KıbrısManşetSiyaset

Dipsiz kuyu gibi dosya

“JET KRİZİ” dosyası adeta toplumun gözünden kaçırılmaya ve hatta unutturulmaya çalışılıyor

“Haziran 2020’de ortaya çıkan “JET KRİZİ” neticesinde Soruşturma Raporunun akıbetini Meclis aracılığı ile dahil sormuş olmamıza rağmen 8 ay bir cümle yazılmadığını söylemiştim.

Rapor hala elime ulaşamadı. Akıbeti de belirtilmedi.

Bugün öğrendiğim kadarı ile talimatı yerine getiren 2 havalimanı görevlisine giriş yasağı konusundaki Bakanlar Kurulu kararına uymadıkları için Ceza Davası açılmış.

Elbette konu mahkeme huzurunda. Yorum yapamam.

Dönemin Bakanları, Bürokratları ile ilgili idari veya cezai bir işlem yapılıp yapılmadığı, dokunulmazlık kaldırma talebi elbette Başsavcılığın uhdesinde ancak rapor “Başbakanlık” tarafından henüz bilgiye sunulmaya değer bulunmadı.”

Yukarıdaki ifadeler Avukat Ürün Solyalı’ya ait. Ürün Bey aynı zamanda CTP Milletvekili. Dolayısıyla bu vasıflara haiz bir kişi olarak Ürün Solyalı’nın bu paylaşımı büyük öneme haiz. Neden?

Ürün Bey her şeyden önce bir hukukçu  ve nihayetinde seçilmiş 50 milletvekilinden birisi olarak Mecliste.

Ne diyor Sayın Solyalı?

Haziran 2020’de ortaya çıkan “JET KRİZi” neticesinde Soruşturma Raporunun akıbetini Meclis aracılığı ile dahil sormuş olmamıza rağmen bir cümle henüz yazışmış değil diyor..

Peki bizler bu ülkede yaşayan yurttaşlar olarak bunu nasıl algılamalıyız?

Ya da şöyle sorayım.

Bu ülkede her yurttaş yasalar karşısında eşit haklara sahip mi?

Bu soruya gönül rahatlığı ile “EVET” diyebilir miyiz?

Maalesef diyemeyiz..

Peki neden?

Yukarıda belirtilen bu olay 2020’de vuku buldu. O dönemde çok bariz bir suç işlendi.

Yasalar kurallar çiğnendi.

Üstelik alenen yapıldı bu.

Ve fakat konu hala bir sonuca ulaşmış değil.

“JET KRİZİ” dosyası adeta toplumun gözünden kaçırılmaya ve hatta unutturulmaya çalışılıyor.

Peki ama neden?

Bu konu hakkındaki polis soruşturması tamamlanmış mıdır?

Eğer tamamlanmış ise o meşhur görüntülere de ulaşıldı mı?

Hani otele girerken jet ile gelen şahıslara refakat eden bakanın kim olduğunu gösteren görüntülerden bahsediyorum.

Burada ihmali görülenler bir yanda, bu krize doğrudan müdahil olanlar için bugüne kadar ne yapıldı? X ve Y görevliler ( memurlar) hakkında cezai soruşturma başlatıldı. Peki bu görevliler kendi yetkilerini ve veyahut inisiyatiflerini kullanarak mı  bu hatayı yaptılar? Ya da bu kuralı deldiler?

Diyeceğim şu ki; ortada bir suç unsuru oluştu. Ve fakat buna rağmen hala konuyla ilgili kamu vicdanını rahatlatacak herhangi bir adım atılmadı. Niye? Neden bu kadar ağırdan alınıyor ve gözden kaçırılmaya çalışılıyor bu konu?

Diğer Haberler

Başa dön tuşu