Sayın Meryem Özkurt’u tanımam. Hiçbir ortamda da bugüne kadar kendisiyle karşılaşmadım. Kısacası selam sabahımız hiç olmadı. Lakin kendisini tanıyanlardan edindiğim bilgi ışığında geliştirdiğim kanaat iyi bir insan olduğu yönünde.
Meryem Hanım’ın iyi bir insan oluşu, kariyeri var elbette yasalar karşısında her yurttaşın eşit haklara sahip olduğu gerçeğini göz ardı ettirmemeli… Nitekim Meryem Hanım görev ve sorumluluğu dahilinde üstlendiği inisiyatifle bir kurar ihlali yaptı, bu kurar ihlali bir suç unsuru oluşturdu ve nihayetinde yargılanarak 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Kimse kafasına göre Meryem Hanım’a dava okumadı, keyfe göre kanıya da varmadı.
Hukuki dayanaklara ve eldeki verilere istinaden yargılandı.
Hoş Meryem Hanım bilerek veyahut bilmeyerek işlediği suçu zaten mahkemede kabul etti… Karardan sonra da istinafa gitti ve fakat mahkeme kararı bozulmadı.
Meryem Hanım’ın 2 aylık hapislik cezası dün bitti ve Meryem Hanım tahliye oldu. Öncelikle kendisine çok çok geçmiş olsun diyorum. Lakin tahliye olur olmaz hukuk sistemini suçlayıcı açıklamalar yapması ve mahkemenin kendisini bir “bahane” ile bilinçli olarak cezalandırdığını ima etmesi çok sık rastlanmayan bir yaklaşımdı.. Açıkçası Meryem Hanım’ın söyledikleri normal bir ülkede yapılabilecek açıklamalar gibi değil.. Bugün Kuzey Kıbrıs’ta en güvenilir kurumların başında gelen ve toplumun gözünden sakındığı yargı için bu ifadelerin kullanılması çok üzücü..
Meryem Hanım bir haksızlığa uğradığını düşünüyor. Bunu düşünmek elbette en doğal hakkı. Lakin bunun için istinafa gitti.
Yani hukuki olarak hakkını aradı.
Fakat karar yine değişmedi.
Velhasıl Sayın Özkurt mahkeme kararıyla yaklaşık 2 aylık cezasını tamamladı.
Buna rağmen mahkeme kararına madem ki hala bir tepkisi var, o zaman bunun hukuk mücadelesini avukatı aracılığı ile yapabilir.
Bu çerçevede avukatını görevlendirir gerekli açıklamayı da avukatı yapar..
Dolayısıyla burada elma ve armutları karıştırmamak gerekiyor..
Ve tabii ki yargıyı siyaset üzerinden dövmeye kalkılmaz.
Nitekim bir kişinin suçlu olmadığını düşünmesi, haksızlığa uğradığını düşünmesi son derece doğaldır, bunun için gider hukuki mücadelesini verir. Buna elbette saygı duyarım. Ancak bunu basının karşısına geçip yargıyı suçlarcasına bu şekilde açıklama yapmasını ve birtakım imalarda bulunmasını hangi hukuki gerekçelere dayandırdığını da kamuoyu ile paylaşmasını beklerim.
