Güney KıbrısManşet

Afrodit yatağı konusunda Chevron şirketiyle anlaşma sağlanamıyor

Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesinde (MEB) yer alan “Afrodit” doğal gaz yatağının yetkili şirketi Chevron ile Rum Enerji Bakanlığı arasında, yatağın kullanımı konusunda anlaşmazlığın sürüdüğü bildirildi

Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesinde (MEB) yer alan “Afrodit” doğal gaz yatağının yetkili şirketi Chevron ile Rum Enerji Bakanlığı arasında, yatağın kullanımı konusunda anlaşmazlığın sürüdüğü bildirildi.

Politis gazetesi, “Afrodit Konusunda Chevron ve Hükümet Arasında Anlaşmazlık İlanı Kaçınılmaz” başlığı altında manşet ve iç sayfalarından yer verdiği haberinde, Afrodit doğal gaz yatağının değerlendirilmesi konusunda Rum hükümeti ve Chevron şirketi arasında anlaşmazlığın kesin bir hal aldığı, ilan edilmesinin ise an meselesi olduğunu yazdı.

Gazete, Chevron şirketinin birkaç ay önce Rum hükümetine, Afrodit yatağındaki doğal gazın, yüzer platform (FPU) olmaksızın, deniz altı boru sistemiyle Mısır’a götürülmesi önerisinde bulunduğunu, Rum hükümetinin ise bu planı kabul etmediğini hatırlatarak, her iki tarafın da tezlerinden geri adım atmadığını vurguladı.

Taraflar arasında görüşmelerin 5 Kasım tarihine kadar devam etmesinin öngörüldüğünü de vurgulayan gazete, anlaşma sağlanamaması durumunda söz konusu yatağın değerlendirilmesi adına yeni bir şirket arayışına gidilebileceğini, bunun da çok değerli olan zamanın kaybedilmesi anlamına geleceğini aktardı.

Habere göre, Rum Enerji Bakanı Yorgos Papanastasiu Cumartesi günü yaptığı basın toplantısında, FPU kurulmasının Rum yönetimine büyük avantajlar sağlayacağını, FPU olmaksızın doğal gazın doğrudan Mısır’a götürülmesinin ise, doğal gazın kullanımının Mısır’a bağlı olması gibi bir tehlike içerdiğini belirterek, doğal gazın, 100 kilometre uzaklıkta bulunan ve yine aynı şirkete ait Leviathan yatağındaki tesisler yerine neden 400 kilometre uzaklıktaki Mısır’a götürülmek istendiği sorusuna ise Chevron’dan yanıt alamadıklarını vurguladı.

Gazete, Chevron şirketinin bu tutumunun Kıbrıs sorunuyla ilişkili olabileceğini, Kıbrıs sorunu var olduğu sürece şirketin herhangi bir adım atmakta tereddütlü davranarak, sadece zaman kaybına sebep olacak çeşitli öneriler sunma ihtimalinin bulunduğunu da savundu.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu