ManşetSpor

Hakemden günah keçisi olur mu?

Geçmişte de, şimdi de, gelecekte de hatalar olmayacak mı? Bal gibi olacak ama maçın sonucuna tesir eden bir hata varsa işte orada durup düşünmek lâzım ve de bir şeyler yapmak lâzım! Gerçi ne yapabilirsiniz? Ya direkt dinlendirme, ya da gözden uzak İpsillat’a göndermece

Evvel zamandı muhteremlerde; Kalbur saman içindeyken dağ kasabası San Marino’da yaşayan bir papaz varmış. Her yıl Noel’de köy meydanına iki keçi getirirmiş. Bunlardan birini fakir fukaraya yedirmek için yaradana kurban edermiş. Diğerine ise “Günah Keçisi” derlermiş. Milletin yıl boyunca yediği nane ve de haltların günahını temizlemek için biçâre keçicik uçurumdan aşağı atılırmış. Bu sayede de millet günahlarından arınırmış güya. Çok günah işleyenlerde de perde arası ince ayarlı bir ‘günah çıkarma’ işlemini gerçekleştirirmiş papaz efendi, bayılırım! Ne hoş, millet de bu sayede arınır ve yeni sezona ak ve de pak girermiş tıpkı futbol dünyamızın aktörleri gibi.

Geçen sezon birçok hakem günah keçisi gibi gözleri bağlandı ve uçuruma atıldı mâlumunuz üzere. Neyse, futbolda sezon sonuna geliniyor ve birçok taraftar, teknik insan veya başkan sütten çıkmış ak kaşık misâli tribünden veryansın. Üç kuruşluk top oynamayan bir kısım futbolcu veya üç kuruşluk takımı yönetemeyen bir kısım teknik adam da direkt olarak hakeme yüklenmece. Haa, hakem dostlar da bazen öyle hatalar yapıyorlar ki uçuruma bilerek ve de isteyerek kendileri atlıyorlar.

Geçmişte de, şimdi de, gelecekte de hatalar olmayacak mı? Bal gibi olacak ama maçın sonucuna tesir eden bir hata varsa işte orada durup düşünmek lâzım ve de bir şeyler yapmak lâzım! Gerçi ne yapabilirsiniz? Ya direkt dinlendirme, ya da gözden uzak İpsillat’a göndermece.

Gördük; Daha birinci haftadan başarısızlığı hakeme yükleyen bir futbolcu, antrenör veya yönetici kendi bindiği dalı kesmez mi? Bal gibi keser yine. Merkeze hakemi oturtan bir takım, bir sonraki maça ‘hakem modaklı’ çıkar ve konsantrasyonunun yönü n’erde olur? Siyah gömlekli hakemde olur. E hâl böyle olunca da 70 cm.’lik çevresi olan 450 gr.’lık meşin yuvarlakla ilgilenen futbolcu olmaz. Ha bire itirazdan kafa kazan modunda sayın seyirciler olur. Bir de teknik insan ha bire sürekli olarak hakemlerle dans ederse, karşılıklı olarak “Hayallerim, aşkım ve sen ey hakeme renga” filmi ceryan eder. Sonuç mu? “Kalbimi kırma, kırılan kalbimin mimarı olamazsın” filmi veya Atın İntikamı filmi gibi bir senaryo ortaya çıkar.

Yazar Simon Kuper; “Futbol asla sadece futbol değildir” demişti ama bu kadarı da fazla artık. Haa, bu arada spor medyasında hakemler arası çifte standartta adam kayırmaca var mı? Bu konuya girersek bu sütun yetmez. Allah günahlarımızı affeder mi bilemeyiz, tıpkı San Marino’daki gibi.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu