KıbrısManşetSiyaset

Anlaşmamak üzerine ortaya atılan tezlerden biri daha…

Cenevre'de bunca yılda elde ettiğimiz birçok kazanımı da kaybetmekle karşı karşıya kalacağız

Cumhurbaşkanı Tatar, “Burada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Kıbrıs eski Kıbrıs değil, Doğu Akdeniz eski Doğu Akdeniz değil” Cenevre’ye 50 yıl sonra farklı bir şeyler söylemeye gidiyoruz ifadelerini kullanarak, Lute’un Kıbrıs Türk tarafının haklı olduğu tarafları gördüğünü belirtti.

Sayın Tatar’ın ifade ettiği gibi “Burada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” kısmına katılıyorum.

Zira bir coğrafyanın 50 yıl önceki gibi aynı dinamikleri koruduğu bugüne kadar görülmedi. Bu zaten  tabiatına aykırı bir beklenti olurdu.. Bu nedenle elbette hiçbir şey aynı olmaz, olmayacaktır. Kıbrıs’ta yarım asırdan bu yanadır süren bir siyasi sorun var.

Bu siyasi sorunla birlikte hukuk açısından da sıkıntı yaratan bir durum söz konusudur..

Dolayısıyla Kıbrıs’ta bu sorun devam ettiği sürece hem siyasi hem hukuk zemini problem teşkil etmeye devam edecek!

Lakin mevcut durumun da sürdürülebilir olmadığı gerçeğinden hareketle şunu söyleyebiliriz ki buna rağmen Kıbrıs’ta tarafların ısrarla pozisyonunu korumaya yönelik çabaları sürecin tıkanmasında çok büyük rol oynamaktadır! Elbette adada çözümsüzlüğün tek nedeni Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler değildir. Kıbrıs sorununa dolaylı dolaysız taraf olan ülkelerin de bunda payı büyüktür. Lakin Sayın  Lute ile  Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın görüşmesinde, “, Lute’un Kıbrıs Türk tarafının haklı olduğu tarafları gördüğünü belirtti Sayın Tatar.

Peki hangi tarafları haklı gördü Lute?

Türk tarafının yeni pozisyonu olan 2 ayrı egemen devlete dayalı çözüm arzusu için BM’nin destek vereceğini söyledi mi?

Nedir Türk tarafının haklı gördüğü tarafları?

Sayın Tatar duruşumuz net diyor, o halde açık açık söylemelidir, Sayın Lute’un hangi konularda Türk tarafını haklı bulduğunu..

Sayın Tatar 50 yıl sonra ilk kez farklı bir şeyler söylemeye gidiyoruz dedi.

Bu tamamen yanlıştır.

Zira 2 ayrı egemen devlet öngörüsünü  Denktaş Eylül 1998’de masaya getirmiş ve “iki devletten müteşekkil konfederasyon” için yapılabileceğini savunmuştu.

Bu tez kabul görmemişti.

Dolayısıyla  yıllar sonra bunun yeniden pişirilip gündeme taşınması ve yeni bir şeymiş gibi lanse edilmesi halkı yanıltmaktan başka bir şey değil!

Kaldı ki bugün  “İki eşit egemen devlet” tezini savunanların bu tezin uluslararası hukuk açılımını da belirtmeleri gerekiyor.

Şöyle ki, ortaya geçmişte de atılan bu tezde bugüne kadarki uluslararası hukukun dışında kalan konuları nasıl hukuki bir zemine taşıyacaklarını ve buna uluslararası camia nezdinde ne gibi bir  meşruiyet kazandırdıklarını, BM kararlarının değişmesiyle birlikte Güvenlik Konseyi  üye ülkeleri tarafından nasıl tanınacağı da halka açıklamaları gerekiyor

Hoş Sayın Tatar’ın Türkiye destekli ısrarla  savunduğu lakin uluslararası alanda kıymeti olmayan altı hiçbir şekilde doldurulmayacak  bu tezde ısrar etmesi halinde Rum lider Anastasiadis sırtındaki uzlaşmaz gömleğini çıkaracak ve uzlaşı gömleğini giyerek hiç istemediği  halde Kıbrıs’ta çözümü isteyen taraf olarak Cenevre’de boy gösterecek.

Bu da elbette Sayın Tatar’ın sayesinde olacak.

Ve biz Cenevre’de bunca yılda elde ettiğimiz birçok kazanımı da kaybetmekle karşı karşıya kalacağız.

Dolayısıyla Türkiye destekli bu senaryonun gerçek maksadının ne olduğunu Cenevre sonrası daha iyi anlama şansımız olacak.

Lakin gerçeklere dönersek  Birleşmiş Milletler  zemininin  hala federal çözüm olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.

Fakat şöyle bir de opsiyon tanıyor.

Nedir o?

BM diyor ki, Türk tarafı 2 ayrı egemen devlet pozisyonuna, muhataplarını ikna ettiği ve onların da onayını aldığı takdirde  bende konuyu BMGK sunarım..

Peki kimdir muhataplar?

Kıbrıs Cumhuriyeti ve Garantör İngiltere, Yunanistan..

Kıbrıs Cumhuriyeti Türk tarafının (Kıbrıs Türk Otoritesi ve Türkiye’nin) 2 ayrı egemen devlet tezini kabul etmediğini zaten duyurdu..

Hoş, Türkiye haricindeki  garantörler İngiltere federal çözüm diyor, hakeza Yunanistan da öyle, Ve nihayetinde uluslararası alanda  ABD, Rusya, AB de federal çözümden yana destek belirtiyorlar.

Hal böyle iken Sayın Tatar’ın Dünya bizi anlamaya başladı, bize hak veriyorlar dediği uluslararası aktörler kimlerlerdir?

Bunları bir bir açıklasın.

Kimler bizi Kıbrıs’ta federal çözüm dışında ayrı egemen bir devlet olarak tanıyacak?

Öncelikle bunun ortaya konması gerekiyor.

Dolayısıyla takdir edersiniz ki boş vaatlerin, altı doldurulmayan tezlerin Kıbrıslı Türklere kazandırdığı bir şey yoktur. Bu şekilde işlemeye devam eden sürecin en büyük mağdurları olmaya hep birlikte devam edeceğiz.

Az biraz sürece ilgi duyanların statükoyu  korumaya yönelik mevcut pozisyonlarını muhafaza etmeye çalışanların kimler olduğunu ve  Kıbrıs’ı nereye sürüklemeye çalıştıklarını da rahatlıkla görebileceklerini düşünüyorum..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu