Bizim ülkemizde de kadına şiddet olayları maalesef hız kesmeden devam ediyor.
Kadına yönelik şiddete yönelim artması her şeyden evvel bu ülkenin bir ferdi olarak ciddi kaygılar duymama sebep oluyor.
Şiddeti bir kültür haline dönüştüren
bunu adeta olgunlaştıran kurulu düzenin bir parçası haline getiren ve yayılmaya eğilimi içine giren bir hale gelmesi hepimizin durup düşünmesi gereken bir konudur. Kadına hayvana, çocuğa , insana yönelik her türlü şiddetle mücadele verirken, sadece “kayıtlı” silah sayısına baktığımızda dahi şiddet kültürünü direkt/endirekt besleyen önemli bir faktörle karşılaşıyoruz.
Nitekim rol model olarak aldığı kişinin yani babasının vurduğu kanlı tavşanı elinde tutan 5 yaşındaki erkek çocuğa kan, ölüm, silah , şiddet gibi olgular gücün simgesi olarak dayatılıyor. Bir canlıyı öldürmek olağan hale getiriliyor. Öldürmek yine normalleştiriliyor!
Sokakta yuvasız gezen hayvanlara başıboş sıfatı yakıştırılıyor, zehirleniyor, itilip kakılıyor dövülüyor, işkence görüyor ve öldürülüyor. Maalesef öldürmek yine ve yine olağan hale getiriliyor.
Şiddetin her türlüsü zararlıdır, tehlikelidir ve sonucu ölümdür. Kadınlar çiçek, korunmaya muhtaç bir canlı iken, erkeğin malı olarak addedilmiş olması asla kabul edilemez. Hiçbir kadın hiçbir erkeğin hükmedeceği bir can değildir, sadece kadındır!
Başıboş hayvan yoktur, duyarsız , onu terk eden insanlar vardır.
Bilişsel seviyelerimiz, öğrenilmiş çaresizliklerimizle şekilleniyor. Şiddetin ve haliyle ötekileştirmenin hayatımızın merkezinde zorunlu bir öğreti değil, kısa ve uzun vadeli zarar veren bir durum olduğunu kabullendiğimiz gün başta cehalet olmak üzere birçok sorunun üstesinden de gelmiş olacağız.
Neredeyse gün dolayısıyla mecliste bulunan bütün partiler özellikle iktidar ve ortakları hatta büyük ortak UBP sokakta amaç 25 Kasım Ev İçi Şiddetle Mücadele günü kadının yanındaymışlar mesajları verip durdular…
Ellerinde de üç beş mor balon akabinde de günün anlam ve önemine vurgu demeçler, fakat gel gelelim hala “Ev İçi Şiddet Yasası” yok.
Meclis şov yeri mi?
Evet..
Oysa olmamalı.
Üretmeli meclis..
Halkına güven vermeli.
Lakin laga luga başka bir şey yok.
Kazanılan hakların bile hayata geçmediği bir ülkede halen demokrasiden bahsetmek hem çok acı, hem de utanç verici!