KıbrısManşet

Ersoy: Vaatte bulunmuyoruz mücadele sözü veriyoruz

Bağımsızlık Yolu Milletvekili adayı Umut Ersoy, rejime doğrudan muhalefet yaptıklarını söyleyerek, ana akım medyada bu nedenle kendilerine yer verilmediğini savundu.

Bağımsızlık Yolu Milletvekili adayı Umut Ersoy, siyaseti kişilerin şahsi özellikleriyle değerlendirildiğini belirterek kendisinin Bağımsızlık Yolu’nun fikirlerinin taşıyıcısı olduğunu, Bağımsızlık Yolu’nun gerçek adayının verdikleri mücadele olduğunu ifade etti.

Programlarını bulabildikleri her araçla yaymaya çalıştıklarını ekleyen Ersoy, adil koşullarda yarışmadıklarını belirtti. Ersoy, “Sisteme ve rejime doğrudan muhalefet yaptığımız için sesimiz duyulmuyor, ana akım medyada gözükmüyoruz” dedi. Parti olarak kısıtlı bütçeleri olduğunu söyleyen Ersoy, devletten mali yardım almadıklarını sadece üyelerin aidatlarıyla bütçe oluşturduklarına değindi. Ersoy, eşit olmayan koşullarda da mücadele edeceklerini vurguladı.

Vaatte bulunmuyoruz mücadele sözü veriyoruz
Diğer partiler gibi vaatte bulunmadıklarını söyleyen Ersoy, “Halkı kandırmanın anlamı yok, gerçeklerin anlamı var” dedi.

Verdikleri tek sözün mücadele olduğunu hatırlatarak tutarlı ve ilkeli siyaset yapabilmenin vicdan rahatlığını taşıdıklarını söyleyen Ersoy, seçim sonucu ne olursa olsun talepleri için mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti.

Ersoy, meclise girerseler orayı da mücadele alanına çevireceklerini söyledi. Ersoy, mecliste emeği doğrudan temsil eden parti olmadığını savundu.

Patronlara yasa işlemiyor
Patron egemenliğine dikkat çeken Ersoy, 1976’dan beri sigorta yatırımlarını yapmayan patronlara ceza verilmediğini savunarak, iş güvenliğini sağlanmadığında cezayı patronun değil Sosyal Sigortalar Dairesi’nin ödediğini, İş Yasası’nda yazan maddelere patronların uymadığını söyledi.

Ersoy, bu durumu Kıbrıs sorununa odaklanıp kimlik siyaseti yaparak emekle sermaye arasındaki çelişkiyi ıskalayan solun ayıbı diye değerlendirdi.

Özel sektöre sendika getirilsin
Ersoy, İş Yasası’nda yazan maddelerin uygulanmadığına dikkat çekerek cumartesi günleri işçilerin angarya çalıştırılmasını, üç aylık deneme süresinde sigorta yatırımlarının yapılmamasını, iş tanımının ortadan kalkmasını ve hamile kadınların işten çıkarılmasını örnek gösterdi.

Özel sektördeki hak gasplarını kanıksandığını söyleyen Ersoy, “Sosyal Sigortalar patronun kelamını Allah’ın beyanı kabul ediyor” ifadesini kullandı. Bu sorunların hepsini sendikanın düzenleyeceğini vurgulayan Ersoy, özel sektörde on kişi ve üzeri işçi çalıştıran iş yerlerinde sendikasız işçi çalıştırılmasının yasaklanması için hazırladıkları yasayı öne sürdü.

Ersoy, yasayla beraber İş Yasası’ndaki hakların kazanılacağını ve kaçak işçi çalıştırmanın önüne geçilebileceğini ekledi.

“İthal işçi değil içerdeki emeğin hakkını istiyoruz”
Üç şekilde nüfus artışı olduğunu tespit ettiklerini belirten Ersoy, nüfus artışlarını çalışma izniyle, “öğrenci olarak ve elini kolunu sallayarak gelenler” olarak açıkladı.

Ersoy, çalışma izniyle getirilenlerin sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacı ve içerideki emeğin fiyatını düşürmek için geldiğini söyleyerek serbest piyasa ekonomisinin kârı maksimize etmek üzerine kurulu olduğunu aktardı. Ersoy, patronların yarattığı çalışma koşulları yüzünden insanların çalışmak istemediğini ekledi. Çözüm olarak mevcut çalışma izinleri dışında yeni çalışma izni çıkarılmaması gerektiğini savunan Ersoy, “ithal işçi istemiyoruz, içerdeki emeğin hakkını verin” dedi.

“Üniversiteler getirdiği kişilerden sorumlu tutulsun, kimlikle girişler kaldırılsın”
Üniversitelerin kaçak iş gücü aracılığı yaptığına değinen Ersoy, üniversitelerin getirdikleri ve kaydettikleri her kişiden sorumlu tutulması gerektiğini vurguladı.

Ersoy, “Yoksulluk içinde yaşayan, uyuşturucu ticaretine başlayan Afrikalı öğrenciler varsa Kıbrıslı mafyaları ve uyuşturucuyu getiren baronlar olduğunu da hatırlayalım” ifadesini kullanarak “Kimseyi kimliği üzerinden şikayet etmeyin, sorunları yapısal olarak tespit ederek oraya saldırın” dedi.

Umut Ersoy, kimlikle giriş çıkışların derhal kaldırılması gerektiğini de ekleyerek muhacerete sıkı denetimler getirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Ersoy, “Sorma gir hanına dönmüş Kıbrıs’ın kuzeyinde gerçekten denetleme istiyorsak muhaceret kapılarından başlanması gerek” dedi.

“Asgari ücret en düşük kamu maaşına eşitlensin”
Asgari ücretlinin temsil edilmediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun derhal lağvedilmesi ve asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenerek endekslenmesi gerektiğini ifade eden Ersoy, “Asgari ücretin saptanması kimsenin insafına bırakılmamalı” dedi.

Ersoy, diğer partilerin son zamanlarda asgari ücreti en düşük kamu maaşına eşitleme taleplerini vaat olarak verdiğini fakat Bağımsızlık Yolu olarak talepleri için mücadele edeceklerini ekledi.

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu