Güney KıbrısKıbrısManşetSiyaset

“Hayati çıkarlarımız güvence altına alınsın”

Rum yönetimi, 24-25 Haziran’da Brüksel’de yapılacak Avrupa Konseyi’nden çıkacak kararın Konsey Başkanı Charles Michel tarafından kaleme alınan taslağın, “Türkiye’ye pozitif ajandayı vermek gayretiyle hazırlandığı, Kıbrıs kaynaklı yükümlülükler ve kapalı Maraş ile ilgili hiçbir şey içermediği” gerekçesiyle “üzerinde köklü değişiklikler yapılmasını” istiyor

Rum yönetimi, 24-25 Haziran’da Brüksel’de yapılacak Avrupa Konseyi’nden çıkacak kararın Konsey Başkanı Charles Michel tarafından kaleme alınan taslağın, “Türkiye’ye pozitif ajandayı vermek gayretiyle hazırlandığı, Kıbrıs kaynaklı yükümlülükler ve kapalı Maraş ile ilgili hiçbir şey içermediği” gerekçesiyle “üzerinde köklü değişiklikler yapılmasını” istiyor.

Haftalık Kathimerini “Lefkoşa Köklü Lifting İstiyor… Kıbrıs Sorunu-Maraş Olmayan Türkiye İle İlgili Karar Taslağı” başlıklı haberinde, Daimi Temsilciler Komitesi’nde (Coroper) yapılan ilk toplantıda Rum yönetiminin Michel tarafından sunulan taslak konusunda güçlü çekince belirterek, “hayatî çıkarlarının güvence altına alınması” talebinde bulunduğunu yazdı.

Edindiği bilgilere dayanarak Fransa, Avusturya ve Yunanistan’ın Güney Kıbrıs’a destek çıkarak taslak metinde özlü değişiklikler talep ettiğini ancak Almanya’nın, taslağı dengeli diye niteleyerek Charles Michel’e arka çıktığını yazan gazete, Romanya, Bulgaristan, İtalya ve Polonya’nın da Almanya’nın yanında yer aldığına işaret etti.

TASLAKTA YER ALMASI İSTENEN “HAYATİ ÇIKARLARA” YÖNELİK 4 MADDE

Gazete, Rum yönetiminin “hayatî çıkarlarının güvence altına alınması” yazılı talebini Brüksel’e gönderdiğini yazdı, yazının içeriğine dair özetle şu detaylara yer verdi:

“1-Pozitif Gündem ve Gümrük Birliği’nin yükseltilmesi, derhal sonuç verecek şekilde Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili yükümlülüklerine bağlansın. Şimdilik taslakta Cenevre’nin çöküşünden ‘hayal kırıklığı’ belirtilmekle yetiniliyor ve iki devlet çözümünü önermiş olmasına rağmen Türk tarafına dokunulmuyor.

2-Erdoğan’a sunulmaya çalışılan bu hediyeler, Maraş’ın bir bölümünün açılması ve kolonizasyon planları ışığı altında kapalı Maraş’ın BM’ye teslim edilmesine de bağlansın. Charles Michel’in karar taslağında kapalı Maraş’tan tek söz edilmiyor, Avrupa Konseyi Başkanı’nın üye devletlerin geçen Mart ayında kendisine verdiği yetkileri okumak zahmetine bile girmediği izlenimi uyandırıyor.

3-Kıbrıs, 27’lerin 25 Mart tarihli ortak beyanının yansıttığı, Türkiye’nin Gümrük Birliği’nin yükseltilmesini -üye ülkelere veto kullanma hakkı veren- Avrupa Konseyi tarafından ilave yönlendirme şerhi altında olması şartına bağlı olmasının güvenceye alınmasını istiyor. Charles Michel’in taslağı, meseleye hiç atıf yapmıyor. Aksine, Gümrük Birliği’nin yükseltilmesi yönündeki çalışmanın başladığını savunuyor ki bu gerçeği yansıtmıyor. Çalışmaların başlaması 27 üye devletin oy birliğiyle Komisyon’a yetki vermesi şartına bağlıdır. Böyle bir karar da alınmadı. Gerçekte, teknik düzeyde bir ‘görüşme’ yapıldı, bu da çalışmaların başlamış olduğu şeklinde algılanamaz.

4-Mülteciler konusunda Lefkoşa, pozitif ajanda çerçevesinde, Türkiye’den Yeşil Hat aracılığıyla ve/veya doğrudan Kıbrıs Cumhuriyeti’ne mülteci akışına son verilmesinin güvence altına alınmasını istiyor.

Michel’in, bu veriler ışığında taslağını revize ederek bu hafta içinde yeniden Coreper’e sunması bekleniyor.”

“KARŞILIK TALEP ETME…”

Gazete, Brüksel’de Türkiye’ye “Kıbrıs kökenli yükümlülüklerinden azade” pozitif gündemi sunmaya çalışan çevreler bulunduğunu yazdı, şunları ekledi:

“Bu çevreler Lefkoşa’ya bazı telkinlerde bulunmakta da tereddüt etmiyor. Öğrendiğimize göre geliştirdikleri argümanın merkezinde ‘pozitif gündemin araç haline getirilmemesi gerektiği, dolayısıyla Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından hem kapalı Maraş hem de Kıbrıs kökenli yükümlülükleri konusunda Türkiye’den karşılık talebinde bulunmaması gerektiği’ tezi bulunuyor. Diğer bir deyişle Berlin’in izinden giden aynı çevreler, Lefkoşa’nın Kıbrıs sorunu kucağında kalacağını ve artık hiçbir baskı aracı kalmayacağını bile bile hiçbir karşılık (sözlü dışında) olmaksızın Erdoğan’ a bu hediyelerin verilmesine rıza göstermesi gerektiğini düşünüyor.”

RUM DIŞİŞLERİ’NİN “MARAŞ BELGESİ”

Fileleftheros, Rum Dışişleri Bakanlığı’nın AB üyesi ülkelerin büyükelçilerine ve yabancı devletlere Türkiye’nin kapalı Maraş’taki hareketlerinin iki devlet politikası çerçevesinde olduğuna dair “bilgilendirme” yapmak için bir belge hazırladığını bildirdi.

Gazeteye göre belgede, Türkiye’nin Maraş bölgesindeki hareketlerinin “Ankara’nın B planını uygulamak için geniş ölçekli projesi dâhilinde olduğunu” değerlendirmesine yer veriliyor. Türkiye’nin bütün bu hareketlerinin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, çözüm müzakerelerinin ancak iki devletli bir çözüm zemininde olabileceği söylemiyle de anlattığı çerçevede yer aldığı kaydediliyor.

Kapalı Maraş’ta yapılmakta olan çalışmalara da atıf yapılan belgede, “Bir ‘pilot’ bölge olarak başlayıp sonrasında tamamına genişleyecek olabilir. Türkiye’nin, tepki çekmemek için adımlarını dikkatle attığı ortadadır. Dolayısıyla ‘salamlama’ (adım adım) taktiği uyguluyor. Planı tamamlanana kadar küçük küçük emrivakiler yaratıyor. Özellikle, tazminatlar konusunu gündeme getirerek daha sonra ilgileneceği Kıbrıslı Rumlara ait mallar konusunda çok dikkatli davranıyor” deniliyor.

Haberde Rum yönetiminin AB’deki ortaklarından “Türk projelerinin durdurulması için kararlılıkla hareket etmelerini isteyerek “Maraş kolonize edilirse BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorununa dair çabaları etkilenecek” vurgusunu yaptığı kaydedildi.

ERDOĞAN’IN NE AÇIKLAYACAĞI “ENDİŞELENDİRİYOR”

Gazete, Rum yönetiminin Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 Temmuz Barış Harekâtı’nın yıl dönümünde KKTC’ye gerçekleştireceği ziyaret sırasında ne açıklayacağı konusunda da büyük kaygı içerisinde olduğuna dikkat çekerek “yetkili makamların incelemekte olduğu çeşitli bilgiler (örneğin Kıbrıs MEB’indeki araştırmalarında yatak bulunduğunu açıklayabilir) var. Türk Cumhurbaşkanı işgal bölgelerinde uluslararası çapta ilgi uyandıracak açıklamalar yapacağını ilan etmişti” ifadesine yer verdi.

BM VE AB ÇERÇEVESİNDE DİPLOMATİK MARATON

Gazete “Maraş İçin Diplomatik Maraton… Lefkoşa Yeni Türk Faaliyetlerini Engellemek Hedefiyle Her Yöne Hareket Ediyor” başlıklı haberinde ise Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in, BM Barış Gücü ve İyi Niyet Misyonu raporları öncesinde rutin gerçekleştirilenler çerçevesinde BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi ve Barış Gücü Misyon Şefi Elizabeth Spehar ile bakanlıkta görüştüğünü hatırlattı.

Habere göre görüşme sırasında Spehar’a ve çalışma arkadaşlarına “Maraş bölgesindeki çalışmaların vahametini” anlatan Hristodulidis, “Raporlar, BM’nin alacağı kararlar 1964’teki kararlar kadar önemlidir” ifadesini kullandı. Gazete Hristodulidis’in bu cümle ile “Kıbrıs sorununun normal süreci açısından pek çok şeyin, bu konuda bundan sonra meydana gelecek gelişmelere bağlı olacağını” söylemek istediğini belirtti.

Rum yönetiminin Spehar’dan, Akyar konusundaki gibi yapılmamasını, Maraş’ın ve Türkiye’nin hareketlerinin öne çıkarılmasını istediği belirtilen haberde, Hristodulidis’in bu vurguları tesadüfen yapmadığı, Spehar tarafından hazırlanıp New York’a götürülecek raporun “bu sefer de gerçekleri yansıtmayabileceği” endişesi bulunduğuna dikkat çekildi.

Habere göre Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in önümüzdeki Perşembe Brüksel’de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yapacağı görüşmeye, “gelişmeleri Genel Sekreter’e doğrudan aktarmak için çok iyi fırsat” gözüyle bakılıyor. Rum yönetimi geçen hafta, Avrupa Zirvesi çerçevesinde Guterres’le görüşme randevusu ayarlayabilmek için büyük bir efor harcadı. Anastasiadis, Genel Sekreter ile görüşmesinde Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması konusu haricinde “Maraş bölgesindeki faaliyetleri ve bu faaliyetlerin, Kıbrıs müzakerelerini yeniden başlatma ve yeni bir gayriresmî konferans çağırma çabalarını ne kadar olumsuz etkileyeceğini” de aktarmak niyetinde.

Rum yönetiminin Avrupa Konseyi öncesinde, taslağından tatmin olmadığı karar metninde Maraş ve Türkiye’nin faaliyetlerinin de yer alması için yoğun bir hareketlilik başlattığına işaret eden gazete, Hristodulidis’in geçen hafta Alman dengi Haiko Maas ile Maraş konusunu aktardığı bir telefon görüşmesi yaptığını, Anastasiadis’in, Konsey toplantısında Türkiye ele alınırken de bu konuyu anlatacağını belirtti.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu