KıbrısManşetSağlıkSürmanşet

Dr. Özgeç: Temaslılar kendini gizliyor, ayakta dolaşan pozitif vakalar tehlike saçıyor

Temaslıların kendisini gizlemeye başladığını ve kimsenin karantina oteline gitmek istemediğini, fakat bu şekilde ülkenin sağlık sistemine ciddi zararlar verileceğini dile getiren Dr. Derlen Özgeç, Ayakta dolaşan vakalarımız var.  Daha kötü bir aşamaya gelmeden, gizlemeden saklamadan bunları tespit etmemiz lazım” dedi

GIYNIK ÖZEL

Tabipler Birliği Koruyucu Hekimlik ve Halk Sağlığı Sorumlusu Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Derlen Özgeç, katıldığı canlı yayında Covid-19 salgınına ilişkin ülkemizde yaşanan gelişmelerini değerlendirdi.

Dünyanın zor bir dönemden geçtiğini ancak ülkemizin diğer ülkelere göre bu süreci daha rahat geçirdiğini aktaran Özgeç,  Göğüs Hastalıkları Yoğun Bakımı bölümünde 6 yatak kapasitesinin olduğunu üç kişinin Göğüs Hastalıkları Yoğun Bakım Servisi’nde tedavi görürken koronavirüse yakalandığını dile getirdi.

“HEMŞİRENİN HASTALIĞI TAŞIYABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUZ”

Hastanede kırılmamış bir bulaş zinciri olduğunu ancak, bulaş zincirinin nereden başlandığının tespit edilemediğini kaydeden Özgeç, Göğüs Yoğun Bakımı’nda eksiklerin olduğunun altını şu sözlerle çizdi;   “Bir yoğun bakım açıyorsanız havalandırma sistemi, metrekare hesabıyla yatak mesafesi, ventilatör ve oksijen sistemlerinin çalışıp çalışmadığı, filtre sistemleri daha önceden hesaplanmalı. Şuan ülkemizde göğüs yoğun bakımlarının uygun fiziki koşullarda olmadığını söyleyebiliriz. Göğüs Yoğun Bakımı’nda çalışan hemşire arkadaşlarımız çok deneyimli, hemşire arkadaşlarımızın tamamen koruyucu ekipmanlarla yaklaştığını biliyoruz. Bir hemşirenin bir hastaya hastalığı taşıyabileceğini düşünmüyoruz.  Yoğun bakımda yatan bir hastanın basınçlı solunum cihazı kullanması, buhar tedavisi alması, mekanik ventilatörde olması bunlar bu işin bulaşını daha çok yaygınlaştıran şeyler o yüzden üstüne vurgulayarak durduğumuz şey havalandırma sisteminin olması. Bu virüs basınçlı cihazla ortama yayılıyor, o yüzden ortam havalandırmasının olması önemli şeyler”

“YENİ YILIN ETKİLERİNİ BİR KAÇ GÜN İÇİNDE GÖRECEĞİZ”

“Sağlık Sistemi’nin üzerinde de çok büyük bir yük var” diyerek sözlerini sürdüren Özgeç,  bulaşın mevcut durumda devam etmesi durumunda önümüzdeki tablonun nasıl olacağını ise şu sözlerle aktardı: “ Şu anda 20’yi aşkın vaka sayısı var. Yeni yıl sürecinde ürktüğümüz ve endişe duyduğumuz konular vardı. Endişelerimizden biri karantinasız girişlerin olmasıydı Üst Kurul’un aldığı kararlarla ülkeye karantinasız giriş olmadı. Ancak bazı yerlerde denetim yapılamaması, üst kurul kararlarının kontrol edilememesi bizi yine sekteye uğrattığını düşünüyoruz. Bazı yerlerde kutlamalar yapıldı, şu anki yerel vakalarında bunların meyvesi olduğunu düşünüyoruz. Yeni yıldan bu yana 14 günlük bir süreç var.”

“GÜNLÜK VAKA SAYISI 35’E ULAŞIRSA SAĞLIK SİSTEMİ ÇÖKEBİLİR”

Temaslıların kendisini gizlemeye başladığını ve kimsenin karantina oteline gitmek istemediğini, fakat bu şekilde ülkenin sağlık sistemine ciddi zararlar verileceğini dile getiren Özgeç, “Şu anda genel olarak yerel vaka sayımız yüksek. Bir başka sıkıntımız da temaslıların kendisini gizlemesi kimse 14 gün karantinada kalmak istemiyor, bu bizi endişeye düşürüyor.  Grip semptomları olan kişiler görüyoruz, normal grip diye bir süreç yok artık. Şikâyetler olduğu anda PCR yaptırmalıyız. Ayakta dolaşan vakalarımız var.  Daha kötü bir aşamaya gelmeden, gizlemeden saklamadan bunları tespit etmemiz lazım” dedi ve günlük 20’li sayılarda vakaların devam etmesi halinde bir süre daha sağlık sisteminin normal seyrinde devam edebileceğini ancak 35’i aşkın rakamların 3-4 gün boyunca çıkması halinde sağlık kapasitemiz aşılacağını ve çökeceğini ifade etti.

“DENEYİMLİ HEMŞİRELERİMİZİN BİRÇOĞU KARANTİNADA”

Dünyada yeniden kapanmaya başlayan ülkelerin sağlık sisteminin tamamen çöktüğüne de dikkat çeken Özgeç,  “Tüm dünyada sağlık kapasitesi aşılmadığı sürece kapanmaya gidilmiyor. Bizde de sağlık kapasitesini aşması halinde kapanmayı gitmeyi konuşmak lazım” dedi ve yılbaşı sonrasında vaka artışının önümüzdeki birkaç gün içerisinde netleşeceğini sözlerine ekledi.

Öte yandan Pandemi Hastanesi’nin faaliyete geçecek olmasını da değerlendiren Özgeç, “Personelle ilgili planlama yapıldığını ve hastanenin faaliyete geçeceği bilgisi bize geldi. Planlama ve organizasyonun yavaş yavaş başladığını biliyorum.  Pandemi Merkezi’nde çalışan deneyimli hemşirelerimizin birçoğu da karantinada. Bu durum işimizi zorlaştırabilir. 3 hemşire arkadaşımız pozitif ve tedavileri halen sürüyor temaslılarından pozitif çıkan arkadaşlarımız da var” şeklinde konuştu.

“AŞI ÜLKEMİZDE UYGULANMALI”

Dünyada uygulanmaya başlayan aşı uygulamaları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Özgeç,aşıların etkin olup olmadığını gözlemlemek adına bir müddet daha beklenebileceğini öne sürdü ve aşılar hakkında detaylı açıklamalarda bulundu. Özgeç, “Aşı noktasında bağışıklanmalı ve aşı ülkemizde uygulanmalı. İnsanların endişeleri var ancak doğru bilgilendirme ile endişeleri azaltmalıyız. Uluslararası otoritelerin onayladığı aşıların rutin uygulamada kullanılması bizim için önemli. Şu an Türkiye’de farklı bir durum var, Türkiye sadece kendi ülkesi için acil durum kullanım onayı aldı. Türkiye’de yoğun bakım kapasiteleri aşılmış durumda. Ülkemizdeki durum biraz daha farklı bekleyip görmemiz lazım. Ancak önümüzde bizim biraz daha bekleyebilecek süremiz söz konusu. Sinovac ve Prifzer aşısı iki aşı var. Prifzer aşısı onay alırken 40-50 bin hasta üzerine uygulanmış ve bunların verileriyle onay alınmış durumda. Sinovac aşısı ise üç ülkede uygulanıyor.  Endonezya, Brezilya ve Türkiye’de bu aşı uygulanıyor. Türkiye’de aşının uygulanması planlan 12 bin kişi sayısı var. Endonezya’da 1200 kişi dolayısıyla halen daha klinik deney aşamasında olan bir aşı. Çalışmalar  bittikten sonra verileri inceleyerek onay alabilecek mi bu aşı onun bekleme süreci var.  Bir aşı yaptırılırken iki soru vardır soracağımız birincisi etkin mi ikincisi güvenilir mi? Etkinlik kısmı bizim için önemli çünkü toplumda bu aşıyı kaç kişiye yaptırmalıyız. Toplumun yüzde 65 oranını bağışıklamanız gerekiyor. Bunlar da hesaplayarak ilerlenilmeli. Sinovac aşısı ölü bir aşı yan etki açısından güvenilir olduğunu söyleyebiliriz. Prifzer aşısında alerjik reaksiyonlar belirtildi. Eğer anjiyo, ödem geçirdiyseniz bu aşıyı yaptırmayın deniyor zaten.  Aşı 16-59 yaş arasında yapılır.  59 yaş üzerine çok fazla çalışma yok. Onay alınırken Prifzer için 59 yaş üzerine de yaptırılabilir dendi. Sinovac için de 59 yaş üzeri için çok büyük bir çalışma yok. Öncelikle sağlık çalışanlarına aşıların yapılacağını biliyoruz. Bir de belirli yaşta olan hastalara yapılacağını biliyoruz ancak Bakanlık’tan bununla ilgili bize bir protokol verilmedi” ifadelerini kullandı.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu