GenelKıbrısManşetSiyaset

Derviş: Malların iadesi Maraş ile sınırlı kalmaz

Kıbrıs Vakıflar İdaresi Eski Genel Müdürü Taner Derviş katıldığı bir programda ‘Maraş Açılımı’ ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Kıbrıs Vakıflar İdaresi Eski Genel Müdürü Taner Derviş katıldığı bir programda ‘Maraş Açılımı’ ile ilgili açıklamalarda bulundu. Maraş’taki davaların kaybedilmesi halinde ada genelinde de toprak varlığının yüzde 16’ya düşebileceğini ve 100 binin üzerinde göç yaşanacağını kaydeden Derviş, Kapalı Maraş’ın Sevr Anlaşması kadar ağır olduğunu belirtti.

 

İŞGAL EDİLMİŞ VAKIFLAR TAZMİNAT HAKLARIYLA İADE EDİLİR

“Kıbrıs Barış Harekatı uluslararası anlaşmalar değerinde yapıldı.  Kapalı Maraş’ta bulunanların mülkiyet açısından hangi hukuka dayandığını izah etmemiz lazım, izah ederken de uluslararası boyuta dikkat etmemiz gerekir.  Uluslararası anlaşmalar, sömürge idaresi 60 Anayasası, ada genelinde geçerli yasalar Vakıf Hukuku’nu tanımaktadır. Sevr anlaşması kadar ağır bir olaydır” ifadelerine yer veren Derviş, tescil edilmiş vakıfların sonsuza dek yaşatılacağına kurucu tarafından dahi değiştirilip, feshedilemeyeceğini belirtti ve şunları ekledi, “Hiç bir vakıf emlak elden çıkarılamaz ve el konulamaz, vakfın ruhunu uymak kaydı ile eş değerde mal satış ve takas yapılabilir. Yani vakıf envanterinde hiçbir zaman önemli bir düşüş olmaz. İşgal edilmiş vakıflar tazminat ödemeleriyle birlikte iade edilir.  Maraş, 1913’lü yıllardan itibaren Kıbrıslı Rumlar tarafından işgal edilmiştir. Ama Rumların da tanıdığı yasalara göre işgal edilmiş vakıflar tazminat haklarıyla birlikte iade edilir.”

 

BU KONU MARAŞ İLE KALMAZ ORADA KAYBEDİLEN DAVALAR SONUCU ADA GENELİNDE TOPRAK EGEMENLİĞİMİZ AZALIR

Maraş’taki mülkiyet konusuna ve sıkıntılarına da yer veren Derviş, Maraş’taki davanın kaybedilmesi halinde ada genelinde toprak varlığının yüzde 16’ya kadar gerileyebileceğini ve büyük göçlerin başlayacağını iddia eden Dervis, “Türk tarafı diyor ki Maraş açılımı çerçevesinde Kıbrıslı Rumlar gelsin ve 1974’teki mallarını Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığıyla tarif etsinler ve alsınlar.  Bu birinci çelişki, ikincisi ise Taşınmaz Mal Mekanizması’nın özelliğinden ötürü Kıbrıs Türk tarafının AİHM sürecinde herhangi bir davayı kaybetmesi mümkün değildir. 2006 yılında oluşturulan mekanizma acemice hazırlanmıştır. Orada sadece Kuzey Kıbrıs’tan ayrılan Kıbrıslı Türklere müracaat hakkı tanıyor. Kapalı Maraş’taki tapu kayıtları Mağusa Tapu Dairesi’nde olmasına rağmen AİHM’de sadece Rum yönetiminin ısrar ettiği belgeler geçerli oluyor. Türk tarafı da bunu kabul ediyor. Peşinen kaybedilmiş bir mal için davaya gidiyorsunuz.  Sevr kadar yanlış bir süreçtir ve bu konu sadece Maraş ile kalmaz. Maraş’taki davalar kaybedildiği takdirde sonuçlar şöyle olur, ilk etapta tazminat ödemeleri ile birlikte Maraş Rumlara iade edilir, Ada genelinde gasp edilmiş vakıf mallar emsal gösterilmek suretiyle Kıbrıslı Rumlara verilmiş olur. Bunun sonucu ise ada genelindeki toprak varlığımız yaklaşık yüzde 16’ya düşer. Muhtemele bir anlaşmada 114 bine varacak göç dalgası demektir bunun üzerine ise devasa tazminat ödemeleri demektir.”

 

 MARAŞ AÇILIMI’NIN SOSYAL, SİYASAL VE EKONOMİK BOYUTLARI DA VAR”

Maraş açılımı ile ilgili, “Uluslararası hukuka ve ada genelinde geçerli Anayasal ve yasal düzenlemelere de aykırıdır.   Hem sosyal hem siyasal hem de ekonomik boyutları vardır bunlar da gündeme getirilmeliydi” ifadelerini kullanan Derviş,  “Maraş açılımı ile Rumlara diyoruz ki, buyurun gelin, Maraş’ta işgal ettiğimiz malları işgalcilere teslim etmek için bir mekanizma geliştirdik. Rumların burada malların değeri yükselttirilirken bizim Güney’de bıraktığımız malların değeri düşük tutuldu. Biz bir kayba uğramayacak mıyız? Eş değer konusu devletin toprak kaybı ile de ilgilidir. Mülkiyet zemini yasal olarak Güney’de bırakılmış mallar ve vakıf mallar üzerine inşaa edilmiştir. Bu iki husus uluslararası platformlarda kabul gören hususlardır” dedi.

 

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu