KıbrısManşetSpor

Apoel FC

Gerek performans, gerekse siyasi ideoloji açısından farkındalık yaratan özellikle iki kulüp göze çarpıyor. Birincisi ‘Kıbrıs Kıbrıslılarındır’ ekseninde örgütlenen AKEL’in çocuğu AC Omonia, diğeri ise ‘Kıbrıs Helendir’ merkezinde yer alan bizim takım MONO APOEL (TEK APOEL)

Kıbrıslı bir kulüp olan APOEL FC (Athletikos Podosferikos Omilos Ellinon Lefkosias); Sahibi APOEL Footbal1 Limited. IFFHS Club World Ranking’de FIFA’da 179’ncu, UEFA’da 129’ncu ve Kıbrıs’ta 1’nci sırada muhteremler. Başkanları da 2013 yılından beridir Larnaca Ammos Beach Club’tan gardaşımız Prodromos Petrides Başkan. İlk 11’de ara ara süre alan Kıbrıslı oyuncuları da Mehmet Bolkan Hoca Teşkilatı’ndan kıdemli kaptan Efrem, altyapıdan 2002’li Satisiascık ve Teo. Genç Teo da geçtiğimiz 2021’de Paralimni’den transfer edilmiş.

Neyse, APOEL FC 28 kez Lig, 21 kez Kupa, 13 kez de Kıbrıs Süper Kupası’nı havaya kaldırmış bir kulüp. Geçmişteki efsane futbolcularının adı da Yiannos Ioannou. 1926’da Uzun Yol’da (Ledra) kurulmuş ve ‘sağ tandanslı’ başkanlar tarafından yönetilen bir Avrupa Kulübü. Geçmişte tamamen siyasal ideoloji merkezli bir oluşumdu. Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final sonrası performans merkezli bir dönüşüm yaşamışlar. Geçmişte sadece Kıbrıslıların formasını ıslattığı bu kulüp 2011-2012 Sezonu Şampiyonlar Ligi’nde sadece bir Kıbrıslıyla (Constantinos Charalambides) forma vermiş.

APOEL’in de yer aldığı 2011-2012 Sezonu Şampiyonlar Ligi’nde Porto, Shakhtar ve Zenit’li gurupta APOEL, grubu 2’nci sırada tamamlamıştı. Grup sürecinde başarılı maçlar çıkaran APOEL, evinde Shakhtar, Zenit ve Porto’ya yenilmeyerek bu takımlardan ikisini yenmiş ve son 16 biletini kapmayı başarmıştı. Grubu ikinci sırada tamamlayan ve Zenit ile Shakhtar’ı saf dışı bırakan APOEL, son 16 turunda Fransa’nın güçlü ekiplerinden Olimpique de Lyon ile eşleşmişti. Lyon’u evinde yenen ve deplasmanda yenilmeyen APOEL çeyrek finale yükselme başarısı gösterse de çeyrek finalde içerde ve dışarda Mourinho’nun Real Madrid’ine 3-0’lık skorlarla mağlup olarak turnuvaya çeyrek finalde veda etmişti. APOEL için muhteşem bir sezondu. Dünya kadar para kasaya konuldu ki Kıbrıs’ta bugün bile o bütçe kulübü diğer kulüplerden ayırmakytaymış.

Neyse, filmi tekrardan geriye saralım; fi tarihindeki Hasan Hastürer Hoca’nın köşe yazısı içerisindeki sporun siyaset tarafını aynen aktarıyorum; “Ben aşağıda imza sahibi Lefkaralı Cemal Bayram, komünist kulübünde aza olduğuma dair olan söylentileri yalanlar, komünistlikle hiçbir alâkam olmadığını bildirir, temiz bir Türk oğlu Türk olduğumu açıklarım (Cemal Bayram)”. Verilen örnek sadece ‘Türk oğlu Türk’ Cemal Bey’le kalmıyor. Arkasından da Raşit Derviş bir açıklama patlatıyor; “Dolaşan şayialara göre ben hiçbir zaman İşçi Birliği’ne kayıd olmadım. Yalnız TEK Spor Kulübü’nün alelâde bir azası idim. Son zamanlarda oradan istifa edip Yeşil Ada Kulübü’ne aza oldum. Benim hiçbir zaman komünistlerle işim olmaz” diye bir açıklama yaptı ‘alelâde’ bir şekilde ‘öcü komünistlere’ karşı. O yıllarda Kıbrıslı Türklerin sporunda da siyaset vadı hâliyle.

Mevcut siyaset ve spor birleşimi Kıbrıs’ın güneyinde yer alan coğrafyada hâlihazırda daha yoğun devam etmekte. Oradaki taraftar grupları siyasi partilerin birer gençlik kolları gibi çalışıyorlar. Gerek performans, gerekse siyasi ideoloji açısından farkındalık yaratan özellikle iki kulüp göze çarpıyor. Birincisi ‘Kıbrıs Kıbrıslılarındır’ ekseninde örgütlenen AKEL’in çocuğu AC Omonia, diğeri ise ‘Kıbrıs Helendir’ merkezinde yer alan bizim takım MONO APOEL (TEK APOEL). Özellikle Τhrylos (The Legend) lakaplı APOEL FC ve taraftarları siyasal zeminde de işleri epeyce büyütmüşler. Neyse, yarın da AC Omonia takılalım. Görüşmek üzere.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu