ManşetSağlıkYaşam

Aşırı Empati Sendromu

Aşırı empati sendromu kişinin devamlı olarak karşısındakinin duygu ve düşünceleriyle ilgilenmesi ve bu durumun bir çeşit 'aşırı odaklanma' hali oluşturmasıdır

Empati bir kişinin kendisini duygu ve düşüncelerinden soyutlayarak bir başkasının inançlarını, arzularını ve özellikle duygularını farkına varabilme ve anlayabilme yeteneğidir .Kendimizi bir başkasının yerine koyup durumları değerlendirmemize, farklı bakış açılarını düşünmemize yardımcı olduğunu ve her insanda olması gereken bir duygu olduğunu biliyoruz.

Peki  hiç aşırı empati sendromunu duydunuz mu?

Aşırı empati sendromu kişinin devamlı olarak karşısındakinin duygu ve düşünceleriyle ilgilenmesi ve bu durumun bir çeşit ‘aşırı odaklanma’ hali oluşturmasıdır. Bu kişiler sürekli ‘başkası ne düşünür? ‘, ‘elalem ne der’ gibi düşüncelerle meşguldürler. Her şeyde olduğu gibi empatide de aşılmaması gereken bir sınır vardır. Bu sınır aşıldığı durumda bir anda hayatta kendimizi  aslında var olmayan üçüncü bir kişiye göre yaşıyormuş gibi hissederiz.

Kişiliği tam olarak gelişmemiş olan bireyler, kendilerini kendilerine ispatlamak için çevrelerindeki insanlara aşırı duygusallık ile yaklaşırlar ve aşırı empati sendromu bu şekilde ortaya çıkar. Bu rahatsızlığın temelinde yatan sebeplerden en önemlisi, 0-6 yaş döneminde ailesinden yeterince sevgi görmemiş kişilerin, egolarını dengelemek ve kendilerini değerli hissetmek için süper egolarını fazlasıyla devreye sokarak, psikolojik bir rahatsızlık yaşamalarıdır.

Aşırı Empati Sendromu’na sahip bireyler kendilerine değil, karşılarındakine odaklıdırlar. Kendi duygu ve düşüncelerini daima ikinci planda tutarlar. Bir başka insan için aşırı empati göstererek aslında ulaşmak istedikleri öz saygı ve sevgidir fakat buna asla ulaşamazlar. Bu kişilere halk arasında genellikle ‘aman boşver, takma kafana sen onu’ gibi öğütler verilir ve kişinin tercihlerini kendi başına yapabileceği düşünülür. Fakat durum böyle değildir, bu sendroma sahip kişiler psikolojik olarak rahatsızdır ve sağlıklı düşünemezler.

Akıllarındaki tek soru: ‘Benim hakkımda ne düşünüyor?’ olur. Bu takıntıları yüzünden de davranışlarını, o anda bulundukları ortama ve kişilere göre değiştirme ihtiyacı duyarlar ve bu nedenle dışarıdan bakıldığında tutarsız davranışlar sergilerler. Aşırı empati hissi insanları zaman içinde çok yıpratmakta, çok fazla stres etkisinde kalanlarda ise depresyon, panik atak gibi rahatsızlıklara sürüklemektedir.

Peki bu duygunun kontrol altına alınması mümkün müdür?

Tabii ki mümkündür. Bu kişiler kendi fikrini belirtmemeyi, başkalarını memnun etmeyi ‘’iyilik’’ ve ‘’bencil olmamak’ olarak görmektedir. Ancak, kendi benliğinin kaybolmamasını isteyen, ‘’hayır’’ diyebilmeyi, kendi fikirlerini uygulamayı öğrenmek isteyen her insanın ilk yapması gereken bunları yapmadığında ‘’kötü’’ ve ‘’bencil’’ bir insan olmayacağını fark edip kabullenmesidir.

En büyük adımı düşüncelerini değiştirmek, beyinde yankılanan o cümleleri başka versiyonlarıyla değiştirmek. ‘’Böyle olmazsam beni sevmezler.”, değil ‘’ben böyleyim ve  seviliyorum’’ ’Herkese yardım etmek , düşünmek zorundayım yoksa iyi biri olamam.’’ değil, ‘’herkese yardım etmek zorunda değilim, bu bir bencillik değil’’ ’’Kendi düşüncelerimi söylersem beni kabul etmezler, onları onaylamazsam kötü biri olurum.’’  değil ‘’kendi düşüncelerimde var olmak beni kötü bir insan yapmaz’’ gibi cümlelerle değiştirerek başlamak bu değişimin en büyük adımıdır.

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu