KıbrısManşetSiyasetSpor

Haydi biraz da iyi şeyler yazmak için cehd edelim!

İnanın, bunca hamaset, bunca gereksiz milliyetçilik yerine, hep cahd etsek çok daha iyi olmaz mıydı?

Hep “karamsar” şeyler yazdığımız için eleştiriliyoruz…

Bugün, “iyi şeyler” yazmak için çaba göstereceğim…

Yani cahd eddim, iyi şeyler yazacağım!

(Yazının sonunda cahd ya da cehd etmenin ne olduğunu da anlatacağım)…

 -*-*-

 Ayten Zabit…

Kurtuluş Lisesi’nin, Güzelyurt’un gururuydu…

Süper bir sporcuydu…

Basketbolcu, atlet…

-*-*-

Uğur Gazi…

Voleybolcuydu…

Mağusa’nın, Namık Kemal Lisesi’nin gururuydu…

Süper bir sporcuydu…

-*-*-

Ayten de Uğur da bizden üçer, beşer sene falan küçüktü…

Ve sporla ilgilenen herkesin onların aktif sporculuk dönemlerindeki ortak görüşü; “Allah kahretsin bu Kıbrıs sorununu” noktasındaydı…

Her ikisinin kabiliyeti de kalitesi de Türkiye standartlarının üzerindeydi…

Ancak bir yere kadar…

-*-*-

Sporda, uluslararası şansı yakalamaktan ne acıdır ki “uzak kalmak zorunda bırakılan” bu ikili; voleybolda, basketbolda ve atletizmde yaşadıkları şanssızlığı, oğullarında yaşamadı…

Birlikte çok güzel bir oğul yaptılar…

Ve o oğulları, Pazar akşamı hepimize büyük bir gurur yaşattı…

Teşekkürler Erten Gazi…

-*-*-

Anadolu Efes, Halkın Partisi eski genel başkanı sevgili Yenal Senin’in dediği gibi, bize basketbolu sevdiren marka olmuştur…

Ve Erten Gazi, şimdi bize Anadolu Efes’i daha çok sevdirmiştir…

Teşekkürler Anadolu Efes…

Ve tebrikler tabii ki…

-*-*-

Sözlerini sevgili doktorumuz Sibel Siber yazdı…

Müzik Mustafa Tozakı’ya ait…

Büyük ses Arif Edizer yorumladı…

Şarkının adı “Yarım yaşarım”…

Belki hüzünlü, belki “umut” vermiyor ama keyif veriyor, gurur veriyor…

Tebrikler…

Teşekkürler…

Ellerinize yüreğinize sağlık…

-*-*-

Bir şantiyede 80 vaka, 166 karantina falan derken korktuk; sonra Başbakan Ersan Saner, “yok öyle bir şey” dedi…

Bu yazının tamamlandığı saate kadar, Saner’in açıklamasını “yalanlayacak” bir bilgi gelmedi.

“Yüzde yüz inandık mı?”

Ersan Saner’e yüzde yüz inanırım ama “Başbakan Saner”in açıklamasının teyit edilmişliğine ne acıdır ki ihtiyacım var!

Ama yine de “yok yahu öyle bir şey” açıklaması, “80 pozitif – 1660 karantina” haberinn arkasından “sevindiriciydi”…

-*-*-

Kapılar…

Bizim tarafın “hazırız açalım” demesi bile sevindiriciydi…

Haaaa bir milliyetçi derneğimiz “Niyazi Kızılyürek KKTC’ye sokulmasın” çağrısının “zerre kadar dikkate alınmaması, şükürler olsun kimsenin bu türden komik bile olmayan açıklamaları dikkate almaması sevindiriciydi…

-*-*-

Kutlu Adalı cinayetinde adı geçen dönemin Sivil Savunma Teşkilat Başkanı ve GKK Komutanı’nın Türkiye’deki “Sözcü” gazetesine verdikleri demeçlerde, “Rumlar öldürdü” demelerine KKTC sosyal medya paylaşımcılarının verdiği esprili yanıtlar da sevindiriciydi…

Çok güldüm…

Özellikle Rum Mafyası’nın hep beyaz renk Renault 12 TX kullanıyor olmasına da çok sevindim doğrusu!

Bu tür açıklama yapıyor olmalarına da sevindim çünkü belli ki çok ciddi sağlık sorunları var…

Bizim emekli paşalara Allah’tan sağlık dileklerimi de iletiyorum bu arada…

-*-*-

Cypfruvex…

Dalında bir miktar portakal kalmıştı…

Ve türkiye’den gelen kesim ekiplerinin bir bölümü “bayramdır” diyerek Ada’dan ayrılmış; bir kısmı ise iddialara göre Cypfuvex sıkıntıya girsin diye “kaçırılmıştı”…

Genel Müdür Cemal Redif, en başında beri bağırıyor, çağırıyor, “be arkadaşlar gelin biz bu portakalı toplayalım, 20 milyon TL’lik bir bütçe var bu işte, ülkede kalsın bu para” diyor…

Kimse dinlemiyor…

Ama ağaçta kalan bin 500 tonu, Cemal Redif öne geçti; bir miktar Cypfruvex işçisi, bir miktar da ondan bundan işçi toplayıp, kestik…

Ve sezonu tamamladık…

Bugün de sezonun final etkinliği var saat 15.00’te…

Elbette çekemeyenler – eleştirenler – çamur ekipleri olacaktır…

Ama sezonu sıkıntılı da olsa, kazasız – belasız atlatmak, sevindiricidir…

Teşekkürler Cemal Redif…

Teşekkürler Cypfruvex…

-*-*-

Lefkoşa Türk Belediyesi…

Efendim, çevre katliamı yapmış…

Neden?

Dere yataklarının temizliğinde doğal yaşama zarar verilmiş…

Bu ciddi bir tartışma konusudur ama “sivrisinekle mücadelede, mevcut ekonomik koşullar içerisinde şarttır, kaçınılmazdır”…

Bence Belediye “doğru” olanı yapmadı belki ama “zorunlu” olanı yaptı.

Teşekkürler…

Ve yeni açık Pazar bitti bitiyor…

Ve Eski Toptancılar Hali Kiralama ve Yatırım İhalesi ile birlikte buradaki Dönüşüm Projesi yaşama geçiyor.

Yarın…

Teşekkürler Lefkoşa Türk Belediyesi…

Tebrikler Mehmet Harmancı…

-*-*-

Bayındırlı ve Ulaştırma Bakanları…

Kimler geldi, kimler geçti…

Oğuz Vadili dün sabah Kanal T’deki program sırasında “inşallah bu kez biter” dediğim yollar için şu yorumu yaptı:

“… Google’a ‘Lefke Güzelyurt yolu açılacak’ yazınca birden çok bakanın bu yol için açılacak müjdesi verdiğini görüyorsunuz abi. Aslında içinde yaşamasan çok eğlenceli memleket…”

Yorum komikti…

Gerçekten “bu yol haftaya bitiyor” demedikleri kaldı eski bakanların…

Bir türlü bitirilemedi…

Elbette haklı sebepler vardı…

Özellikle Tolga Atakan’ın bakanlığı döneminde, neden bitirilemediğini çok yakından takip edenlerdenim…

Ve dün televizyonda bu yorumları yaptık; akabinde, Bakan Resmiye Eroğlu Canaltay ile sohbet ettik.

Dedi ki, “… Temmuz ayı sonuna Lefkoşa Çevre Yolu, ardından da Lefke – Güzelyurt yolu bitecek… Cahd ettim a Serhat!”…

Gülüştük…

Ama gerçekten sevindim…

Ve inanıyorum da, güveniyorum da…

O yol bitecek…

Teşekkürler Resmiye Canaltay…

-*-*-

Bu arada eklemek lazım…

Biz Kıbrıslılar, “cahd ettim” deriz…

Yani “kesinlikle çok çabalayacağım” anlamına gelen Osmanlıca bir ifadedir bu…

Ancak doğrusu da “Cehd ettim”dir…

-*-*-

Ve yine ekleyelim; keşke her konuda çok ciddi cahd ya da cehd edebilsek!

İnanın, bunca hamaset, bunca gereksiz milliyetçilik yerine, hep cahd etsek çok daha iyi olmaz mıydı?

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu