KıbrısManşetSağlıkSpor

Güneşten gelen sağlık

Yabancılar tonlarca para harcayarak adamıza geliyorlar ve bu nimetten faydalanıyorlar. Ya biz? Bir koşuşturma içerisinde varlık içerisinde yokluk çekiyoruz

İngilizlerin umudu yapay güneşteymiş. Londra’nın ünlü Trafalgar Meydanı’na 60 bin küçük ampulden oluşan sahte bir güneş organize edilmiş. Amaç neymiş? Akşam güneş battıktan sonra oradaki meydan ziyaretçilerine aydınlık bir gün yaratmakmış güya.

E bu yapay güneşin bedene sağladığı yarar ne? Hikâye. Bu iş sanal bir şovdan başka bir şey değil. Adamız ise sadece bu yönden çok şanslı. Az-buz değil, yılda ortalama 300 gün güneş ışınları bedenimize temas ediyormuş der iklim bilimci arkadaşlar. Bu sayede de bağışıklık için bolca D Vitamini depolamaca çok şükür.

Bu aralar akşamüstleri ılımlı bir güneşle muhatap olmanın tam zamanı. “D Vitamini’nin yaklaşık yüzde 80’i güneşin deriyle teması sonucu sağlanıyor” diyor diğer tıp bilimci arkadaşlar da. Bedenimizi 15-20 dakika güneşe bırakmamız bize 4-5 bin ünite D Vitamini sağlıyormuş, hem de zahmetsiz ve de bedava, sadece acı su parayla sevgili Orhan Veli’nin dediği gibi.

“D Vitamini, kolesterol kökenli bir madde. Cildimiz güneş ışığıyla temasa geçtiğinde UVB ışınları, bu kolesterol kökenli maddeyi vitamine çeviriyor” diyordu bir köşe yazısında sağlık yazarı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu. Bu arada Aktif D Vitamini’nin en önemli düzenleyicileri ise karaciğer ve böbreklerimiz(miş).

“Bu vitamin; Süt ve süt ürünlerinde, balıkta, tereyağ ve yumurta sarısında var ama besinlerdeki miktarı oldukça az” diyor beslenme uzmanı rahmetli Prof. Dr. Ahmet Aydın da. Sonuç mu? Kemik ve diş sağlığı, kalp krizini önleme faslı, felç ve inme durumlarıyla başetme, bağışıklık sistemine katkı, şeker hastalığından korunma, hafızayı destekleme ve kanserle mücadelede önemli bir dest olan bu vitamini bedenimize kazandırmak için n’apmalı? Tabiî ki ılımlı saatlerde o güzelim güneş ışınlarıyla haşır-neşir olmalı.

Yabancılar tonlarca para harcayarak adamıza geliyorlar ve bu nimetten faydalanıyorlar. Ya biz? Bir koşuşturma içerisinde varlık içerisinde yokluk çekiyoruz. Eee, e’eesi; “Güneş girmeyen eve doktor girer” derler ya birileri, külliyen haklılar. Aha bahar havası, aha çiçek kokuları, aha çağla bademler, aha gafgarıtlar, aha gavcar mantarları, aha yumurta otları, aha ayrelliler, aha ekinler, aha o güzelim güneş ışınları. Doğayla barışmak lâzım, en azından D Vitamini’yle daha çok faydalanmak lâzım. “Bol güneşli ve donsuz günler dilerim” derdi ya hava durumu yorumcusu Ersin İmer, aynen be dostlar. Daha sırada B, C ve A, E, K Vitaminleri var. Ekinler baş vermeden başka bir yazıda. Sonuç mu; “Donmak üzereyiz ama uyku tatlı geliyor” filmi gibi. Sağlıkla…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu