KıbrısManşetSiyaset

47 yıldır aynı nutukları dinliyoruz

Ekonomi çökmüş, insanlar mutsuz, evine ekmek götüremiyor. Nitelikli nüfus hayatını idame ettirebilmek için ya Kıbrıs’ın güneyinde iş buluyor ya da adayı terk ediyor.  Bütün bunları zaten hepimiz biliyoruz. Zira hepimiz bu yaşananların tam merkezindeyiz

47 yıldır aynı nutukları dinliyoruz..

1974’de Türkiye’nin uluslararası anlaşmadan doğan “Garantörlük” haklarından mütevellit gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı o günün şartlarında elzem bir müdahaleydi. Ve fakat aradan geçen 47 yılda bunu aynı meşruiyet alanı içinde kabul etmek gerçekçi değildir.

Nitekim Kıbrıs’ın Kuzey yarısında 47 yılda kurulan düzeni objektif bir bakış açısıyla değerlendirecek olursak bugün ortaya çıkan sorunların ana kaynağının da ne olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Dolayısıyla 1974 ‘ün meşru zemini aradan geçen 47 yılda uygulanan yanlış politikalar neticesinde güncelliğini yitirmiş ve kim ne derse desin bugün artık ortadan kalkmıştır.

Dolayısıyla 47 yıldır Kıbrıs’ın kuzeyinde her açıdan mağdur edilen, evrensel değerlerden koparılmış, uluslararası toplumdan soyutlanan, geçim sorunu ile boğuşan bir halk var.

Ve maalesef ısrarla Kıbrıslı Türkleri yalnızlaştırmayı politika olarak gören bir anlayışın tahakkümü hakim bugün Kıbrıs’ın kuzeyinde. Lakin şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, 47 yılda yaratılan bu düzenin nemalananları da oldu.

İşte bu çıkar gruplarının da  kişisel ve zümresel menfaatleri için alkış tuttukları bu düzenden bugün artık şikayet etmeye başladıklarını da görebiliyoruz.

Peki neden?

Sebebi şu ki 47 yıldır bana dokunmayan yılan bin yaşasın dedikleri o yılanı bugün artık  onlara da dokunmaya başladı.

İşin özüne ve gerçek tarafına gelirsek.

Kıbrıs’ın kuzeyi patır sapır dökülüyor.

Neye dokunsanız elinizde kalıyor.

Ekonomi çökmüş, insanlar mutsuz, evine ekmek götüremiyor. Nitelikli nüfus hayatını idame ettirebilmek için ya Kıbrıs’ın güneyinde iş buluyor ya da adayı terk ediyor.  Bütün bunları zaten hepimiz biliyoruz. Zira hepimiz bu yaşananların tam merkezindeyiz.

Bakın ABD 2022’de  bir rapor yayınladı.

Bu raporda Kıbrıs’ın kuzeyinde  illegal alan oluşturanların ibretlik sonuçları var.

Raporun içeriğini sosyal medya paylaşımında bulunan Sevgili Fezile Osum’dan öğreniyoruz..

“İnsan Ticareti Raporu”.

Bu rapora göre Kıbrıs Cumhuriyeti 1. sınıfa yükseltilirken, Kıbrıs’ın kuzeyi yeniden en alt seviye olan sınıfta Suudi Arabistan ve Suriye gibi ülkelerin yanında kaldı.

Peki neden?

Gelin bunu da birlikte anlamaya çalışalım.

Kıbrıs’ın kuzeyinde insan ticareti suç kapsamına alınmış olsa da, bu suçun soruşturulması ve tacirlerin ceza alması için yetkililer tarafından hiçbir girişim yapılmadı. Bugüne kadar tek bir insan taciri hüküm giymedi.

Kıbrıs’ın kuzeyinde 28 gece kulübü, 617 kadını çalıştırıyor. Gece kulüpleri insan ticareti suçunun sıklıkla işlendiği yerler olsa da, yetkililer bu duruma sırtlarını çevirmeye devam ettiler. Raporda siyasiler ve gece kulüpleri arasındaki çıkar ilişkisine de değiniliyor.

Yabancı öğrenciler okuma ve iş fırsatları vaatleriyle adaya getiriliyor ve sonrasında çeşitli kriminal gruplar aracılığıyla seks ve emek ticaretine zorlanıyor. Yetkililer bunun önüne geçmek için adım atmıyor.

Tüm bunlara rağmen bu suç ile mücadele adına geçtiğimiz 1 yılda da hiçbir adım atılmadı. İnsan ticareti mağdurları için koruyucu ve destekleyici hiçbir düzenleme getirilmedi, sığınma evi oluşturulmadı, suçun cezalandırılması adına gerekli tedbirler alınmadı.”

Bütün bunlar tüm gerçekliği ile uluslararası raporlara yansırken dün bol bol nutuklar atıldı yine. İnsanlara hayal satmaya  devam ettiler. Vatandan girdiler bayraktan çıktılar.

Milli duygulara hitap ettiler.

Yalanlarla dolu altı boş vaatler havada uçuştu… Bir 20 Temmuz’u daha geride bıraktık. Seneye nasılsa kaldığımız yerden devam ederiz. Sıfır sıfır elde var sıfır

Diğer Haberler

Başa dön tuşu