GenelKıbrısManşet

Cumhurbaşkanı Tatar, Milli Mücadele ve Şehitleri Anma Oratoryosu’nu izledi

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve eşi Sibel Tatar, 21-25 Aralık Milli Mücadele ve Şehitler Haftası dolayısıyla YDÜ AKKM’de düzenlenen Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Bandosu Milli Mücadele ve Şehitleri Anma Oratoryosu’nu izledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve eşi Sibel Tatar, 21-25 Aralık Milli Mücadele ve Şehitler Haftası dolayısıyla YDÜ AKKM’de düzenlenen Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Bandosu Milli Mücadele ve Şehitleri Anma Oratoryosu’nu izledi.  

Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, oratoryo sonrası yaptığı konuşmada, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı bandosunu kutlayarak etkinlikte bulunmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.  

Tatar, Kıbrıs Türkleri’nin mücadelesinin esasen 1571’de başladığını belirterek, Kıbrıs Türk siyasi tarihine değinerek Milli Mücadele yıllarında Kıbrıs Türk halkının, Türkiye’nin adaya gelmesini büyük bir özlemle beklediğini anımsattı. 

Cumhurbaşkanı Tatar, adanın Yunanistan’a bağlanması amacıyla yapılan baskılara karşı Kıbrıs Türkleri’nin direndiğini ve Anadolu’ya güvendiğini kaydetti. Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşlarının, Anadolu’da işgal kuvvetlerine karşı verdiği mücadeleyi Kıbrıs Türk halkının takip ettiğini ifade eden Tatar, İstiklal Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nın Kıbrıs Türk halkına büyük bir ilham kaynağı olduğunu belirtti. Lozan Antlaşması’na da atıfta bulunan Tatar, adada Türkiye’nin söz hakkı önceliği olduğunu hatırlattı.  

“TÜRK ASKERININ ADAYA GELMESIYLE KIBRIS TÜRK HALKININ BAĞIMSIZLIĞINA KAVUŞTU” 

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkleri’ni azınlık statüsüne indirgeme ve adayı Yunanistan’a bağlama amacıyla yapılan tüm katliam ve saldırılara karşı Kıbrıs Türk halkının, örgütlenerek direndiğini anımsattı. 15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası’nın yaptığı darbeyle “Kıbrıs Yunan Cumhuriyeti” ilan etmesinin ardından Türkiye’nin müdahalesinin kaçınılmaz olduğunu anlatan Tatar, Türk askerinin adaya gelmesiyle Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığına kavuştuğunu söyledi.  

Kıbrıs’ta iki ayrı bölge ve iki ayrı devletin temellerinin atıldığı 20 Temmuz 1974’ün önemli bir tarih olduğunun altını çizen Tatar, mücadele yıllarımızda verilen şehitlerin, zulme karşı direnişin ve kahramanlığın önemine işaret etti. Büyük Türk milletinin uzantısı olan Kıbrıs Türk halkının, mücahitleriyle toplumsal direnişiyle ve Türkiye’nin de elini uzatmasıyla KKTC’nin Doğu Akdeniz’de bir Türk devleti olarak var olmaya devam ettiğini vurgulayan Tatar, adada bir antlaşmanın ancak iki ayrı egemen eşit devletin iş birliğiyle olabileceğini kaydetti.  

Federal temelde bir çözümün, çoğunluğun azınlığı yönettiği bir yapı oluşturacağına, AB şemsiyesi altında ise zamanla Türkiye’nin ve Türk askerinin adadan çekilmesine neden olacağına işaret eden Tatar, “Biz, buna asla izin vermeyeceğiz, vermemeliyiz” dedi.  

“GELECEĞE UMUTLA BAKABİLMENİN KOŞULLARI BAĞIMSIZLIK, EGEMENLİK VE DEVLETTİR” 

Geleceğe umutla bakabilmenin koşullarının bağımsızlık, egemenlik ve devlet olduğunun altını çizen Tatar, Doğu Akdeniz’de son yıllarda Türkiye ile birlikte verdiğimiz mücadelenin önemine vurgu yaptı ve “Bize düşen, şehitlerimize vefa borcumuz olan bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilelebet yaşatılmasıdır” dedi. 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu