Basın Emekçileri Sendikası Başkanı Sevgili Ali Kişmir’e yazdığı bir yazıdan dolayı dava okunması ve nihayetinde 10 yıl hapis cezası talebi düşünce ve ifade özgürlüğüne yapılan doğrudan bir saldırıdır. Bu kabul edilemez bir durumdur.
Ali Kişmir’i yıllardır tanırım, mizaç olarak karıncayı dahi incitmeyen bir yapıya sahiptir. Ali düşüncelerini kimseden esirgemez. Ali ile birçok televizyon ve radyo programı yaptım. Düşüncelerimiz zaman zaman örtüştü, zaman zaman ayrıştı, hatta Sevgili Ali”nin Radyo Mayıs”ta yaptığı radyo programını da yarıda bırakıp terk ettiğimi hatırlıyorum, ki bu benim adıma talihsiz bir karardı. Ve fakat bu Ali’ye olan sevgi ve saygımı hiç eksiltmedi, aksine Ali Kişmir’e olan saygım, sevgim ve takdirimi hep muhafaza ettim.
Şimdi Sevgili Ali’yi yazdığı ve düşüncelerini ifade ettiği bir yazının üstünden yargılamak istiyorlar. Bu başlı başına bir demokrasi ayıbıdır. Aklı başında sağduyu sahibi herkes bunun böyle olduğunu bilir. Her gazetecinin, her köşe yazarının, her TV programcısının kendine özgü bir duruşu, kendine has bir üslubu ,tarzı vardır. Kendini ifade ederken de doğal olarak bu özelliklerini korur. Sevgili Ali’nin de kendi tarzı kendi duruşu, prensipleri ve değerleri vardır. Dolayısıyla okuyucusu, izleyicisi Ali Kişmir’i böyle tanıdı, böyle sevdi ve takdir etti.
Ali beğenirsiniz beğenmezsiniz düşüncelerine katılırsınız, katılmazsınız bu ülkenin değeridir değerli bir gazetecisidir, köşe yazarıdır TV programcısıdır.
Dolayısıyla burada mevzu Ali Kişmir’e yapılanın ötesinde ülkemizde demokratik yaşamın ve evrensel değerlerin geldiği, getirildiği düzeyi de açık bir şekilde bize gösteriyor. Bir gazetecinin, köşe yazarının ,TV programcısının vs hiç kimseye şirin görünmek gibi bir sorumluluğu yoktur.
Gazetecinin yaptığı haberde, kaleme aldığı yazıda, yaptığı televizyon programında güddüğü tek amaç kamu yararıdır, halka doğru bilgi aktarmak ve düşüncelerini sakınmadan ifade etmektir. Ali Kişmir de bir gazetecidir ve yazdığı yazı sebebiyle Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanması istenmektedir.
Çok açık ki bu ve benzeri davalar sadece özgürlükler ve veya haklar ile ilgili değildir. Bu direkt olarak demokratik düzeni tehdit eder. Bu sebebiyledir ki toplumsal birlik ve dayanışma içinde olmak çok büyük öneme haizdir.
