KıbrısManşetSiyasetToplum

Arıklı: Azerbaycan ziyaretinin masrafını sivil toplum örgütleri karşıladı

BRT’de 14. Saat programına katılan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Azerbaycan’a giden heyetin masrafının devletin bütçesinden karşılanmadığını açıkladı. Arıklı, heyette yer alanların kişi başı 850 Dolar para ödediğini söyledi.

Arıklı, “Oraya giden herkes parasını cebinden ödedi. 850’şer Dolar para verildi. İş adamları ve bazı sivil toplum örgütleri ödedi…Devletin bütçesinden herhangi bir harcama söz konusu değil . Sosyal medyada yayıyorlar devletin cebinden 200 kişi gitti, ne yapacaklar? Ya arkadaşlar yapmayın yani. Organizasyonun masrafı nereden karşılanıyor diye gidin sorun? Oradaki kişiler hangi kriterlere göre belirlendi? Bu gazetecilik işi. Gidip sormalarında fayda var. Ama bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak bizde gerçekten sanat. Herkes anında sosyal medyadan yorumu yapıştırıyor. Kişi başına 850 Dolar para ödendi. Özel uçağın parasını sivil toplum örgütleri karşıladı” dedi.

“GERÇEK NÜFUSUMUZU BİLMEMİZ LAZIM”
Bakan Arıklı bir soru üzerine ülkede gerçek nüfusun artık bilinmesi gerektiğini söyledi.
“Saklayacak herhangi birşeyimizin olduğunu düşünmüyorum. Önümüzdeki günlerde nüfus sayımı konusunu konuşacağız. 5 yıllık Kalkınma planı hazırlandığına göre o planı hazırlayabilmek için mutlak süratle bizim gerçek nüfusumuzu bilmemiz lazım” diye konuştu.

Erhan Arıklı, “Ben sayın başkanın burada gizlenecek ne var ki “biliyorum ama söyleyemem” demesi üzerine kendisiyle konuşamadık. Basından öğrendim nüfus ile ilgili demeç verdiğini. Bunu hangi maksatla söylediğini sayın başbakan sormak lazım. Yani bir ülkenin nüfusu sır olur mu? Nüfusumuzu herkes bilmeli. İstatistik Kurumu’nun raporları, bilgileri ortada. Ve İçişleri Bakanlığı’nın kayıtları da ortadadır” dedi.

“KURUNUN YANINDA YAŞIN DA YANDIĞINI ÜZÜLEREK GÖRÜYORUM”
Bakan Arıklı, sahte reçete soruşturmasında ciddi bir ön hazırlık yapılmadığını söyledi.

Arıklı, “Kurunun yanında yaşın da yandığını üzülerek görüyorum. Keşke ciddi bir ön hazırlık yapılsaydı ve yolsuzluk sayılabilecek şekilde reçete hazırlayan ve tedavüle süren eczacılar ve doktorlar ondan sonra belli bir periyodik süre içerisinde ifadeleri alınsaydı. İyi bir hazırlıktan sonra iyi olurdu diye düşünüyorum. Şimdi bir tarafta bir kaç bin tane reçete yazan ve bunu eczanalere gönderen doktorlar var. Ama diğer tarafta da bir kaç tane reçete yazıp hazırlayan kişiler var. Bunların da 4-5 bin tane kişiyle aynı teraziye, kefeye konulması benim çok da vicdanımın kabul edebilediği birşey değil…..Bugün çok saygın bir doktorumuzun 7-8 tane reçeteden dolayı içeri alınması, tutuklanması herkesin vicdanını yaralıyor” diye konuştu.

“Bu sistemin bu şekilde yürüdüğü yıllardan beri herkes tarafından biliniyor. Hangi doktorla, eczacıyla konuşsam hatta hangi sağlıkçı ile konuşsam herkesin söylediği bu sistem yıllardan beri bu şekilde işliyordu. Ama bir şekilde de dur denilmesi lazımdı. İyi niyetle yapan var ama bu işi meslek haline getirmiş ve ciddi paralar kazanan vurgun yapan kişiler de var. İşte bu olay ortaya çıktığında 3-5-10 tane reçeteyle bir kaç bin reçeteyi yazan doktor ve eczacıyı birbirindenayırmak gerekiyor. Ama siz şimdi kalkıp çıkar da önemli kişileri 7-8 tane reçete yazdı diye tutuklar ve deşifre ederseniz kamuoyuna gerçekten vicdanları sızlatır. Konu yargının konusu ama gerçekte bu konuda daha dikkatli olunması gerekirdi”…

“KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞI DIŞINDA, MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILMALI”
Arıklı bir soru üzerine, kürsü dokunulmazlığı dışında, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması gerektiğini söyledi.

Bakan Arıklı, “Şu Anayasayı bir değiştirme imkanımız olabilse bana göre kalkması gereken konulardan bir tanesi belki de en başlıcası budur. Kürsü dokunulmazlığının dışında bütün dokunulmazlıklar kalkmalı” diye konuştu.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu