Ülkemizde Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden en genç hasta oldu.
Adle Fırat’ın aşısız olduğu ve aylardır yoğun bakım servisinde tedavi gördüğü de verilen bilgiler arasında.
Burada 29 yaşında gencecik bir insandan bahsediyoruz… Hayallerini, sevdiklerini, yapmak istediklerini bırakıp gitti Adle Fırat.
Daha yapacak çok şeyi vardı bu dünyada Adle’nin..
Olmadı.
Bun lanet virüs onu aramızdan aldı.
29 yaşında bir insanın ölüm kelimesiyle yan yana anılması eminim hepimizi derinden üzdü. Haberi duyduğum andan itibaren içime bir hüzün oturdu.
Adle Fırat kardeşimiz bugüne kadar Covid virüsü yüzünden kaybettiğimiz en genç insanımız oldu.
Hepimizin farkında olduğu gibi vaka sayılarında ciddi artışlar yaşanıyor, insanlarımız hayatlarını yitiriyor.
Hekimlerimizin aylardır başarı ile verdiği amansız mücadele hükümetin doğru yönetemediği pandemi süreci nedeniyle büyük darbe aldı.
Halkın salgın yokmuş gibi bir tavır içine girmesi ve bu şekilde bir yaşam tarzını tercih etmesi yanında hükümetin denetleyemez aciz durumu ve üretilen siyasi kararların yanlışlığı halk sağlığını çok büyük tehlikeye attı..
Takdir edersiniz ki bu koşullarda büyük bir çoğunluğumuzun benimsediği umursamazlık ve hükümetin yanlış pandemi yönetimi hepimizi ciddi ciddi düşündürmeli.
Zira bu şekilde devam edemeyiz.
Bu sürdürülebilir değil.
Hele de okulların yüz yüze eğitime başlamaya hazırlandığı şu günlerde bu rahatlık istisnasız hepimize büyük bedeller ödetecek..Bunu herkesin iyice idrak etmesinde büyük fayda vardır.
Eğer hiçbir şey olmamış,hiçbir şey yaşanmamış gibi ve virüs yokmuş gibi tedbirsiz, korunmadan devam edersek telafisi mümkün olmayan kayıplarla karşı karşıya kalabiliriz.
Okullarımızı açık tutmak istiyorsak, ekonomik yaşamın sürdürülebilir olmasını istiyorsak hepimiz pandemi koşullarının zorunlu kıldığı bütün kurallara uymak zorundayız.. Aksi takdirde ne okullar açık kalabilecek, ne de ekonomik yaşam süreklilik kazanabilecek..
Bu bir macera filmi değildir.
Ortada gözle görülür gerçek bir savaş vardır ve artık hekimlerimiz hemşire ve sağlık çalışanlarımız bu savaşta yalnız mücadele etmekten yoruldular, adım atacak takatları kalmadı.
Bu başka nasıl anlatılır bilmiyorum.
Tehlike büyüktür ve bu tehlikeyi savuşturmanın tek yolu istisnasız herkesin ama herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi ile mümkündür..
