EkonomiKıbrısManşetSiyaset

Biz sizin bahsettiğiniz ülkede yaşamıyoruz Sayın Başbakan!

Siz her ay düzenli olarak maaş alan, her gün nemalanacağınız sisteme istediğiniz kişileri atayan bir ülkede, biz ise tecavüzlerin, hırsızlıkların, intiharların ve zamların her gün manşet haber verildiği sosyal olumsuzlukların patladığı bir ülkede yaşıyoruz

Turizm Emekçileri İnisiyatifi, basın açıklaması yaparak “Bir yerlerde yanlışlık var dedi…

Neden?

Çünkü bu ülkeyi yönetenler, kendilerine yalanlarla örülü  paralel bir evren yarattılar.

Her şeyin güllük gülistanlık olduğunu kabul etmişler bu evrenin içinde!

Peki ya öyle mi?

Elbette değil.

Ne diyor Turizm Emekçileri..

“Siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz?

Elektriğe zam!

Akaryakıta zam!

Tüp gaza zam!

Emekçiye mazbata!”

Bu ifadelerde doğru olmayan tek bir kelime var mı?

Yok.

Özel sektör yaklaşık 15 aydır randımanlı bir çalışma düzenine geçmedi. Lakin maalesef hükümet bunu görmezden geliyor.

Özellikle de hükümetin baş vekili Başbakan Ersan Saner..

Sayın Başbakan elini kolunu kıpırdatmadan her şeyi öylece bırakarak bir şeylerin yoluna gireceğini sanıyor.

Hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yaşanmamış gibi davranıyor.

Adeta ölü taklidi yapıyor..

Oysa bir yılı aşkın bir süredir özel sektör çalışanları  evlerine ekmek götürmeye çalışırken, bir yandan da pandeminin getirdiği olumsuz koşullarla mücadele etmeye devam ediyor.

Zira gelir kaynaklarını büyük oranda kaybeden bu insanlar yerine  getirmek zorunda oldukları birçok yükümlülüklerini de yapamıyorlar.

Dolayısıyla sıkıntıları içinden çıkılmaz bir sorun haline geliyor.

Devlet bu insanların yanında olamadığı gibi zamanında almadığı önlemlerle de yaşam koşullarını olumsuz etkilemeye devam ediyor.

Ülkeyi yönetenler, ölü taklidi yapmayı seçerken bugün birçok emekçi sorumlu olmadıkları olağan dışı koşulların getirdiği olumsuzlukların  altında eziliyorlar..

Fakat bu insanların feryadını ısrarla görmemek için direnen bir anlayış var.

Bu nedenle soruyor emekçiler..

“Bir yerde yanlışlık var Sayın. Başbakan!” diyorlar..

Siz hangi ülkeyi yönetiyorsunuz, biz hangi ülkede yaşıyoruz diye de soruyorlar ve devam ediyorlar..

“Siz her ay düzenli olarak maaş alan, her gün nemalanacağınız sisteme istediğiniz kişileri atayan bir ülkede, biz ise tecavüzlerin, hırsızlıkların, intiharların ve zamların her gün manşet haber verildiği sosyal olumsuzlukların patladığı bir ülkede yaşıyoruz.”

Ne kadar güzel özetlemişler değil mi?

Sanırım bütün mesele de bu..

Sayın Başbakanın yönettiğini zannettiği ülkede halkın yaşamadığı..

Sayın Başbakan neden böyle bir ruh halinde inanın anlamakta bende zorlanıyorum..

Lakin hiçbir şey yapmasa da insan olan kişi biraz empati yaparak kendini bu emekçilerin yerine koyabilir.

Mesela her ay  evine 50 bin TL girmediğini düşünse.

Hatta asgari ücretin de yarısı ile geçinmek zorunda olduğunu düşünse.

Evinin malı olmadığını ve kira vermek durumunda olduğunu düşünse.

Elektrik, su vs. giderlerini de bu aldığı asgari ücret ile ödemek zorunda olduğunu düşünse, bunun yanında mutfak masraflarını, çocuklarının her türlü ihtiyaçlarını da bu aldığı asgari ücretle karşılayacağını düşünse, bunun yanında borcunu harcını da bu asgari ücret ile ödemek zorunda kalacağını düşünse, ne yapardı?

Bu sadece  Sayın Başbakan’ın özelinde değil, evine düzenli dolgun maaş giren diğer yöneticiler de bu empatiyi yapsınlar.

Kendilerini bu emekçilerin yerine koysunlar.

Hala hiçbir şey umurlarında değilse ve hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yaşanmamış gibi davranmaya devam edeceklerse bu da onların karakter yapısı ve ahlaki değerleri ile ilgilidir.

Bu nedenle kimse çıkıp bize aynı gemideyiz martavalını okumasın.

Zira kimileri lüks gemilerde kendini ve nemalandırdığı kesimleri güvence altına alırken, filikalar içine konmuş emekçiler azgın dalgalarla boğuşup suyun üstünde kalma savaşı veriyorlar..

Ve bunu o lüks geminin içinde buzlu viskisini yudumlayarak izleyen bir güruh var bu ülkede..

İsterseniz başınızı yastığa koyduğunuz zaman bunları bir düşünün..

Ülke yangın yeri.

TL erimeye devam ediyor.

Hayat her alanda pahalı.

Özel sektör emekçisi daralan ekonomide en çok etkilenen  kesim.

Bu insanlar artık düzenli bir gelire de sahip değil..

Ve siz bu ülkeyi yönetenler buna daha ne kadar kayıtsız kalacaksınız..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu