KıbrısManşetTürkiye

Hala ders çıkarmıyorlar!!

Bir ülkede yönetenlerin verdiği yanlış kararlarının  sonuçlardan halk maddi, manevi mağduriyet yaşıyorsa bunun hukuk nezdinde de bir karşılığı olmalıdır

Bizim ülkemizin en büyük sorunlarından biri yapılan yanlışların yapanın yanına kar kalmasıdır.

Bu haliyle hem devlete, hem de devleti yönetenlere dair güvensizliği beraberinde getiriyor.

Bir ülkede yönetenlerin verdiği yanlış kararlarının  sonuçlardan halk maddi, manevi mağduriyet yaşıyorsa bunun hukuk nezdinde de bir karşılığı olmalıdır.

Kötü  yönetip insanların mağduriyet yaşamasına sebep olan her kim olursa olsun bu yanına kar kalmamalıdır.

Lapta ve Alsancak’da yaklaşık 2 ay önce meydana gelen vakaların

Önüne geçme fırsatı varken gerekli önlemler alınsaydı bugün hiçbirimiz yaşadığımız mağduriyetleri yaşamamış olacaktık.

O dönem Sağlık Bakanı ve Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesinin bütün uyarılarına ve önerilerine karşı çıkan, bölge belediye başkanlarının uyarılarını dikkate almayan Ersan Saner başkanlığındaki hükümet  bugün halk olarak yaşadığımız bütün mağduriyetlerin sorumlusudur.

Dolayısıyla Sayın Başbakan kapanma kararı alırken içim sızladı derken,

1.5 ayda 14 insanımızı kaybettik.

Peki neden?

Yılbaşında otel salonları denetlenmedi. İnsanlar tıka basa o salonları hiçbir kurala uymadan doldurdu ve eğlence tam gaz alt alta üst üste devam etti.

Devlet buna göz yumdu!

Karantinasız girişlere izin verildi!

Bilimin her dediği pazarlık konusu yapıldı!

Salgının yaygın hale geldiği günler ise bakanlık kavgası ayyuka çıktı.

Bu kötü yönetim anlayışının yaptığı tercihlerin bedelini de halk ödedi.

Ve ödemeye devam ediyor.

Peki bütün bunların sorumlusu kim?

Tereddütsüz yönetenler!

Kapatma kararı alırken içim sızladı diyen Başbakan..

Canlar gitti yürekler parçalandı, işyerleri kapatıldı, insanlar işlerini kaybetti. Okullar kapanmak zorunda kaldı, çocukların eğitim hakları ellerinden alındı, salgın korkusu insanları psikolojik sorunlarla  karşı karşıya bıraktı..

Devlet ortadan kayboldu.

Hükümet devlet kadrolarına yandaş atama derdine düştü.

Ve maalesef hala geldiğimiz durumun idraki içinde de değiller.

Başbakan Ersan Saner’in bu kararı içim sızlayarak aldım açıklamasından da anlaşılacağı gibi durumun ciddiyetinin hala farkında değiller.

Peki Sayın Saner’in içini sızlatan hangi kararmış?

Mağusa, İskele, Güzelyurt ve Lefke bölgelerinin de kapatılması kararı.

Peki neden?

Bu bölgelerde vaka yokmuş!

Bunu bir başbakan dile getiriyor.

Oysa bu ülkede en uzak mesafe 2 saat.

Küçük bir coğrafya burası.

Yani Girne’de olan bir salgının ya da Lefkoşa’da olan bir salgının Mağusa’ya, İskele’ye, Güzelyurt ve Lefke’ye gelme ihtimali çok yüksek.

Fakat Başbakan’a göre öyle değil.

Allah aşkına böyle bir şey olabilir mi?

Bu mümkün mü?

Elbette değil.

Nitekim Girne’den kalkıp Mağusa’ya  gelen pozitif bir taşıyıcının Mağusa’da temaslıları olduğunu hepimiz okuduk haber sayfalarında.

Dolayısıyla bu kadar şeyden sonra hala bir başbakan kalkıp bunları söyleyebiliyorsa hepimize çok geçmiş olsun diyorum..

Zira COVİD-19 virüsünden daha tehlikeli bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız..

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu