Ülkemizde son dönemde ani ölümlerle ilgili haberler sıkça gündeme geliyor. Beklenmedik bir şekilde sağlıklı görünen bireylerin hayatlarını kaybetmesi, toplumda büyük bir endişeye neden oluyor. Bu durum, ülkemizin farklı bölgelerinde ve farklı yaş gruplarında gözlemleniyor.
Ani ölümler genellikle genç ve orta yaşlı bireylerde görülüyor olsa da, her yaş grubundan insanı etkileyebiliyor. Uzmanlar, özellikle kalp hastalığı, yüksek tansiyon, diyabet gibi kronik rahatsızlıklara sahip bireylerin risk altında olduğu görüşünde.
DR. SİBER: “HAREKETSİZLİK ANİ ÖLÜMLERDE TETİKLEYİCİ UNSUR”
Konu ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz eski Başbakanlardan, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Siber, son yıllarda yaşanan ani ölümlerin en fazla sebebinin kalp damar hastalıkları olduğuna dikkat çekti. Kalp krizlerinin erken yaşlara indiğini dile getiren Siber, teknolojinin getirdiği hareketsizlik ve aşırı fast food tüketimiyle beslenme bozukluklarının ani ölümlerde tetikleyici unsur olduğunun önemine vurgu yaptı.
Covid salgını ile birlikte emboli sonucu ölümlerde de artışın bilimsel olarak gözler önüne serildiğini belirten Siber, “Riskli gruplar, kan pıhtılaşmasına eğilimli oluyor. Emboli riski özellikle hareketsiz olan insanlarda çok sıklıkta görülüyor. Bu durumda esas ani ölüm, beyin kanamaları, yüksek tansiyona bağlı olarak kendisini gösteriyor. Önceden belirti vermiyor, kişi çok sağlıklıyken bir anda şoke eden ölümlerle karşılaşıyoruz. Bu konuda gençler de büyük risk altında” dedi.
Ani ölümlere karşı alınabilecek önlemler noktasında da tavsiyelerde bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Siber, bunların en başında sağlıklı beslenme alışkanlıklarının edinilmesi gerektiğini aktardı. Kişilerde bir şikâyet olmasa dahi düzenli sağlık kontrollerinin, ani ölümlere karşı önleyici olduğunun altını çizen uzman doktor, bu kontrollerin erken teşhis imkânını da artırdığının altını çizdi.
KLİNİK SAĞLIK PSİKOLOĞU FRAİM: “SOSYAL VE PROFESYONEL DESTEK ALINMALI”
Psikolog ve psikiyatristler, ani ölümlerin, sadece fiziksel bir kayıp değil, aynı zamanda derin bir psikolojik travma olduğunu belirterek, bu konuda profesyonel destek almanın da önemli olduğuna dikkat çekiyor. Sevdiklerini aniden kaybeden kişilerin şok etkisi yaşadığını aktaran Klinik Sağlık Psikoloğu Linda Fraim, bu süreçte ilk olarak kızgınlık ve sorgulama ile inkâr döneminin kendisini gösterdiğini belirtti.
Kaybı olan kişilerin sosyal ve profesyonel destek almalarının önemine vurgu yapan Fraim, akut dönemde ilaç kullanımına başvurmadan önce duyguların zamanla işlenmesi ve durumu kabul etme sürecine girilmesine destek verilmesinin hayat rutinine dönüşü hızlandıracağı görüşünde bulundu.
Yalnız kalmanın, travma sonrası stres bozukluğunu tetikleyeceğini ifade eden Klinik Sağlık Psikoloğu Fraim, sosyal çevreden destek almanın ve kişilerde yalnız kalma ihtiyacı hissedilse dahi mümkün olduğunca sosyalleşmenin iyileştirici etkilerinden söz etti. Fraim, “özellikle ailede çocuklar varsa rutinler devam etmeli, en önemli atlatabilme unsuru; sosyal ve profesyonel destek almak, yalnız kalmak değil” sözlerini kaydetti.
