Akıncı:“Kıbrıs Türk Halkı Masanın Altında Kalacak”
Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, 26 Nisan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “Eşitlik, özgürlük ve güvenlik ancak kararlı bir mücadele ile kazanılır. Çok önemli bir kavşaktayız.
Bu kavşaktaki yollardan biri çıkmaz sokaktır. Ya doğru yolda kararlılıkla ilerleyerek Kıbrıs’ta anlaşarak eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde bir gelecek için ilerleyeceğiz, ya da bölünme kalıcı hale gelecek” dedi.
Akıncı’nın seçim bürosundan yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Akıncı, Güzelyurt’ta düzenenlenen güven ve kararlılık gecesi dayanışma yemeğine katıldı.
“KIBRIS TÜRK HALKI MASANIN ALTINDA KALACAK”
Akıncı, burada yaptığı konuşmada, AB içinde iki ayrı egemen, bağımsız, uluslararası tanınmışlığı olan bir seçeneğin bu konjonktürde mümkün olmadığını belirterek, bunun Kıbrıs Türk tarafınca masaya getirilmesi halinde Kıbrıs Türk halkının masanın altında kalacağı uyarısında bulundu.
“Bizi tanıyan Türkiye Cumhuriyeti takımlarının bile bizimle dostluk maçı yapmayı göze alamadığı bir ortamda, diğer ülkeler bizi nasıl tanıyacak?” diye soran Akıncı, “27 ülke bizi tanıyacak ve AB içinde 2 ayrı devlet olacak diye bunu hükümet programına da yazdılar. Bunu yazanlar da ‘seçin Cumhurbaşkanı olayım’ diyorlar. Kıbrıs Türk tarafı olarak masada ‘Ben artık federasyondan vazgeçtim, 2 ayrı devleti görüşelim’ dendiği anda masa tekrar devrilecek, ama altında bu kez Kıbrıs Türk halkı kalacak” ifadelerini kullandı.
Kendi görev ve sorumluluğunun Kıbrıs Türk halkını masanın altında bırakmadan, çağdaş, demokratik bir avrupa devleti ve onun onurlu bir ortağı olma yönünde mücadele etmek olduğunu vurgulayan Akıncı, Nisan seçimlerinin hem Kıbrıs Türk toplumunun hem de adanın geleceği ile ilgili olduğunu belirtti.
Seçimlerin ardından çözüm fırsatının kapımızı yeniden çalacağını, ancak kimsenin de bunu bize altın tepside sunmayacağını belirten Akıncı, eşitlik, özgürlük ve güvenliğin ancak kararlı mücadele ile kazanılabileceğini, Berlin görüşmesinin de bunun önemli kanıtlarından biri olduğunun altını çizdi.
“Eğer dünya ve barış dilini konuşursanız, istikrarlı ve kararlı olursanız dünya da sizi anlar. BM, Kıbrıs Türk tarafı olarak bizi anladı” diyen Akıncı, Kıbrıs Türk Halkının üzerinde hassasiyetle durduğu ilkeleri içermesi açısından olumlu ve yararlı olan Berlin Açıklaması ile yaratılan bulanıklığın geride bırakılarak, hedefin netleştirildiğini vurguladı.
“KAPILARIN KAPATILMASININ HİÇBİR HAKLI GEREKÇESİ YOK”
Akıncı, Rum tarafının hiçbir haklı gerekçeye dayanmayan kapıların tek taraflı kapatılması kararı sonrasında Güzelyurt dahil kapıların olduğu tüm bölge esnafının mağduriyet yaşadığını, Lefkoşa Arasta’dan 300 imzalı dilekçenin kendisine iletildiğini kaydetti.
LTB Başkanlığı döneminde Güney Lefkoşa Belediye Başkanı ile birlikte hazırlanan ve yayalaştırmayı içeren, ileride Lokmacı kapısının açılmasını da öngören projenin hazırlayıcısı olduğunu anımsatan Akıncı, Derinya ve Aplıç kapılarının da kendi dönemlerinde çok uzun uğraşlar sonucunda açıldığını anımsattı. Akıncı, bu kadar emekle açılan kapıların hiçbir haklı gerekçe ortaya konmadan kapatılmasının yanlışlığına dikkat çekti.
“EN BAŞTA BEN KARŞI ÇIKARIM”
Mültecilerin organize şekilde Kuzey’den Güney’e geçirildiği yönünde ortaya konan gerekçenin doğru olmadığını, böyle bir konunun olmadığını, olması halinde de zaten buna en başta insani nedenlerden dolayı kendisinin karşı çıkacağını belirten Akıncı, 2 taraftan uzmanlardan oluşan ve kendi çağrısı ile üç kez toplanan İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi’nin de ortaya koyduğu gibi şu an için geçişlerde herhangi bir tedbir alınmasını gerekirecek bir durum olmadığını, yapılması gerekenin hava ve deniz limanlarında dışardan gelecek olan riske karşı tedbir alınması olduğunu kaydetti.
Akıncı, “İki toplum olarak birbirimize karşı değil, dışardan gelecek virüs tehlikesine karşı hep beraber korunmalıyız” dedi.
Tüm bunları telefonda görüştüğü Anastasiadis’e bir kez daha aktardığını, ayrıca BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Spear ile görüşerek alınan tek yanlı kararın iki toplum arasındaki güveni sarsan içerikte olduğunu aktardığını açıklayan Akıncı, şunları söyledi:
“Spear’a Güvenlik Konseyi rapolarında iki lidere de ‘güveni artıracak adımlar atın’ diye çağrı yapılırken, bunun tam tersine güveni sarsıcı adımlar karşısında da yapacak birşeyleri olması gerektiğini söylerken, ortaya konan bu görüşleri Genel Sekretere de iletmesini istedim. Ben de ayrıca konuyla ilgili Genel Sekretere mektup gönderdim. AB ile de diyaloğu sürdürerek bunları aktarmaya devam edeceğim.”
“BENİ SİZE ANLATMAYA ÇALIŞMASINLAR”
Kıbrıs Türk halkının kendisini yıllardır tanıdığını, bu nedenle başkalarının kendisini Kıbrıs Türk halkına anlatmasına gerek olmadığını belirten Akıncı, “Beni tanımadan sizlere anlatmaya çalışanlar 45 yıldır çeşitli makamlarda hizmet ederken, sizlerin hep aranızda olduğumu, sizlerin bir parçası olduğumu ya unutuyorlar, ya da bilmiyorlar. Bizi tanımayanlar beni size anlatmaya çalışmasınlar, bu halk bizi çok iyi tanıyor ve biliyor” dedi.
Akıncı, “Savaşa karşı barış, bağnazlığa karşı özgürlük. Bıkmadan usanmadan bu yola beraber devam edeceğiz, sonuca da beraber ulaşacağız” diyerek sözlerini tamamladı.