EkonomiKıbrısManşetSiyaset

Bir tutarsızlıktır da gider..

 3 ayda  bir adım öne gidemeyen hükümetin elinde tutunacak tek şey kamu çalışanının Hayat Pahalılığını dondurmak oluyor

Sadece TL kullandığı  için bir  gecede %15, hatta % 20  fakirleşen bir halk var. Uyurken parası cebinden kaybolan insanların yaşadığı bir ülke haline geldik. Bunun tek nedeni de TL kullanıyor olmamız..

Hal böyle iken Hayat Pahalılığının 3 ay dondurulmasının ardından şimdi yeni bir kararla 4 ay daha donduruldular.

3 ayda  bir adım öne gidemeyen hükümetin elinde tutunacak tek şey kamu çalışanının Hayat Pahalılığını dondurmak oluyor.

Zira 3 aydır borçlanma üzerine borçlanma yapıyorlar.

Bu belirsizlikle bu böyle daha ne kadar sürdürülebilir?

Bence hiç!

Sürdürülebilir bir yapı zaten yoktu ortada.

Şimdi bu iyice belirgin hale geldi.

Artık kral eskisinden daha da çıplak!

Küresel ölçekte özellikle pandemi süreci içinde ülkeler, din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın işbirliğine yönelirken bizi yönetenler maalesef dünyadan nasıl soyutlanabileceğimizin hesabını yapıyorlar.

Peki ne uğruna?

Anlamsız bir ideolojik saplantı uğruna.

Malum geride bıraktığımız günlerde Kıbrıs için büyük öneme sahip hellimin coğrafi tescili AB tarafından kabul edildi.

Kuşkusuz ki bu tüm Kıbrıs için bir kazanımdır.

Lakin gel gelelim Kuzey Kıbrıs’ta anlaşılır olmaktan uzak bir otorite ile bu kazanımı değersizleştirmeye çalışanlar var.

Şöyle ki; Tarım Bakanı Nazım Çavuşoğlu  Hellimin tescili konusunda “bu sonucun üretilmesi için çok uğraştıklarını” söylerken, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ”AB’nin oyununa geldiğimizi”, söylüyor. Ekonomi Bakanı Erhan Arıklı ise “AB’nin bize emrivaki yaptığını” belirtiyor. Komplo üzerine teoriler üretmekte üstüne tanımadığım ve hiçbir dönem beni yanıltmayan seçilmemiş Bakan  Tahsin Ertuğruloğlu: “Hollandalılar, İtalyanlar, Almanlar, Fransızlar hellim yemez. Hellim konusunda oyuna geldik” diye kapsamlı bir açıklamada da bulunmuş! Sayın Ertuğruloğlu hellim konusunda devlet olarak tanınmadıkça AB kararını kabul etmeyeceğini söylüyor, diğer yandan da doğalgazın paylaşımı konusunda ‘halk’ olmayı yeterli görüyor. Bu mudur yani tutarlılık? Kusura bakmayın ama bütün bunlar şaka için bile çok fazla..

Velhasıl Sayın Ertuğruloğlu’nun hellim tescili  konusundaki görüşleri bu şekilde.. 3 bakan 3 farklı yaklaşımda bulunuyor Hellim tescili konusunda.

Lakin akla mantığa uygun Tarım Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun söyledikleridir. Bu iş için çok büyük uğraşlar verilmiş olmasıdır.

Dolayısıyla ” Oyuna geldik” “Bize emrivaki yapıldı” gibi ideolojik yaklaşımın ağır bastığı  saçma sapan düşünceler Hellim tescili konusundaki gerçekleri perdelemeye yönelik çabalardan başka bir şey değildir.

Maalesef böylesi bir anlayış içinde olan  siyasilerin olduğu bir ülkeyiz. Herkesin lobi şirketlerine, aracı kurumlara milyonlarca Euro harcayarak AB gibi zengin bir pazara girecek ayrıcalık peşinde koşarken, bu iş için enerji dahi harcamayanlar karşı çıkıp elde edilen önemli ayrıcalığa şimdi burun kıvırıyorlar, peki siz bu topluma ne sunuyorsunuz

Koca bir hiç ve bol bol hamaset!

1 Nisan  itibariyle Güney  Kıbrıs kapılarını turizme açmış bulunuyor. Çift aşı yapan ve gereken süreyi tamamlamış herkes Güney Kıbrıs’a gelip tatilini yapabilecek.

Peki Güney Kıbrıs neye güveniyor?

Sağlık altyapısına, hastanesine, hekim ve sağlık çalışanlarının yeterli sayıda olmasına vs vs..

Görüyoruz Güney Kıbrıs’ta  her gün yüzlerce vaka çıkıyor, ölümler yaşanıyor, lakin yeterli sağlık altyapısına sahip oldukları için olası bir vaka artışı ile baş edebileceklerine inanıyorlar.

Ve bu nedenle de günlük faaliyetlerine her türlü iktisadi eylemi de katarak devam ediyorlar.

Bir de bize bakın!

Sağlık altyapısı kim ne derse desin yeterli değil.

Vaka artışı yaşandığı anda sağlık sistemimiz çöker.

Neden?

Yeterli hastane yok, yeterli hekim yok, hemşire yok, sağlık çalışanı yok.

Girne’de bir acil durum hastanesi yapılacaktı.

Mevcut acil durum  hastanesine katkı sağlayacak donanımda olacaktı.

İşte o hastanenin ihalesi geçtiğimiz gün iptal edildi.

Hangi gerekçe ile iptal edildiğine dair de doyurucu bir bilgi verilmedi.

Oysa o hastane bir öncelik olmalıydı.

Pandemi sürecinde sağlık altyapımızı daha güçlü bir hale getirirken, piyasaya hatırı sayılır bir para bırakacaktı ve her türlü iktisadi hareketin önünü açılacaktı.

Olmadı!!

Olası bir vaka artışında yine kilitlenip kalacağız.

Oysa 12 Nisan turizm açılımı diyorlar.

1700 adet takip kelepçesiyle.

Otelciler Birliği bu yöntemden rahatsız.

Belli ki bu  sıkıntı yaratacak.

Üniversiteler öğrenci bekliyor.

Siz gelecek öğrencilere lafın dışında güvence verecek somut göstergeleri ortaya koyamıyorsunuz.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu