KıbrısManşetSiyaset

Bizim gemi!

Kısacası, KKTC Gemisi’nin “içinde yaşanır” bir gemi olmaması bir yana; yaşanır hale getirilmesi halinde dahi, ruhsatlı bir şekilde denize açılması mümkün değildir

Geminin dümeni var, çünkü illa ki birileri o dümeni tutmak için büyük kavga veriyor ama dümen mili kopuk!

Yani, “çevirin çevirin ama dönmez beytambal!”…

-*-*-

Peki bu durum tehlikeli mi?

Elbette tehlikelidir çünkü gemi savrulabilir!

Ters ve büyük bir dalga gelirse, batacağız!

-*-*-

Peki neden bunca zamandır dümensiz olduğu halde bu gemi savrulmadı?

Çünkü, gemi denize hiç açılmadı!

Limanda bağlıdır!

-*-*-

Zaten motorlar da çalışmıyor!

Dümensiz, motorsuz ve dibelik çürümüş bir halde açılamaz ama limandan burnunu gösterse, kesin suya gömülür!

-*-*-

Peki nedir yani bu gemi olayı?

Biraz açayım müsaadenizle!

-*-*-

Türkiye, çok büyük ve sağlam bir gemidir!

Elbette sorunları çoktur ama bandırası vardır, bayrağı vardır, yasal bir gemidir ve zaman zaman bizimkinin yanına yaklaşır, yarattığı dalga veya kıçtan hafif dokunuşlarla, bizimkinin güvertesinde çöreklenmiş ve dümene geçme hayali kuranlara “gaz” verir!

Bizimkiler, “seyir halindeyiz” sanır!

-*-*-

Aslında tam öyle da değil!

Güvertedeki UBP tayfası mesela bizim geminin bandırasız, bayraksız, limansız, motorsuz, dümensiz olduğunun bayağı farkındadır ama hala “batmasa da”, ciddi miktarda “mal” olduğundan; hayatlarından memnundur.

-*-*-

Mesela, dün de yazmıştık, kimisi oğluna araziler ister, kimisi karısına başhekimlik talep eder, kimisi oğulcuğuna müdürlük alır, kimisine geri ödemesiz krediler verilir falan…

Hayatlarından memnun olan bu kesim; “gemi seyir halindeymiş gibi davranmaktan” hiç huylanmaz!

O dümeni tutmak için ölümüne yarışa girer!

-*-*-

Haaa ötekiler “huylanır” falan da sanmayın!

Aslında, Türkiye gemisi her yaklaştığında, geminin tüm yolcuları ve çalışanlarının maaşları da ödendiğinden; “dümeni olan, bandırası – bayrağı bulunan, yasal bir gemiye geçmek, sadece zaman zaman akla gelen bir söylemden öteye gitmez.”

-*-*-

Elbette bizim geminin de dümeni, sağlam motorları, muhteşem bir gövdesi, doğru dürüst bir sistemi, bayrağı – bandırası olabilir…

Ama uluslararası sistem buna izin vermemektedir!

-*-*-

Eskiden beri bu hep böyledir!

Tıpkı Karayip Korsanları filmindeki gibi!

Orada görsel açıdan biraz abartı da vardır; “hayalet korsan gemisi” bile bulunmaktadır velakin bizim geminin de aslında The Flying Dutchman (Uçan Hollandalı) kadar “gerçek” olma şansı bulunmaktadır!

KKTC, The Flying Dutchman kadar “vardır”.

-*-*-

Peki ebediyen böyle mi devam edeceğiz?

Bayraklı – bandıralı bir gemimiz olmayacak mı?

Hep, “seyir halindeymişiz” gibi mi yapacağız?

Hep, “alın parayı ve susun – çünkü yasal gemiye binerseniz, o geminin Rum sakinleri sizi denize atar” masalını mı dinleyeceğiz?

-*-*-

Kıbrıs sorunu budur!

“Egemen eşit ayrı devlet” talebi; tabii ki fiilen yaşama geçirilebilir bir durumdur.

Çekersiniz ahristo durumdaki geminizi sağlam bir tersaneye.

Nefis bir body bakımı yaparsınız!

Evet masraflıdır ama makineler alırsınız!

Dümen milini bağlarsınız!

Yeni sistem radarlar falan, haberleşme cihazları, otomatik seyir ekipmanları ile pırıl pırıl bir lüks gemi haline getirirsiniz da; gemiye “bayrak çekme” konusu sıkıntılıdır!

-*-*-

“Çekeriz Türk Bayrağı’nı olur biter” mi diyorsunuz?

Diyebilirsiniz de; müsaade etmiyorlar işte!

Türkiye gemisinin kıçtan hafif çarpmaları, yarattığı dalgalar ile hareket halindeymişiz hissini yaratmaları dışında hiçbir hareket şansımız yoktur!

-*-*-

Ve haliyle ne olmaktadır?

Bir çok gemi mürettebatı ve yolcumuz; İngiliz gemisine binip seyahat etmektedir…

Bazıları Kıbrıs Cumhuriyeti gemisiyle yolculuğu savunmaktadır…

“Bizim asıl gemimiz odur” demektedir.

Hatta, “KKTC Gemisi’nin yasal yolcularının tamamına yakını, resmi belge olarak, Kıbrıs Cumhuriyeti gemisine ait belgeler taşımaktadır”…

-*-*-

Kısacası, KKTC Gemisi’nin “içinde yaşanır” bir gemi olmaması bir yana; yaşanır hale getirilmesi halinde dahi, ruhsatlı bir şekilde denize açılması mümkün değildir.

En iyi ihtimalle, görünmeden, Türkiye gemisi bağlayıp çeker, bir iki yiro attırır ama hiçbir limana sokamaz!

-*-*-

Efendim Mali, Uganda, Bangladeş, Rusya, İngiltere, Libya falan bizi tanıyacaktı!!!

-*-*-

“Sallayın gemiyi!”…

Sallıyorlar!

KKTC sonsuza dek yaşayacaktır!

Tamam yaşayacaktır!

Aha geçen gün Türkiye Dışişleri Bakanı geldi, TMT Mücahitler Derneği’ni de ziyaret etti!

Ne dedi?

“Sizin gemi ve bizim gemi kardeştir; Rum gemisi ile de eşittir!”…

-*-*-

Dedi demesine; orada oturan ağabeylerim, amcalarım ve Tahsin abim da gülümsedi, göğüsleri kabardı ama gemi limanda bağlııııı!

Gımıdamıyor!

Motor yok üstünde!

Dümen mili kopuk!

Ersan bey “vuuuuuup vuuuuup” dümeni çeviriyor, boru çalıyor; alt taraftan aynı dümeni çevirmek için Hasan kardeşim, Faiz abim ve Zorlu abim da uğraşıyor ama bırakın dümen milini; motor yok!

-*-*-

Kıçtan hafif dokunuyorlar, sallanıyoruz, kimimiz gerçekten gemi gidiyor sanıyor; kimimiz maçı idare ediyor; ama olmuyor!

-*-*-

Efendim yarım asır federal çözümü beklemişiz da olmamış da şimdi egemen eşit iki devlet olacakmış!

Be arkandaşlar; aha bizim tatil bitti…

Yarın sabah Kanal T’deyik inşallah!

-*-*-

Aspava Restoran var Yedidalga’da…

Sevgili Caner Aspava, restoranın iskelesinin ucuna, nefis bir ahşap gemi inşa etti…

İnsanlar o gemide bar keyfi, güneş keyfi yapabiliyor…

Şekil, aynı gemi şekli!

Alkolü fazla kaçırırsanız, denizde seyir halinde olduğunuzu düşünebilirsiniz…

Hatta biraz daha alkol alırsanız, “Caner’ciğim, bu gemi uzay gemisi mi? Biz şu anda Satürün’e mi gidiyoruz?” gibi sorular sorabilirsiniz!

Ama orası iskelenin gemi şeklindeki ucudur yani…

İskeleden koparırsanız, anında suya gömülür!

Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Egemen eşit iki devlet!!!

Mümkün değil be amcam, mümkün değil!

Yalandır be amcam yalan!

Gandırırlar bizi!

Ve herkes gandırıldığımızı bildiği halde, “Satürün’e yaklaştık, kemerleri bağlayın” deseler, bağlayacağız vallahi!

Amma hal ha!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu