ManşetSpor

Günümüz dalgaları

Gönül isterdi ki çağdaş futbol sistemlerinde olduğu gibi devlet-kulüpler arasında protokol-mrotokol konusu olmasın ama durumumuz mâlum. Naçizane düşüncemiz sporumuz kayıt altına alınabilecek sürer bir durumda somut projelerle beslensin

Hukukun üstünlüğü mü? Özetin özeti şeklinde; “Devletin kanun ve kurallarla işletilmesini” ifâde eder. “Hukuk, herkesin üstündedir ve de devlet keyfi yönetilemez” filân bildik deyiştir. Tabii bunlar sözel açılımlar.

Bu durum arazide de aynı mı? Yani bu fâni ve adaletsiz dünyamız, gerçektende hukukta belirtilen adalet hâkimiyeti altında mı yönetiliyor? Yoksa bazen keyfi, bazen de İsrail’in yaptığı gibi orman kanunlarıyla mı yönetiliyor? Bu soruların cevabı aslında şu çelişki altında yatıyor; ‘Hukukun üstünlüğü mü, yoksa üstünlerin hukuku mu?’ a dostlar.

İşte, bu durum spor için de aynen devam ediyor. Ucunda ‘emek’ yoksa kazanılmış hak olamaz. Futbolda yıllar önce imzalanan protokol metni, özellikle Transfer Talimatı’nın lâv edilmesiyle çoktan rafa kaldırılmış. Şimdilerde toplamda yedi maddenin yerinde yeller esiyor. Durum böyle olunca da yeni ve gerçektende uygulanabilir bir tüzük şart mı? E futbolcu merkezli bir sistem isterseniz tabiî ki de şart!

Gönül isterdi ki çağdaş futbol sistemlerinde olduğu gibi devlet-kulüpler arasında protokol-mrotokol konusu olmasın ama durumumuz mâlum. Naçizane düşüncemiz sporumuz kayıt altına alınabilecek sürer bir durumda somut projelerle beslensin.

Sürdürülebilir bir yapı (Kurumsallaşma) için her yıl bir noktaya nokta atışı yapılsın. Örneğin sporcu özkaynağı, tesisler ve sabit gelir getirici yatırımlar şart. Haa, bu durum tabela federasyonları hariç diğer gariban federasyonlar için de geçerli. Diğer bir yandan da tükenmişlik nârâları devam edecek. Mevzu derin yani anlayacağınız.

Mâlum, spor, çevre, sağlık, kongre, eğlence, kültür veya karpuz turizmi ile ilgili yıllardır gabak kesiyoruz. Bardağı taşıran son damlada milli hava yolumuz merhum Kıbrıs Türk Hava Yolları vakası vardı. Kıbrıs’a bir zamanlar ‘Milli Dava’ gözüyle bakanlar, son yıllarda olaya ‘Kıbrıs Sorunu’ gözü ile bakıyor. “Sallanan bir gemide, sallanmayan kamara olamaz” misâli sporumuz da bu davadan nasibini almıştır.

Sonuç mu? Sporumuzun artık tadı tuzu yok; “Yolunu beklerken daha dün gece, kaçıyorum bugün senden gizlice. Kalbime baktım da işte iyice, anladım ki sen de artık herkes gibisin” demişti dünya şairi adaşım. İşte, sporumuz da artık bu merkezde sıradanlaştı, tıpkı günümüz dalgaları gibi.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu