Geçtiğimiz Pazar kurultayda yaptığı hitapta Ünal Üstel Anayasa Mahkemesinin seçim tarihi kararına saygı duyuyorum. Ama Pazartesi günü hükümetimiz, bakanlarımız ve cumhurbaşkanımızla birlikte bu sorunları aşmak için çalışmaya başlayacağız dedi..”
Yani bu ne demek?
Anayasa Mahkemesi kararı bize vız gelir biz bildiğimizi yapacağız ve bu sorunu ortadan yapacağız demek.
Bir devlet düşünün ki, en üst düzey ilk iki yöneticisi Anayasa Mahkemesinin seçim tarihi iptali kararına saygı duyduğunu söyleyip, bir yandan da buna rağmen Anayasayı ihlal etmeye devam edeceğiz mesajı veriyorlar..
Peki bu nasıl olacak?
‘Meclis kararı’ alarak yaptık oldu diyecekler.
Bunu ifade edenler ise milletin huzurunda Anayasa’ya bağlı kalacaklarına dair yemin edenlerdir. Çadır tiyatrosuna döndürdükleri bir Cumhuriyet Meclisi var. Anayasayı yok hükmünde gören ve parmak çoğunluğu ile her şeyi yapabileceğini düşünen bir siyasi anlayış var Mecliste.. UBP’ye hareket alanı belirleyen ve UBP’nin yönetim dinamiklerini elinde tutan bir üst akıl söz konusu.. Bu üst akıl istediği zaman istediği herhangi birini UBP’yi ve ülkeyi yönetmesi için atayan ya da görevlendiren bir etkiye sahip.
Haliyle şimdi sıra Ünal Bey’in.
Onu da son birkaç yılda yaptıkları gibi gökten zembille indirdiler, bütün demokratik teamülleri ters yüz ederek. Dolayısıyla UBP için bu vakitten sonra yapılabilecek bir şey kalmadı. Ve fakat CTP için geç sayılmaz. Nitekim bütün bu yaşananlara rağmen CTP ana muhalefet partisi olarak bütün bu dayatmaları meşrulaştırıp hala Mecliste oturmak suretiyle meşru muhalefetini sürdürecek mi? Ki bu bir yerde mevcut hükümeti meşru kılmaktır. Yoksa yapması gerekeni yaparak halkın içinde baki olan yerini almaya mı yönelecek?
Bekleyip göreceğiz.
