KıbrısManşet

“Zekasına aşık oldum”

Eski Başbakan, CTP Genel Başkanı, Milletvekili Tufan Erhürman… Ve eşi Nilden Bektaş Erhürman… Birbirlerinin penceresinden onları dinledik… Nilden Hanım, eşi için şöyle dedi

NİLDEN ERHÜRMAN: Tufan’ın en çok zekâsından etkilendim. O çok doğal ve çok samimi biri. Dışarıda toplum önünde ne söylerse öyle yaşayan çok mütevazı bir insan. Doğallığı, içtenliği ve dürüstlüğü beni çok etkiledi. O sola değer veren ve bunu tüm yaşantısına yansıtmış biri. Her şeyiyle ona hayranım…

TUFAN ERHÜRMAN: “Korona öncesi kafamda soru işareti vardı. Ama pandemi sonrası her şey netleşti. Toplum liderlik istiyor ve ben bu ihtiyacı gidermek için varım. Adayım… Ve ikinci turdayım…”

BİLBAY EMİNOĞLU- GİZEM ÖZGEÇ

“YOĞUNLUK İLİŞKİMİZİ OLUMSUZ ETKİLEMİYOR”

SORU: Hem siyaseti hem yaşamı hem özel hayatı bir arada sürdürmek kolay mı? Bu yoğun yaşam sizin özelinize nasıl yansıyor? Eşinizle sizi olumsuz etkiliyor mu?

TUFAN ERHÜRMAN: Bunun bizi olumsuz etkilediğini söyleyemem. Daha fazla zaman ayırmak isterdim, gerek eşime gerekse özel hayatımdaki keyiflerime… İster istemez bu alanlardaki zamanlar sınırlanıyor ama bu ilişkimizde olumsuz etki yaratmıyor. Kitap okumak gibi özel zevklerime de muhakkak vakit ayırabiliyorum. Eşimle plaja gittiğimizde birlikte kitap okuyoruz. Keşke daha fazla zamanımız olsaydı diyorum.

“TUFAN’IN DOĞALLIĞINA, DOĞRULUĞUNA HAYRANIM”

SORU: Nasıl tanıştınız?

NİLDEN ERHÜRMAN: 2013 yılında tanıştık.  Kendi penceremden anlatacak olursam, ben Tufan’ı milletvekili adaylığında Serhat İncirli’nin programında gördüm. Hal ve hareketlerinden, konuşmasından gerçekten çok etkilendim. En çok da zekasından etkilendim. Ondan öncesinde de bir toplantıda karşılaşmıştık ve tanışmıştık. Arkasından yine birkaç toplantı, görüşme derken etkilendik ve çıkmaya başladık. Tufan’ın en fazla etkilediğim noktası sanırım gerçekten  “gerçek” olması diyebilirim. Çok doğal, çok samimi biri. Dışarıda toplum önünde ne söylerse öyle yaşayan bir insan. 7 senedir birlikteyiz. Hiçbir falso yok. Nasıl inanıyorsa öyle yaşıyor. Çok mütevazı bir insan. Bu doğallığı, içtenliği ve dürüstlüğü beni her zaman için çok etkiledi. Aşkımı diri tutuyor bu özellikleri… O sol değerlere önem veren bir insan ve bunu tüm yaşantısına yansıtmış biri. Tüm özellikleri çok kıymetli… Hayatında hiçbir abartı yok… O sol değerleri tamamen yaşamına yansıtıyor… Bu özelliğini çok seviyorum.

SORU: İlk adımı kim attı?

NİLDEN ERHÜRMAN: Bence ben attım. Bir yasa görüşmemiz gerekiyordu.  Ben de o zaman Çevre Mühendisleri Odası başkanıydım. Görüşmeye gittim. Sonra daha sık görüşmeye başladık. Ama söz olarak ilk adımı Tufan attı diyebilirim.

“NİLDEN CIVIL CIVIL BİRİ…”

SORU: Siz Nilden Hanım’ın en çok neyinden etkilendiniz?

TUFAN ERHÜRMAN: Nilden Çevre Mühendisleri Odası Başkanı olduğu zamanda tanıştık. Enerjisinden çok etkilendim. Cıvıl cıvıl bir yaşam enerjisi var. Zekâsı, mesleğinde uzman oluşu, özel zevklerimizin de benzeşmesi, okumayı, sinemayı seviyor olması. Ortak noktalarımız var. Ancak en çok o enerjisi beni hayatta tutuyor. Benim için ruh eşim Nilden diyebilirim.

“BİRBİRİMİZDEN ÇOK ŞEY ÖĞRENİYORUZ”

SORU: Siyasal anlamda aranızda uyumsuzluk yaşadığınız oluyor mu?

TUFAN ERHÜRMAN: Dünya görüşü düzeyinde önemli farklılığımız yok ama güncel siyasi konularda farklı görüşlerimiz olabiliyor. Bunu konuşarak, farklı noktalardan başlayıp ortak noktada buluşabiliyoruz. Birbirimizden çok şey öğreniyoruz.

HAFTA SONLARI ONLARA AİT…

SORU: Boş zamanlarınızı nasıl geçiriyorsunuz?

TUFAN ERHÜRMAN: Genelde benim pek bir boş zamanım kalmıyor hafta sonları. Çok istisnai ve özel çıkmadıkça birbirimize hafta sonları ayrılmıştır. Yaz ayları her cumartesi yaptığımız bir ritüelimiz var. Önce balık yeriz. Ardından denize inip kitap okuruz, biraz uyuyakalırız. Sonrasında denize gireriz ve eve döneriz. Pazar günleri de aynı şeyleri yaparız. Kısacası hafta sonlarımız bizlere aittir. Ama hafta içi çok zor. Benim eve gelişim bazen saat 9 veya 10’u bulabiliyor. Normalde Nilden erken uyurdu ama biz birlikte olduktan sonra genelde film izliyoruz. Genelde sabaha karşı 3-4 gibi uyuyoruz.

“SOKAKTAKİ GERİ BİLDİRİM MUTLU EDİYOR”

SORU: Adaylık süreciniz devam ediyor… Nasıl gidiyor? Sokaktan aldığınız geri dönüşümler nasıl?

TUFAN ERHÜRMAN: Biz parti olarak bir anketi henüz tamamlamadık ama elimize ulaşan bazı veriler var. Gerek sokağın sesi gerekse duyduklarımız, ilk ikinin içinde olduğumuzu düşündürüyor. Özellikle sokaktaki geri bildirim beni mutlu ediyor. Şu anda çok fazla Cumhurbaşkanlığı seçimi konuşma şansımız yok çünkü insanların derdi ekonomi ve salgın. Kampanya havası içinde değiliz.

“TOPLUMUN GAİLESİNİ ÇEKEN LİDER ŞART”

SORU: Pandemi süreci bir şeyler değiştirdi mi sizce? Adaylar anlamında soruyorum…

TUFAN ERHÜRMAN: Tam olarak nereden kaynaklandığını bilmiyorum ama korona öncesi dönemle şimdiki dönemi kıyasladığımda, gerek insanların bana bakışındaki pozitif yan, gerekse benim bu işe inanmamdaki pozitif yanı artırdı. Bendeki taraf şu; Ben bu süreçte bizim bu topluma her alanda liderlik etmeye ihtiyacımız var. Onu net olarak gördüm. Korona sürecinde toplumun gailesi çeken siyasetçilere ihtiyaç olduğunu gördüm. Bu süreçte Varoluş sıkıntılarını bir kez daha gördük birçok anlamda. İç ve dış meselelerde… Her alanda topluma liderlik edecek birine ihtiyaç var… İçeriye ne kadar bakıyorsak, dışarıya da o kadar bakmalıyız. Dışarıda ne kadar iyiyseniz, çözüme de o kadar çok yaklaşmış olursunuz. Çünkü ikisi birbirinden çok bağımsız değil…

PANDEMİ SONRASI DAHA NETİM: KESİNLİKLE ADAYIM

SORU: Tufan Erhürman için kimileri şöyle diyor: Partinin başında olması gerekir. Onu kaybetmemeliyiz. O yüzden Cumhurbaşkanı olmamalı… Buna ne dersiniz?  

TUFAN ERHÜRMAN:  Korona öncesi dönemde bu beni de düşündürdü. 15 ay başbakanlık yaptım ve bu ülkede başbakanlığın ne kadar kısa sürdüğünü, her koşulda koalisyon gerektirdiği için yapmak istediklerinizi pek de fazla yapma imkânı bulamadığınızı biliyorum… Kafamda soru işareti vardı. Ama pandemi sonrası herşey netleşti. Toplum liderlik bekliyor ve ben bu ihtiyacı gidermek istiyorum. Ben topluma katkı sağlamak istiyorum.  Kimilerinde “Cumhurbaşkanlığı makamı, sadece Kıbrıs sorununa bakar, başka bir yere de bakmaz” algısı var. Sembolik bir makam gibi… Bu algı doğru değil…

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu