EkonomiKıbrısManşetSiyasetToplum

Gemisini kurtaranlar ve boğulmaya terk edilenler

Kamudan maaş çeken veyahut çekmeden böyle bir imkana sahip olanlar yani  maaş aralığı (geliri) 40 bin ve üstü olanların sadece 1 ay 8 bin TL ile ev geçindirmeye çalıştıklarını düşünelim. Hatta düşünmeyelim bunu  denesinler

Yeni maaş ayarlamasında kamu maliyesinin ballı kaymak tabakası da belli oldu.

Bu uygulamaya göre (güya sistem) Bakan/milletvekili/müsteşar/müdürlere.. 49 bin TL’den başlayan ve 62 bin TL’ye kadar varan güzellemeler uygun görülüyor..

E insaf demeyeceğim, zira ülkede bu aşığı çoktan aştık.

Kamu çalışanlarının maaş cetveline baktıktan sonra çıkarabileceğim tek sonuç maalesef bu. Vicdandan yoksun, akıldan uzak, tamamen zümresel çıkarların öne çıkarıldığı bir anlayış söz konusu.

Şöyle bir bakalım yaşananlara..

Asgari ücretle emek ortaya koyanların, yani  ücretli insanlarımızın  8 bin civarı maaş aldığı bir ekonomik yapı içinde, onları temsil ettiğini iddia eden vekillerin 7-8 kat fazla kazandığı bir ortamda konun elbette bir de ahlaki yönü vardır.

Bunu üzerine alanları elbette selamlarım, ve fakat ölü taklidi yaparak “ne yapalım sistem bu” elden ne gelir minvaline yatanları da ayıplarım. Kimse kusura bakmasın.

Bu hem vicdani olarak hem ahlaki olarak sorgulanması gereken bir konudur.

En düşük müsteşar maaşı 49 bin 628 TL

En yüksek müsteşar maaşı 61 591 TL

Emekçi ücretlinin de maaşı 8 bin TL civarı.

Hatta o bile değil.

Bunu kim nasıl açıklar açıkçası bilmiyorum. Bildiğim tek şey bunun  vicdana sığmayan ahlaki olmayan bir konu olduğudur.

Nitekim içinde zümresel korumacılık barındıran bu uygulama ile 40 bin alana 23 bin TL artış veren, 8 bin TL alana da 4 bin TL artışı uygun gören bu uygulamanın izahı olamaz.

Her zaman söylerim.

Bizim toplum olarak empati yapmaya ihtiyacımız var.

Özellikle kaymak tabakanın bunu önüne koyarak düşünmesinde fayda var.

Kamudan maaş çeken veyahut çekmeden böyle bir imkana sahip olanlar yani  maaş aralığı (geliri) 40 bin ve üstü olanların sadece 1 ay 8 bin TL ile ev geçindirmeye çalıştıklarını düşünelim. Hatta düşünmeyelim bunu  denesinler.

8 bin TL ile evlerinin ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışsınlar.

Bakalım oluyor mu?

Kıbrıs’ın Kuzey yarısında gözle görünen ve herkesin bire bir hissettiği korkunç bir pahalılık vardır. Bu herkesin cebine olumsuz yansıyor. Tabiatıyla satın alma kabiliyetini yitiriyor insanlar.

Şimdi bütün bunların üstüne toplumsal  sınıf makasını da iyice açarsanız zaten sıkıntılı olan gelir adaleti bütünüyle ortadan kalkar.

Gelir adaleti olmayan bir ülkede yaşamın hiçbir alanında adil bir düzen sağlanmaz.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu