Sayın Erhan Arıklı’nın gündem içinde yer bulmak için sürdürdüğü bu düzeysiz üslubundan da öte esas maksadının eline geçirdiği her fırsatta toplumu aşağılayarak , kendini AKP ve Erdoğan’a şirin gösterecek diye, toplumun haklarını, demokrasiyi, laikliği ve iradeyi savunan, çarpık söylem ve uygulamaları eleştiren kim varsa “Türkiye düşmanı” veya “Türkiye karşıtı” gösterme çabası bugün başlamadı. Erhan Bey aktif siyasete başlamadan önce de sonra da hep ayrılıkçı ve toplumu değersizleştirme çabası içinde oldu her daim. Yani bu Erhan Bey’in kendi özelinde yaşadığı bir ruh hali..
Ve fakat Din, Bayrak, Vatan ve Türkiye üzerinden yapılan basit siyasetin bu ülkede bir hükmü kalmadı. Dolayısıyla Erhan Bey bunu aynaya bakıp görebilir, zira her şeye rağmen zar zor meclise son anda girmiş bir kişi olarak bütün bu çirkin siyasetin artık ne kendisine ne de başkalarına bir yarar sağlamadığı ortada..
Bu ülke de ne Erhan Bey’in ne de başka bir yöneticinin yaptığı hatalar yanlış işler güttükleri bu çirkin siyasetle örtbas olmaz. Nitekim sermayeye peşkeş çekmeye çalışılan sahilleri, Ercan’daki büyük yatırımı kaosa çeviren idari beceriksizliği, ve daha birçok yanlış icraatı hepimiz görüyoruz.
Dolayısıyla Erhan Arıklı bu seviyesiz ve son derece çirkin üslubundan vazgeçmelidir.
Böyle bir hakkı kendisinde asla görmemelidir.
Dün çalışanlara “ahmak” diyor, bugün fikir sunanlara “ağız ishali” yakıştırması yapıyor.
Bütün bunlar Erhan Bey için dahi olsa çok fazla.. Ve gelelim Karpaz’daki tarihi manastırın bulunduğu alana mescit yapma girişimine.
Erhan Bey’e göre o da egemenlik göstergesiymiş! Hade buyrun burdan yakın..
Böyle bir şey olabilir mi?
Ne kadar çirkin bir beklenti bu böyle..
Hoş bugün bu toplumda kim hangi siyasi görüşü savunursa savunsun, böylesi bir zihniyete sahip bir tane Kıbrıs Türkü olduğuna asla inanmıyorum. 21. yüzyılda global işbirliği ve ortak çalışmaların insanlığa dair yoğunluk kazandığı bir çağda manastır yanına mescit yaparak bunu egemenlik göstergesi olarak addetmek her şeyden önce bir zayıflık göstergesidir..
