EkonomiKıbrısManşetSiyaset

Demokrasi ile ekonomi yan yana yürümeli

Her sabah uyandığımızda biraz daha fakirleşiyoruz. Bunun nedenleri bizim dışımızda gelişen politikaların bir getirisi dahi olsa da yönetenlerin kolaycılığı bir an önce bırakarak, “elimizden bir şey gelmez” yaklaşımını terk etmeleri ve soruna çareler üretmeleri gerekmektedir

Her sabah uyandığımızda biraz daha fakirleşiyoruz. Bunun nedenleri bizim dışımızda gelişen politikaların bir getirisi dahi olsa da yönetenlerin kolaycılığı bir an önce bırakarak, “elimizden bir şey gelmez” yaklaşımını terk etmeleri ve soruna çareler üretmeleri gerekmektedir..

Gittikçe derinleşen bir sorundur ekonomi.

Her gün bunu biraz daha hisseder duruma geliyoruz.

Peki nasıl?

Kullandığımız para biriminin şu veyahut bu vesileyle (TL) sürekli değer kaybetmesiyle cebimizdeki para erirken, alım gücünü zayıflatıyoruz. Çok açık ki burada bir sorunumuz var, ve bu sorun ekonomiktir.

Ve biliyoruz ki işin içine ekonomi girince bunun yaşamsal öneme haiz yanı siyasi görüşe göre değerlendirilmez.

Dolayısıyla siyasi görüşü, düşüncesi, duruşu ne olursa olsun bu sorun toplumsal bir sorundur ve birlikte hareket alanı yaratmayı gerektirir.

Kendi ayakları üzerinde duran kendi kendine yeten bir ekonomi yolunda planlamalar yapılması gerekiyor.

Bunun için ilk sıraya koymamız gereken de kayıt dışı ekonominin önüne geçmektir.

Kayıt dışı ekonominin durumuna baktığımızda, yasal olarak tanımlanmış ancak otoritelerin bilgisi ve denetimi dışında gerçekleştirilen faaliyetlere bağlı düşük vergi bildirimleri ve kaçak istihdam gibi etkileri sıralamak mümkündür. Lakin bunun yanında kaçakçılık, insan ticareti ve kara para aklama gibi yasadışı faaliyetler kayıt dışı ekonominin esasını oluşturmaktadır. Bu faaliyetlerin önüne geçmek için sadece vergi almak veya kaçak istihdamı bertaraf etmekten ibaret değildir. Ayni zamanda, yasadışı sektörü ve elde edilen geliri ortadan kaldırma, genel ahlak ve kamu düzenini koruma, toplumsal yozlaşma ve çürümeyi engellemeye yöneliktir! Dolayısıyla burada yapılması gerekenler vardır.

Eğer bunları yapma kararlılığı gösterirsek kendi ayaklarımız üzerinde durmamız kesinlikle mümkündür. Şunu da belirtmekte büyük fayda vardır. Bugün güçlü bir ekonomi ve güçlü bir iktisat mücadelesi güçlü demokrasi mücadelesinden asla bağımsız değildir. Ülkemizin içinde bulunduğu belirsizlikle ortaya çıkan nüfus sorunu, vatandaşlık, ülkemizin sağladığı avantajların kira bedeli, dünyadan kopukluk, bunun maliyeti ve bunu zorlayan siyasi anlayış, karar alma aşamasında söz sahibi olmama, sivilleşme, özgürlüklerin kısıtlanması, yatırımların bizleri bağımsız hale getirecek yatırımlar olmaları gibi konularda Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkilileri ile kararlı, yapıcı ve bilinçli bir şekilde istişareler yaparak ikna olmalarını sağlamak gerekiyor. Kendi kendine yeten bir ekonomi yaratmak elbette mümkün.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu