GenelKıbrıs

Trump’ın yıl boyunca hedef aldığı ülkeler 2025’te gündem oldu

ABD Başkanı Donald Trump'ın, 20 Ocak'ta yemin ederek göreve başlamasının ardından askeri ve diplomatik yöntemlerle hedef aldığı ülkeler, 2025'te uluslararası gündemin en çok tartışılan başlıkları arasında yer aldı.

ABD Başkanının 20 Ocak 2025’te yemin ederek göreve başlamasının ardından Kanada’dan Venezuela’ya, İran’dan Nijerya’ya kadar birçok ülkeye yönelik çoğunlukla güvenlik ve ekonomi gerekçeleriyle başvurduğu sert politikalar ve söylemler, yıl boyunca uluslararası gündemi meşgul etti.

 

Trump’ın askeri ve diplomatik baskı araçlarını yoğun biçimde kullanması, yalnızca ikili ilişkileri değil aynı zamanda hedef ülkelerin iç siyasi dengelerini de etkiledi.

 

Kanada

Trump’ın ikinci kez göreve geldikten sonra Kanada’ya karşı “ticaret savaşı” başlatması, ülkenin, 51. eyalet olması gerektiğini defalarca dile getirmesi ve dönemin Kanada Başbakanı Justin Trudeau’ya “vali” diye hitap etmesi, iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine yol açtı.

 

Eski ABD Başkanı Ronald Reagan’ın gümrük vergileri hakkında olumsuz konuştuğu “sahte” reklam da iki ülke arasında sorun oldu.

 

Trump, reklam nedeniyle Kanada ile tüm ticaret görüşmelerinin sonlandırıldığını ve uygulanan tarife oranını da yüzde 10 artıracağını duyurdu.

 

Grönland

Trump, Grönland’da Çin ve Rus gemilerinin varlığından rahatsızlık duyduğunu belirterek, uluslararası güvenliğin sağlanması için bu bölgeye “sahip olmaları gerektiğini” sıklıkla dile getirdi.

 

Söz konusu açıklamaları sebebiyle Trump’a tepki gösteren Danimarka yönetimi “Grönland’ın satılık olmadığı” mesajını sık sık yineledi ve adaya yatırımı artıracaklarını açıkladı.

 

Danimarka, en az 3 ABD vatandaşının Grönland’da etki kampanyası yürüttüğü iddiaları üzerine 27 Ağustos’ta ABD’nin ülkedeki üst düzey diplomatik temsilcisi olan maslahatgüzar Mark Stroh’u Dışişleri Bakanlığına çağırdı.

 

Grönland Başbakanı Jens-Frederik Nielsen, 8 Ekim’de Avrupa Birliği’nin (AB) Ada’ya ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, Trump’ın “ilhak hedefine” karşı AB’ye işbirliği çağrısı yaptı.

 

AB yönetimi ise bu konunun müzakereye açık olmadığını belirtiyor.

 

Panama Kanalı

Grönland gibi Panama Kanalı’nı da elde etmek istediğini defalarca vurgulayan Trump, “Çin Panama Kanalı’nı işletiyor. Biz onu Çin’e vermedik, Panama’ya vermiştik ve geri alıyoruz.” ifadesini kullandı.

 

Trump, “Panama Kanalı’nı geri alacağız” diyerek, bu yönde somut adımlar atmaya başladıklarını açıkladı.

 

Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino, Trump’ın Panama Kanalı’yla ilgili sözlerine ilişkin “Başkan Trump bir kez daha yalan söylüyor. Panama Kanalı’nın geri kazanım sürecinde olduğu iddiası kesinlikle doğru değil.” diye konuştu.

 

Venezuela

Trump’ın, Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele gerekçesiyle ordunun daha fazla ve etkin kullanılması talimatı üzerine, ABD’nin Karayipler’deki askeri hareketliliği önemli ölçüde arttı.

 

Washington yönetimi, ağustos sonlarında Venezuela açıklarına denizaltı ile savaş gemilerinden oluşan büyük bir deniz gücü gönderdi.

 

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ordunun Venezuela’da rejim değişikliği dahil operasyonlara hazır olduğunu belirtirken, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro da buna karşılık ülkede 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu ifade etti.

 

ABD’nin, Maduro ve üst düzey Venezuelalı yetkililerin yönettiğini öne sürdüğü Cartel de los Soles isimli suç örgütünü “Yabancı Terörist Örgütler” listesine dahil etmesinin ardından, Caracas yönetimi bu adımı ülkeye müdahale için bahane yaratma girişimi olarak nitelendirdi.

 

Ardından Trump, uyuşturucu kaçakçılarının ülkeye erişimini denizden büyük oranda kısıtladıklarını ve onları çok yakında karadan da durduracaklarını belirtti.

 

Trump’ın 29 Kasım’da Venezuela ve çevresindeki hava sahasının tamamen kapatılacağını açıklaması üzerine ise Venezuela “egemenlik ihlali” gerekçesiyle Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’ne (ICAO) şikayette bulunduğunu bildirdi.

 

Nijerya

Trump, 31 Ekim’de Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, “Hristiyanlara yönelik katliamlara göz yumulduğu” gerekçesiyle Nijerya’yı “özel endişe duyulan ülke” ilan etti.

 

ABD Başkanı Trump, hemen ertesi gün Nijerya’ya yönelik yardımların derhal kesileceğini ve ülkeye karşı silahlı güç kullanabileceğini kaydederek, “Savaş Bakanlığımıza olası bir eyleme hazırlıklı olması talimatını veriyorum.” açıklamasında bulundu.

 

Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu, buna karşılık, “Nijerya, anayasal olarak dini özgürlük güvenceleriyle yönetilen bir demokrasidir. 2023’ten bu yana hükümetimiz, Hristiyan ve Müslüman liderlerle açık ve aktif bir diyalog sürdürmekte, inanç ve bölge farkı gözetmeksizin vatandaşları etkileyen güvenlik sorunlarını ele almaktadır.” ifadesini kullandı.

 

İki ülke 11 Kasım’da diplomatik temaslar çerçevesinde normalleşme görüşmelerine başladı.

 

Ancak ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilci Yardımcısı Mike Waltz, Nijerya’da Hristiyanların hedef alındığı iddialarını yineleyerek, bunun için hesap vermeye ihtiyaç olduğunu öne sürdü.

 

ABD merkezli Silahlı Çatışma Yeri ve Olay Veri Projesi’nin (ACLED) verilerine göre, Nijerya’da bu yıl sivil hedeflere yönelik 1923 saldırı gerçekleşti ancak bunların yalnızca 50’si doğrudan Hristiyan kimliklerinden dolayı hedef alındı.

 

Meksika

Trump’ın, göreve başladığı gün, eski ABD Başkanı Joe Biden döneminde getirilen, yasal yollarla göç etme imkanı tanıyan “CBP One” adlı uygulamayı kaldırması ve ABD-Meksika sınırına ilave 1500 asker gönderme talimatı, iki ülke arasındaki ilişkileri gerdi.

 

Meksika yönetimi, Washington’ın “tek taraflı güvenlik politikaları” izlediğini belirtirken, ABD yönetimi düzensiz göçle mücadelede kararlı olduğunu vurguladı.

 

Ayrıca ABD basınında, 3 Kasım’da Trump yönetiminin, Meksika’da uyuşturucu kartellerini hedef alan ve kara operasyonlarını da içeren harekat planladığı öne sürüldü.

 

Trump’ın uyuşturucu kartelleriyle mücadele kapsamında Meksika’ya asker gönderme teklifi üzerine, Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, 19 Kasım’da “Kendi topraklarımızda operasyonları biz yürütürüz ve hiçbir yabancı hükümetin müdahalesini kabul etmeyiz.” dedi.

 

Kolombiya

Uyuşturucu ile mücadele gerekçesiyle Meksika’yı hedef alan Trump, Kolombiya’yı da bu bağlamda potaya koydu.

 

Benzer şekilde, Kolombiya’nın uyuşturucu üretiminde önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Trump, Kolombiya’da kokain üretilen fabrikalar olduğunu öne sürerek bu fabrikaları yok etmekten gurur duyacağını söyledi.

 

Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, Trump’ın ülkesini hedef alan sözlerine tepki göstererek, hükümeti döneminde 10 bin 366 kokain üretim laboratuvarının imha edildiğini ancak Trump’a bu konuda bilgi verilmediğini ifade etti.

 

Brezilya

Trump, 9 Temmuz’da ise Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’ya gönderdiği mektupta, ülkede aşırı sağcı eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’ya karşı açılan davanın sonlandırılmaması halinde 1 Ağustos’tan itibaren yüzde 50 gümrük vergisi uygulayacağı tehdidinde bulundu.

 

Trump’ın Brezilya ürünlerine yüzde 50 gümrük vergisi uygulama kararını son derece siyasi ve “şantaj” olarak tanımlayan Lula da Silva ise bu durumun ABD’li tüketicilere daha pahalı ürünler olarak yansıyacağını savundu.

 

Ayrıca, ABD Başkanı’nın, Bolsonaro’nun cezasını çekmek üzere gözaltına alınmasına, “Bu çok kötü bir durum” diyerek tepki göstermesi üzerine Lula da Silva, “Trump’ın, bizim egemen bir ülke olduğumuzu ve yargısal kararların bağımsız şekilde alındığını bilmesi gerekiyor.” diye konuştu.

 

Yemen

ACLED’in verilerine göre Trump, Yemen’de ikinci başkanlığının ilk 6 ayında neredeyse selefi Joe Biden’ın 4 yıllık görev süresindeki kadar hava saldırısı düzenledi.

 

Söz konusu saldırılar, Gazze’ye saldırılarını durdurması için İsrail’e baskı yapmak amacıyla Kızıldeniz’deki ticari nakliyatı kısıtlamaya çalışan Yemen’deki Husilere yönelik yapıldı.

 

Şubat-Haziran 2025 arasında ABD’nin Yemen’e 481 hava saldırısı düzenlediği tespit edilirken, saldırıların 280’inin, Trump’ın, Husileri Kızıldeniz’deki operasyonlarını durdurmaya zorladığı nisan ayında gerçekleştiği kaydedildi.

 

İran

İran’ın nükleer silahlara sahip olmaması gerektiğini ifade eden Trump, “İran’a maksimum baskı” politikasını yeniden hayata geçirecek başkanlık kararnamesini imzaladı.

 

Nisan 2025’te Umman’da ve İtalya’nın başkenti Roma’da yürütülen dolaylı görüşmelerin iki ülke arasındaki gerilimi azaltacağı düşünülse de Trump, yıl boyunca Tahran’a sert mesajlar verdi.

 

Trump, Haziran 2025’te İsrail ile İran arasında çatışmalar sürerken askeri harekatın bölgede daha geniş çaplı çatışmaya yol açabileceği endişelerini öne sürerek, İran’ın çeşitli kentlerindeki nükleer tesisleri hedef alan ABD saldırılarına onay verdi.

 

İran ise ABD’nin saldırısına yanıt olarak 23 Haziran’da Katar’daki ABD’nin El-Udeyd Hava Üssü’ne füze saldırısında bulundu.

 

Güney Afrika

ABD Dışişleri Bakanlığı Güney Afrika’yı insan ticaretiyle mücadelede yeterli ilerleme kaydedemedikleri gerekçesiyle “izleme listesine” dahil etti.

 

Trump da 22-23 Kasım’da Johannesburg kentinde düzenlenecek G20 Liderler Zirvesi’nin Güney Afrika’da yapılmasının “rezalet” olduğunu savundu.

 

ABD Başkanı Trump, 2026’da Miami’de düzenlenecek G20 Liderler Zirvesi’ne, “ülkedeki beyazlara yönelik şiddeti önleyemediği” ve “başkanlığı ABD’ye devretmediği” gerekçesiyle Güney Afrika’nın davet edilmeyeceğini açıkladı.

 

Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramphosa, 1 Aralık’ta Trump’ın, ülkedeki beyaz azınlığa “soykırım uygulandığı” ve “topraklarına el konulduğu” yönündeki iddialarının temelsiz ve asılsız olduğunu söyledi.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu