KıbrısManşetSağlıkSiyaset

Bari bakan tebrik ve ziyaretlerini yasaklayın!

Şerif Ali Pilli’ye ve tüm sağlıkçılara göre “Tedbir almazsak, koronavirüs bizi bir haftada hasta eder ve KKTC’de bulaşmayan kalmaz; başa çıkamayız”...

Jaws 1 ve Jaws 2, 1975 ve 1978’de çekildi…

Jaws 3 1983 ve Jaws 4 1987’de…

Jaws 1’i ve 2’yi izlediğimde, henüz KKTC’de “VHS” videolar yeni piyasaya çıkmıştı.

Ardından galiba “Beta” videolar gelmiş, kasetler küçülmüştü…

Yeşilırmak’ta sevgili Melik Kusella, “Asmalı Plajı” çalıştırıyordu…

Ve hem video göstericisini hem de filmleri İngiltere’den getirmiş; köyde adeta “sinema geceleri” düzenliyordu…

-*-*-

Bir akşam Zombie serilerinden de bir filmi izlemiştik…

Gece tek başıma yürüyerek deniz kenarından, dedemin evine gidecektim…

Her sallanan ağaç dalını üzerime gelen “zombiler” sanıyordum…

Haliyle, korkudan üzerime bir kaç damla idrardan fazlasını kaçırdığım iddiası gerçektir!

Mesafe bir kaç kilometrelik mesafeydi!

3 kilometre olsa, ayakta büyük abdest tecrübesi kesindi!

-*-*-

Ama Allah’a şükür, tek bir zombie saldırısına uğramadan, asmanın altındaki yatağa yetişmiştim…

Nenem bir yanda, dedem öte yanda kereste fabrikası çalıştırıyorlardı ki zaten o seslere zombie gelmesi ihtimali sıfırdı!

Keşke hayatta olsalar da hep horlasalardı ya neyse!

Başka bir yazı konusu olsun, geçmişte damda ya da asmanın altında uyuma rahatlığı!

-*-*-

Filmlerden çok etkilenirim…

Yine Jaws’ları izlediğim günün ertesinde, küçük bir lastikli zıpkınla, kıyıda balık avlamaya gidecektim ki yazın her gün yaptığım bir şeydi; maskeyi takıp da suya ilk baktığımda, ilk karşılaştığım üç – beş santimlik murmuro, inanmayacaksınız ama üç metrelik beyaz köpek balığıydı!

-*-*-

Filmlerden gerçekten çok etkilenirim…

Sinirlerim bozulur, korkarım veya mutlu olur rahatlarım…

Saatlerce ağladığım olur veya günlerce bazı sahnelere güldüğüm!

Dolayısıyla “sinirlerimi bozacak, korkutacak, uykumu kaçıracak, beni gerecek” filmleri izlememeyi tercih ederim ve sırf bu yüzden “komedi olmayan” hiç bir Türk dizisini takip edemem.

Hazar Ergüçlü var diye, Show Tv’deki Alev Alev adlı yeni diziye bakayım dedim; e vallahi etrafımdaki herkesin kötü insanlar olduğu inancına kapıldım yahu!

İzleyemiyorum!

-*-*-

Varsa yoksa komedi…

O kadar…

-*-*-

Vizontele’de bir sahne var…

Yılmaz Erdoğan, solcuların kahvesine girerken, dışarıda toplantı üstüne toplantı yapan ama üretim kabızı bir grup solcuya, “n’aber lan devrimciler” der…

Bu sahneye çok gülerim!

Çünkü bu sahnede, “Solcu; öğleye doğru uyanıp kahveye giden, peçeteye şiir yazıp, hiç okumadığı kitaptan anekdot aktarırmış gibi yapan, kimsenin dinlemediği, dinleyenlerin anlamadığı; her zaman işsiz ve iş aramayan, hep başkalarını suçladıktan sonra da gidip uyuyan kişidir” tanımı vardı…

Bu tanım, solcuların tümü için tabii ki geçerli değil ama özellikle ülkemizde, bunlardan çok vardır!

-*-*-

Yılmaz Erdoğan’ın “n’aber lan devrimciler”ini yaşadık biz…

Bir akşam, Cemal Bulutoğluları ile meyhaneye giriyorduk…

Avcılar Meyhanesi…

Meyhanenin işletmecisi Mustafa abi kapıda duruyor, bir grup solcu – sendikacı kardeşimiz de bahçede yuvarlak bir masa etrafında içiyordu…

Selamlaştık…

Bu arada Cemal Bulutoğluları geldi ve “n’aparsınız be sendikacılar?” diye O da selam verdi!

Sevgili Rasıh Reşat’la birlikteydik…

Gülme krizi ayyuka çıktı!

Vizontele’deki sahnenin “Kıbrıs ağzı versiyonu”nu yaşamıştık!

-*-*-

Bu arada medyaya hiç yansımadı sanırım; ilk dedikodusunu buradan yapmış olayım, Cemal başkan; UBP Genel Başkanlığı’na aday olacak diye duyduk… Ama “olağanüstü kurultayda mı yoksa önümüzdeki yıl yapılacak olağan kurultayda mı bilemiyorum”…

Hayırlı ve de uğurlu olsun…

-*-*-

Neyse, Digitürk bir kaç günden beri, Jaws 1 ve 2’yi arka arkaya yayınlıyor…

Yeniden takılıyorum…

Sonlarını bildiğimden gerilmiyorum fazla…

-*-*-

Konuya geleyim…

Geçen gün bu iki filmden birine takılırken aklıma geldi…

Kasabanın şerifi, halkı tehlikeli köpek balığı saldırısından korumak istiyor…

Tedbir almaya çalışıyor…

Ama kasabanın belediye başkanı ve idarecileri, bu tedbirler alınırsa, turistik bir sahil şeridine sahip olan yerleşim birimine turist gelmeyeceğini ve ekonominin çökeceğini savunuyor…

-*-*-

Haliyle kim haklı çıkıyor?

Şerif!

Köpek balığı geliyor ve insanları yiyor!

Onca insan öldükten sonra tedbir alınıyor!

-*-*-

Jaws serisini düşünün ve şu andaki KKTC’ye uyarlayın…

Köpek balığı yerine koronavirüs var!

Şerif kim?

Ali Pilli!

Yetkililer kim?

Ekonomi çökecek diyen siyasiler de turizmciler otelciler de!

-*-*-

Peki kim haklı?

Ali Pilli de haklı, ötekiler de haklı!

Şerif Ali Pilli’ye ve tüm sağlıkçılara göre “Tedbir almazsak, koronavirüs bizi bir haftada hasta eder ve KKTC’de bulaşmayan kalmaz; başa çıkamayız”…

Peki kasabanın yönetici kadrosu ne diyor?

“En azından tüm tedbirleri alarak, yılbaşında turist getirmezsek, kapatıyoruz ve zor açabileceğiz!”…

-*-*-

Bu durumda, bu hükümette olmak, bu durumda bu ülkeye başbakanlık etmek, bakanlar kurulunda yer almak, sağlık bakanı olmak, ekonomi bakanı olmak, maliye bakanı olmak, hakikatten büyük cesaret işi!

-*-*-

Evet, koronavirüsümüzün yayılma riski şu anda bile “kontrol dışına doğru” kaymak üzere…

Ne diyor gazeteler?

“1 Aralık – 12 Aralık tarihleri arasında 36’sı yerel olmak üzere toplam 149 Covid-19 vakası tespit edildi” diyor…

Yani Jaws kesinlikle çok yakında!

Şerif, bu tehlikenin farkında ve “herkes evine kapansın” diyecek noktaya doğru gidiyor!

Ama öte yandan, “sıfır turist” yanında, maaşların ödenmemesi riski var…

Hatta şöyle söyleyeyim; eğer Dursun Oğuz bakan olarak, Ersan Saner başbakan olarak, Türkiye’ye “ağlayıp sızlayamazsa”; Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Fuat Oktay ve Recep Tayyip Erdoğan’a “ulaşamazsa”; “havada bulut, 13’üncü maaşı unut” filminin beğenseniz de beğenmeseniz de vizyona gireceği kesin!

-*-*-

Narenciye kesim ekibi gelecek mi yoksa bizdeki işsizler ordusu ile bu iş organize edilecek mi?

Poliste terfiler mahkemelik!

Öğretmen Akademisi’ne “yedek öğrenci alınması” konusu patlamaya hazır bomba!

-*-*-

Alacak – verecek davaları, patlamaya hazır bir başka bomba!

Kalkınma Bankası’na borcunu geri ödeyenlerin oranının yüzde 5’lerin altında olduğu iddia ediliyor, “kesin yalandır” diye düşünüyorum…

-*-*-

Peki Meclis bugün 26 yeter sayısını bulup açılacak mı?

Bütçe ne olacak?

Komitelerde çoğunluk UBP’de mi yoksa CTP ile HP’de mi olacak?

-*-*-

Kıb-Tek’de daha mesai başlamadan, El- Sen ile Bakan Erhan Arıklı gereksiz gerginliği ortaya atıldı…

-*-*-

Kıbrıs sorununda derin çıkmaz söz konusu…

Azerbaycan “qardashliq” meselesi hüsran oldu!

Maraş “açılacaktı” konusunun “soğuk kış aylarında sadece yürüyüşten ibaret olacağı” gayet net görüldü!

-*-*-

İster misiniz; şimdi de “Lefkoşa Türk Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi kardeş kent olduğu için, size para göndermiyoruz” desinler?

Olur mu olur?

-*-*-

Ne diyecektim biliyor musunuz?

Sevgili Başbakanım Ersan Saner; “güveniyoruz, hizmet bekliyoruz ve yalvarıyoruz, en azından, ne olur, lütfen, please, sas parakaloúme; bari bakan tebrik ve ziyaretlerini yasaklayın…”

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu