakla geçiren  böylesi beceriksiz kişiler o makamlara kendi kendilerine gelmediler..

Dolayısıyla bu kişilere oy verenler de bundan sorumlu ve böylesi tutarsız kötü yönetilmeyi sonuna kadar hak ediyorlar.

Oysa ne kadar çok donanımlı, iyi eğitim almış yetenekli  işinin ehli gençlerimiz var ülkemizde.

Özgüveni yüksek, aldığı eğitimle dünya rekabeti içinde yer almaktan çekinmeyen, alanında uzman, dünyadaki gelişmeleri takip eden ve kendini her anlamda güncelleyen bir nesil var.

Ve bunu görmezden gelen de bir yapı var ülkemizde. Oysa bu gençlere fırsatlar verilse iddia ile yazıyorum ki ülkemizi şimdi olduğu noktadan çok daha ileriye taşıyacak potansiyele sahiptir bu genç arkadaşlarımız. Yeter ki onlara her anlamda üretebilecekleri olanaklar verilsin.

Ve fakat maalesef böyle bir şansı bulamıyor bu gençler ve doğup büyüdükleri topraklardan göç etmenin yollarını arıyorlar.

Bugün ülkemizde birçok genç bu şekilde görmezden gelinirken, sadece kendisinin ya da ailesinin siyasi bağlantılarından dolayı mevki alanlar var  bu ülkede.

Tek meziyetleri partili olmak olan bu kişileri yüksek maaşlarla istihdam ederek kendilerine haksız şekilde imkanlar veriliyor.

Buna sayabileceğim çok örnek var elimde!

İsim isim ortaya koyabileceğim bir çok isim var devlet kadrolarına bu şekilde istihdam edilen. Fakat derdim kişisel ilerlemek değildir.

Birilerine bel altından vurmak gibi bir tarzım da yoktur. Benim kaygım ülkeyi hoyratça kişisel çıkar odaklı yönetenlere rağmen toplumsaldır.

Böylesi hatır, gönül ilişkileri içinde partizanca yapılan  atamalarla  ehli olmayan kişilerle  devletin çeşitli pozisyonlarını dolduruyorlar.

Takdir edersiniz ki, donanımı, liyakati, bilgi ve beceriyi dışlayan bir anlayışın ülkeye kazandıracağı hiçbir şey yoktur.

Dolayısıyla böylesi bir anlayışın rağbet gördüğü bir düzende hiçbir anlamda adalet beklemek gerçekçi bir yaklaşım değildir.. Haliyle böylesi bir yapıyla daha iyi bir devlet işleyişi, daha güzel bir gelecek yaratmak için motivasyon oluşturmak da mümkün değildir.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu