KıbrısManşetSiyaset

Amcaoğlu: UBP görevi aldıysa mutlaka hükümeti kurardı

"UBP içerisinde son yaşanan olaylar partimize ciddi zaralar verdi ve bu zararın uzun süre etkisini sürdürebileceğinden endişeliyim" diyen Ali Çetin Amcaoğlu, "7 bin üye sandığa gitti, bu pandemi döneminde her türlü riskleri göze alarak oylarını kullandı. Kurultayda birinci ve ikinci gelen arkadaşlar çıkıp ‘biz çekildik’ diyebiliyor. Hani üyeye saygı, nerede istikrar, nerede siyasette dik duruş. Bunların hepsi yerle bir oldu" diyerek tepkisini gösterdi

GIYNIK ÖZEL

Ülkemizin deneyimli siyasetçilerinden Tarım ve Doğal Kaynaklar Eski Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu, ülkemizde siyasetin geldiği noktadan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. GIYNIK WEB TV’de Gizem Özgeç’in sorularını yanıtlayan Amcaoğlu, “10 çocuklu bir ailede büyüdüm. Bunu gizlemenin ya da utanmanın bir manası yok. Yalınayak büyüdüm. Açın halinden de anlarım, tokun halinden de. İnsan sevgisi yüksek bir ortamda büyüdük. Birisi kapımızı çaldığı zaman halinden anlayıp yardımcı olmayı öğrendik. Bu ülke insanlarına bir umut olabilecek, bir icraat yapabilecekseniz siyasete girmelisiniz yoksa koltuk kavgası için siyaset olmaz. İnatla illa ki ben başkan olacağım, illa ki ben bakan olacağım diyerek bu iş olmaz. Benim siyasi yaşamım boyunca hiçbir zaman makam ve mevki talebim olmadı. Bu koltuk ne kadar tatlı bir şeymiş ki insanlar kapılarda sıra bekliyor makama gelebilmek için” diyerek, “Toplum iki yanağından en fazla öpene oy verirse sonucunda böyle bir siyasi ortam ortaya çıkar eleştirisinde bulundu.

“SİYASET YERLERDE SÜRÜNÜYOR”

“Toplum olmaktan devlet sahibi olmak çok güzel bir şey ama sonuç böyle mi olmalıydı. Siyasete baktığımız zaman maalesef yerlerde sürünüyor. Siyasetçiye olan güven her gün biraz daha azalıyor ve insanlar sandıktan uzaklaşıyor. Bu büyük bir tehlikedir. Öyle bir noktaya geldik ki azınlığın seçtiği insanlarla bu ülkenin yönetimini sağlamaya çalışıyoruz. Siyasi partilerin birbirleriyle olan ilişkileri beni üzüyor. Çıkıp ‘Ben onunla şunu bile yapmam’, ‘Ben onlarla hükümet kurmam’ denilebiliyor. Siyaset bu kadar basit ve ucuz mu? Ülkenin geleceği kişisel hırslarla mı belirlenir?” diyerek eleştirilerini dile getiren Ali Çetin Amcaoğlu, “Bilsinler ki bu ülke yoksa kendi siyasi partileri de olmayacaktır” şeklinde konuştu.

“UBP İLE CTP’NİN HÜKÜMET KURMASINI İSTERDİM”

“Siyaset önce ülkem, sonra partim en son kendim için olmalıdır. Geride bıraktığımız haftalar ciddi şekilde ele alınıp değerlendirilmelidir. Büyük geçinen partilerin bir araya gelmesi artık kaçınılmazdır. Siyasette artık sağ-sol cepheleşmesi kalmadı. Siyasette artık belli bir ideolojinin arkasında yürüyen kitleler kalmadı” diyen Amcaoğlu, “Ben sosyal demokrat anlayışa sahip bir insan olarak yıllarca UBP’nin içerisinde yer aldım. Benim beklentim bu ülkede UBP ile CTP’nin bir araya gelerek geniş tabanlı bir hükümet kurmasıdır. CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın UBP ile hükümet kurmaya sıcak bakabileceğini düşünüyorum fakat kendi partisine bunu kabul ettirmesi mümkün değil” dedi.

“BAŞKANLIK SİSTEMİ GÜNDEME GELMELİDİR”

“Parçalı hükümetler bu ülkeye çok şey kaybettirdi. Bir sorun çıktığı anda hükümetler bozulur, başka hükümetler kurulur ve her şey sil baştan olur. Böyle bir sistemde icraat yapmak mümkün değil. Partilerin artık oturup sistem değişikliğini konuşmaları ve belki de ülkede başkanlık sistemini gündeme getirmeleri gerekiyor” diyen Ali Çetin Amcaoğlu, “Parlamenter sistemin oluşturduğu parçalı hükümetlerden kaynaklı ciddi sorunlar oluşabiliyor” diyerek, uzlaşma kültürüne adapte olmadan parlamenter sistemin çalışmayacağını vurguladı.

“ÜYEYE SAYGI NEREDE”

“UBP içerisinde son yaşanan olaylar partimize ciddi zaralar verdi ve bu zararın uzun süre etkisini sürdürebileceğinden endişeliyim. 7 bin üye sandığa gitti, bu pandemi döneminde her türlü riskleri göze alarak oylarını kullandı. Kurultayda birinci ve ikinci gelen arkadaşlar çıkıp ‘biz çekildik’ diyebiliyor. Hani üyeye saygı, nerede istikrar, nerede siyasette dik duruş. Bunların hepsi yerle bir oldu. Şu anda bu konuya bir çıkış aranıyor ama bir çıkış yolu bulmak mümkün değil. UBP görevi aldığı zaman mutlaka hükümeti kurardı ama muhataplarınız ‘sizin başkanınız bile yok’ diyor. ‘Siz başkanınızı bile seçememişken gelip nasıl sizinle hükümet kuralım. Seçiniz başkanınızı ondan sonra oturup konuşalım’ diyenler var. Böyle bir vaziyetteyken hem bir sonraki seçimde yaşayacağımız sıkıntılar hem de ülkenin içinde bulunduğu bu kritik duruma rağmen, ülkenin en köklü, en büyük partisi ve KKTC’nin garantörü dediğimiz partide niye böyle yanlışlıklar yapılıyor. UBP’de kurumsallaşma sağlanmalıdır. Partili olmayanlar bile bu durumdan rahatsızdır.”

“AHMET KAŞİF VE İRSEN KÜÇÜK OLAYI ÇOK HAFİF KALIR”

“Benzer durumu İrsen beyin döneminde de yaşadık. O dönem Derviş Bey Cumhurbaşkanı olduktan sonra genel sekreter İrsen beydi ve tüzük gereği parti genel başkanlığına vekâlet etmesi gerekiyordu. Partide yine başkan olmak isteyen birçok arkadaşımız vardı. Biz ilçe başkanları olarak bir irade ortaya koyduk ve İrsen beyin göreve gelmesi gerektiğini belirttik. Böylelikle sorun çözüldü. Şimdi bakıyorum ortada böyle bir durum yok herkes başka bir tarafa çekiyor. Ersin beyin de bu durumda ciddi bir zafiyeti oldu. Siz Cumhurbaşkanı seçildiniz ama bir elinizde Cumhurbaşkanlığı bir elinizde başbakanlık bekliyorsunuz. Başbakanlık görevini yapabilecek parti içerisinden birisine bu görevi vermiş olsaydı bugün bu sıkıntıları yaşamayacaktık.
Bu son yaşanan olaylara baktığımız zaman, Ahmet Kaşif ve İrsen Küçük olayı çok hafif kalır. 5 aday seçime gidiyor, 2 aday ikinci tura kalıyor, ondan sonra çıkıp bir açıklama yaparak geri çekildik diyorlar ve bu konuda doyurucu bir açıklama da yapmıyorlar. ‘Bayrağım için, vatanım için, milletim için bu yarıştan çekildim’ diyorsunuz, e şimdi ne oldu da ‘yine adayım’ diyorsunuz. Vatan, millet, bayrak bir kenara mı itildi? Bir haftada ne değişti ki.”

ÖZGÜRGÜN’ÜN DOKUNULMAZLIĞINI KALDIRDIKLARINA PİŞMAN OLDULAR”

“Ulusal Birlik Partisi Hüseyin Özgürgün konusunda çok büyük bir yanlış yaptı. UBP Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığını kaldırarak çok büyük bir hata yaptı. UBP, Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığını kaldırmakla, kendi geleceğini ipotek altına soktu. Şimdi tahmin ediyorum pişmandırlar ama iş işten geçti. Hüseyin Özgürgün’ün kendine özgü bir takım sorunları olabilir. Görevi bittiği zaman hukuk bu konuda gerekeni yapardı. Mahkemeler vergi dairesi değildir ya da nereden buldun diye hesap soracak bir yer değildir. Somut deliller olursa mahkemeler görevini yapar ama ben inanmıyorum bir yargılama ya da ceza olacağına. Özgürgün gibi bir lidere bu partinin ihtiyacı var.”

“TÜRKİYE’YE KARŞI YAPILAN SÖYLEMLERİN YARATACAĞI TAHRİBAT…”

“Türkiye bu ülkeye maddi olarak katkı yapıyor, yatırımları finanse ediyor, dış politikada yanımızda oluyor. Türkiye içimize müdahale etti demek yanlış anlaşılmalara neden olur. Bu söylemlerin yaratabileceği tahribatları düşünmeden konuşulmamalı. Türkiye’yi adeta hedef tahtasına koyanlar var. Türkiye’nin desteği olmasa sadece 13. Maaşlar değil, memur ve emekli maaşları bile ödenemeyecek.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu