KıbrısManşet

“Federasyon iki eşit kurucu devletli bir yapıdır”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorunuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı.

GIYNIK ÖZEL-SOSYAL MEDYA
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, 1963’ten beri Kıbrıs Türk halkının ortaklık haklarının Rumlar tarafından gasp edildiğini kaydetti.
Akıncı, amacının Kıbrıs’ın kuzeyi ve güneyi ile bir bütün olarak Türkiye’ye dost bir coğrafya olmasını istediğini belirtti.
Rum tarafının tanınmış olmasını ve Avrupa devletlerinin imkanlarından yararlandığını kaydeden Akıncı, kuzeyin ambargolar altında yaşamasının adil olmadığını vurguladı.
Akıncı, yapılan haksızlığa razı gelmeyeceğini ve mücadelesini sürdüreceğini yineledi. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın açıklaması şu şekilde:
“Federasyon iki eşit kurucu devletli bir yapıdır. Üniter tek bir yapıdan söz eden yoktur“ “Kıbrıs’ın Kuzeyi ve Güney’i ile bir bütün olarak Türkiye’ye dost bir coğrafya olmasını istiyoruz” İddia ediliyor ki “Rum tarafı bile iki devletli çözüme, konfederasyona hazırdır ancak Akıncı ‘Sadece Federasyon konuşurum.’ diyerek, diğer alternatifleri dışlıyor. Bu iddianın hiçbir doğruluğu yoktur. Rum lider Anastasiadis’in taktik manevralar yaparak Crans Montana’dan ayrıldığı, orada da, sonrasında da sayın Çavuşoğlu ile görüştüğü bilinmektedir. Kıbrıs Rum liderliğinin belli amaçlarla iki devlet konusunda kafa karışıklığı yarattığı, bilahare gevşek federasyondan, desentralize federasyona kadar farklı kavramları seslendirdiği de kamuoyunun bilgisindedir. Ne var ki Kıbrıs Rum liderliğinin, Birleşmiş Milletler Teşkilatının, Avrupa Birliğinin, İslam İşbirliği Örgütünün veya Türki devletler dahil herhangi bir dünya devletinin Kıbrıs’ta iki ayrı egemen devleti tanımaya hazır olduklarına dair en küçük bir işaret ortada yoktur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmen tanınması gerçekleşmeden Kıbrıs’ta konfederasyondan söz etmek mümkün olamamaktadır ve görünür gelecekte böyle bir olasılık söz konusu değildir. Dolayısıyla ortada gerçek bir alternatif yokken Cumhurbaşkanı bunu nasıl konuşacaktır? Ortada olan, Kıbrıs Türk halkının Rum tarafınca 1963 yılından bu yana gasp edilmiş olan ortaklık haklarıdır. Bu bize karşı yapılmış ve devam eden büyük bir haksızlıktır. Bu haksızlığı bertaraf etmenin yolu, 25 Kasım 2019’da Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile birlikte yapılan Berlin toplantısında varılan mutabakatın gereğini yapmak; eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde iki eşit kurucu devlete dayalı federal bir yapının kurulmasına yardımcı olmak, bu yönde mücadele etmektir. Esasen öngörülen federal yapı, her yönüyle siyaseten birbirine eşit iki kurucu devlete dayalı olacaktır. Üniter tek bir yapıdan söz eden yoktur. Ayrıca Kurucu devletlerin belli alanlarda uluslararası anlaşma yapma haklarının da olacağı müzakerelerde uzlaşılmış bir husustur. Kıbrıs Türk tarafı olarak öteden beri savunduğumuz kurucu devletlerin yetkilerinin arttırılması hususu ise, Rum tarafının da Crans Montana sonrası ifade ettiği bir durum olarak tarafımızdan ciddiyetle değerlendirilecektir. Amacımız, çözümle birlikte Kıbrıs’ın gerek Kuzeyi gerek Güney’i ile bir bütün olarak Türkiye’ye dost bir coğrafya olmasını sağlamaktır. Sadece Kıbrıs Türk halkının değil, Türkiye’nin de gerçek çıkarlarına uygun olan budur. Bugünkü konjonktürde gerçekliği ve geçerliliği olmayan senaryolar peşinde sürüklenerek, üstelik bir Türk tezi olan Federasyondan vazgeçtiğimiz taktirde, bu durum haklarımızın Rum tarafınca gaspının devamından başka bir şeye hizmet etmeyecek; Rum tarafı tanınmış dünya ve Avrupa devleti olmanın nimetlerinden yararlanırken, biz de uluslararası hukukun dışında ve ambargolar altında yaşamaya mahkum bırakılacağız. Bu adil değildir. Kıbrıs Türk halkı buna razı olamaz ve bunu bertaraf etmek için mücadelesini sürdürecektir.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu