KıbrısManşetSiyaset

Ayak başparmağı ile kulak kaşımak!

“Federal çözümü elli seneyi aşkın süredir denedik olmadı, ölene kadar bekleyelim mi?” diyorsunuz ve de haksız değilsiniz ama şimdi “sıfırdan başlamayı” nasıl açıklarsınız?

Egemen eşit iki devletli çözüm!

Hiç itirazım yok!

Buyurun, yapın!

-*-*-

“Hukuk açısından imkansızdır” diyenleri bir yana bırakın…

“Türkiye böyle bir çözümü asla kabul edemez, çünkü Kürt sorunu başına dert olur” diyenleri da sakın dert etmeyin…

Yürüyün!

-*-*-

Yemin ederim hiç bir diyeceğim yok!

Allah belamı versin ki, “mantıklı ve akılcıl” bir şekilde açıklayın, zerre itiraz etmem!

-*-*-

Ama, “çözüm” değil bu savunduğunuz!

Gerçekten değil!

Garanti Antlaşması, BM Güvenlik Konseyi kararları falan da umurumda değil!

-*-*-

Sadece şunu düşünün; “nasıl gelir elde edeceksiniz?”

-*-*-

Geliriniz ne olacak?

-*-*-

Doğal gaz mı buldunuz?

Beşparmaklar’da uranyum mu keşfettiniz?

Gannavuri işine mi gireceğiz?

Sadece casino turizmi mi?

-*-*-

Bir plan var mı?

Yok!

-*-*-

Hesap yaptınız mı?

Hayır!

-*-*-

“Egemen eşit devletimiz tanınacak” mı diyorsunuz?

Canım benim, tamam ama yarın sabah tanınmayacak ki!

Tanınana kadar nasıl yaşayacaksınız?

-*-*-

Turizm mi?

Nasıl?

Kim uçacak?

Nasıl uçacak?

Pandemi öncesini de hatırlayın; turizmimiz ne kadarsa “en iyi ihtimalle” o kadar kalacak!

-*-*-

Yani diyorum ki, konuşmanız gibi olmayan, “elle tutulur, gözle görülür, okuyunca anlaşılır” bir plan yapın ve insanların önüne koyuverin…

-*-*-

Üniversiteler mi?

Narenciye ve patates satarak mı?

-*-*-

Üstelik, tüm Dünya’yı karşınıza alır, ortalığı karıştırır, herkesle kavga ederseniz, siyaseten tanınmayı imkansız hale getirmez misiniz?

-*-*-

Kim tanıyacak ki sizi?

Aliyev kardeşiniz mi?

Libya’daki hangi hükümet?

-*-*-

Kısacası, “uluslararası hukukla” ve “Dünya” ile kavga ederseniz ki edeceksiniz; turizmden narenciyeye, “ürünlerinizin” tek bir pazarı kalır, Türkiye!

Ona bile razıyım!

“Sadece Türkiye pazarı bize yeter” diyerek de bir plan yapın, önümüze koyun, hiç itirazım olmaz!

Ama yok!

En küçük bir planınız hatta tahmininiz bile yok!

-*-*-

İlla ki “egemen eşit iki devlet”!

İyi güzel, hoş, elbette ki sıkıntım yok, derdim yok ama nasıl yapacaksınız, lütfen anlatıverin!

-*-*-

“Federal çözümü elli seneyi aşkın süredir denedik olmadı, ölene kadar bekleyelim mi?” diyorsunuz ve de haksız değilsiniz ama şimdi “sıfırdan başlamayı” nasıl açıklarsınız?

-*-*-

“Elbet bir gün tanınırız”lardasınız tamam anladım, iyi güzel de “o gün gelinceye kadar” ne yapacaksınız?

-*-*-

Yollarınızı Türkiye onaracak; aşılarınızı Türkiye verecek; havaalanınızı Türkiye yapacak; suyunuzu Türkiye gönderecek; güvenliğinizi Türkiye sağlayacak; dış siyasetinize Türkiye bakacak; eğitiminizi Türkiye dizayn edecek; ibadet şeklinizi Türkiye anlatacak; narenciyenizi Türkiye alacak; elektrik Türkiye’den ve turisti de Türkiye gönderecekse; canlarım benim, o zaman, neden “gönder bir vali” demeye çekiniyorsunuz?

-*-*-

Yemin billah itirazım olmaz!

Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olmak zul değil ki!

-*-*-

“Yok hayır, isterim isterim bizim de egemen eşit devletimiz olacak!”

İyi de nasıl?

Ve neden yani?

Ne gereği var ki?

-*-*-

Neden sol kulağınızı, sağ ayak başparmağınızla kaşımaya çalışıyorsunuz ki?

Çok zor!

Hatta “Yeteneksizsiniz” yarışması kazandıran bir “yetenek” olur bunu yapabilmek!

Sağ ayak başparmağı tut iki elle, çek yukarı ve sol kulağı kaşı!

Olmaz ki!

-*-*-

Lütfen sol kulağı, sol elle kaşıyın!

Çok daha kolay!

Yemeyin canınızı canlarım benim!

-*-*-

Kısacası değerli Çemişgezekli kardeşlerim; anlatmakta zorluk çekiyorum gibi gelmesin sakın ama “Kıbrıs’ta federal çözüm, kaderimizdir” diyecektim!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu