KıbrısManşet

Baybars: Ülkem benim için kimliktir

Mağusalı bir avukat… Sanat aşığı, polis emeklisi bir babanın ve öğretmen bir annenin kızı… İçişleri Bakanı Baybars’la çocukluk ve gençlik yıllarının geçtiği Destemona Parkı’nda hayatını konuştuk

 “ÇOK HIRSLI BİR ÇOCUKMUŞUM” … “Anaokulu zamanından itibaren çok hırslı bir çocukmuşum. Yaramaz biri değilmişim, çok sorumluluk sahibi ve çalışkan olduğumu söyler annem. Oturaklı ve disiplinli bir çocukluğum oldu. Annemin öğretmen olmasının bunda büyük bir etkisi var. Çünkü o hep örnek öğrenci gibi yetiştirdi bizi.”

EN BÜYÜK ZEVKİ BALIK AVLAMAK… “O dönemde yaşadığımız yer denize yakındı, denizin içine doğduk aslında ve 4 yaşında yüzmeyi öğrendim. Denizle, balıklarla çok iç içeydik. Babam balık tutmayı çok severdi. Sandalla balık avlamaya giderdik. Bu nedenle balık avlamak benim de tutkum…”

İNSANLARI SAVUNMANIN ERDEMİNİ ANLAYINCA… “Okulda lise idaresinin koymuş olduğu kurallara karşı ben de karşı kurallar koyan, öğrenci haklarını savunan, sürekli eylemci, protestocu bir kişiliğe eviriliyordum. Ortaokul ve lisede mahkemeye gidip duruşmaları izliyorduk ve o dönemde insanları savunmanın, hakların ne kadar önemli olduğunu öğrendikten sonra hep avukat olmak istedim.”

“BABAMLA KARAKTERİMİZ BENZİYOR”… “Babamla karakterimiz bir miktar benziyor. Aslında tip olarak da babama benziyorum. Annemin disiplinli ve istediklerini hayata geçirmek için çok çalışıp, azim göstermesi de bana geçmiş bir özellik.”

GİZEM ÖZGEÇ – GIYNIK ÖZEL

SORU: Bakan kimliğinizin ve hukukçu kişiliğinizin ardındaki Ayşegül Baybars’ı dinlemek istiyoruz bugün. Ayşegül Baybars’ın nasıl bir çocukluğu vardı? Mağusa’da nasıl zaman geçirdi? Ailesi, annesi, babası ne iş yapar? Karakterini kimden aldı?

“SOKAKTA BÜYÜYEN ÇOCUKLARDANIZ”

BAYBARS: Bugün bu röportajı Mağusa’da Destemona parkından yapıyoruz. Bu park aslında benim çocukluğumun geçtiği yerlerden biri. Mağusalıyım, Mağusa’da doğdum ve Suriçinde bulunan Gazi İlkokulu’na gittim. O dönemde tabi ki çocuklar sokakta çok daha özgür ve ebeveyn sorumluluğunda olmaksızın, koşup oynayabiliyordu. Parktan 600 metre ilerde bulunan Gazi İlkokulu’nda ilkokul eğitimimi tamamladım. Biz her okul çıkışı annemizi beklerken parkta salıncakta sallanarak, kaydırakta kayarak ve aslında bu güzel şehrin tarihi dokusunu bilmeden buralarda büyüdük.

Onun dışında ben daha anaokulu zamanından itibaren çok hırslı bir çocukmuşum. Yaramaz bir çocuk değilmişim, çok sorumluluk sahibi ve çalışkan olduğumu söyler annem. Biraz daha oturaklı ve disiplinli bir çocukluğum oldu. Annemin öğretmen olmasının da belki bunda büyük bir etkisi var. Çünkü o hep örnek öğrenci gibi yetiştirdi bizi. O dönemde yaşadığımız yer denize yakındı, denizin içine doğduk aslında ve 4 yaşında yüzmeyi öğrendim. Denizle, balıklarla çok iç içeydik. Babam balık tutmayı çok severdi. Sandalla balık avlamaya giderdik. Bu nedenle balık avlamak benim de tutkum. Son dönemlerde çok yapamasam da seviyorum.

“AVUKAT OLMAYA LİSEDE KARAR VERDİM”

Lise dönemlerinde, okulda lise idaresinin koymuş olduğu kurallara karşı ben de karşı kurallar koyan, öğrenci haklarını savunan ve sürekli eylemci, protestocu bir kişiliğe evriliyordum. Ortaokul ve lisede mahkemeye gidip duruşmaları izlerdik ve o dönemde insanları savunmanın, hakların ne kadar önemli olduğunu öğrendikten sonra hep avukat olmak istedim. Hep de o doğrultuda gittim. Bir abim var, biz iki kardeşiz. Annem öğretmen, babam polis emeklisi. Babamla karakterimiz bir miktar benziyor.

SORU: Ayşegül Baybars en çok babasına mı benziyor?

“KENDİME VAKİT AYIRAMIYORUM”

SORU: Evet. Aslında tip olarak da babama benziyorum. Annemin disiplinli ve istediklerini hayata geçirmek için çok çalışıp, azim göstermesi de bana geçmiş bir özellik. Hiç unutmam 5 yaşındayken, yılbaşında babam bana ve abime günlük alıp, tüm hayatımızı ona yazmamızı ve kendi kendimizle konuşmayı öğrenmemizi istedi. ‘Kendinizi ifade etmeyi öğrenin’ derdi ve 5 yaşında ana okulda okuma, yazmayı öğrenince yılbaşı hatıramı yazdım. Günlüğümü ilk bulduğumda çok etkilenmiştim. Aslında o günlerde o günlük, benim 23 yaşıma kadar günlük tutmamı sağladı. Geriye dönüp bakınca hem kendimi ifade etmek, hem dürüst olabilmek hem de insanın kendi doğrularını bulabilmesi için kendi kendiyle konuşması, hayata hazırlanma açısından oldukça faydalı oldu. Aslında yazı ve konuşma dilimi geliştirdi ve kitaplarla daha haşır neşir olmamı sağladı. Ne yazık ki şu an bunların hiçbirini yapamıyorum.

“AKREP BURCUNUN ÖZELLİKLERİNİ TAŞIYORUM”

Akrep burcunun özelliklerini taşıyorum. Akrep burcu deyince insanlar aslında korkar ama bilinen ve hep göz ardı edilen şey aslında akrep tehlikeyi gördüğü zaman kendi kendine zarar verir. Yani hayvan olarak özelliği odur. Kararlı, özgüvenli, hırslı olma gibi özellikleri var aslında ama bir miktar özelliklerini taşıdığını söyleyebilirim.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu